16 yaşındaki çocuk tacize uğradığını yazdı: Annesi reddetti ama ses kayıtları da dosyada
Kahramanmaraş'ta 69 kişinin ölümüne neden olan Hacı Ömer Apartmanı davasında sanıkların avukatı imzaların sahte olduğunu iddia ederek ilginç bir savunma yaptı. Mahkeme duruşmayı 6 Aralık tarihine erteledi.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depreminin ardından yıkılan Hacı Ömer Apartmanı’nda hayatını kaybeden 69 kişinin davasında ilk duruşma yapıldı. Mahkeme salonunda yıllar boyunca ihmal ve hatalar zincirinin mağduru olan ailelerin adalet arayışı sanıkların savunmalarıyla yüzleşti. İddia ciddiydi; sanıklardan biri resmi belgelerdeki imzaların sahte olduğunu öne sürerek suçsuz olduğunu savundu.
2023’ün Şubat ayında Kahramanmaraş’ı vuran ve binlerce can kaybına neden olan deprem özellikle Şazibey Mahallesi’ndeki Hacı Ömer Apartmanı’nda trajediye dönüşmüştü. Sekiz katlı binanın enkazının altında kalan 69 kişi yaşamını yitirdi, dört kişi yaralı olarak kurtarıldı. Olayla ilgili davada Başak Konut Yapı Kooperatifi’nin yönetim kurulu başkanı ve diğer sorumluların ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan cezalandırılması isteniyor. Ancak sanıklar savinmalürında suçlamaları kabul etmedi.
Binayı yapan Başak Konut Yapı Kooperatifi’nin yönetim kurulu başkanı Tevfik Tepebaşı (81), yönetim kurulu üyeleri Çetin Kurt (64), Kemal Duyar (102), İsmet Koyuncular, binanın yapımında görev alan Atilla Öz’ün (62) ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanık İsmet Koyuncular, binada ölenlerin yakınlarıyla taraf avukatları katıldı.
Davanın Kahramanmaraş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasına bazı sanıklar SEGBİS sistemi üzerinden katıldı. Koyuncular’ın avukatı resmi belgelerde yer alan imzaların sahte olduğunu iddia ederek tuhaf bir savunma yaptı.
Tevfik Tepebaşı, Çetin Kurt, Atilla Öz ve diğer sanıklar ise binanın yapımıyla doğrudan ilgilerinin olmadığını ileri sürdü. Sanıkların ortak savunması ‘inşaat işlerinden anlamadıkları ve işlerin mimar ve mühendisler tarafından yürütüldüğü’ şeklindeydi. Bu savunmalar adalet arayan mağdur ailelerini daha da öfkemendirdi.
Duruşmada en dikkat çekici savunma İsmet Koyuncular’ın avukatından geldi. Koyuncular olay tarihinde yurtdışında olduğunu iddia ederken avukatı resmi evraklardaki imzaların sahte olduğunu ileri sürdü. Avukat imzaların Koyuncular’a ait olmadığını ve bu sahte imzalarla müvekkilinin suçlanamayacağını belirtti. Evrakların adli tıpa gönderilmesini ve müvekkilinin beraatini talep etti.
Mahkeme salonunda acılı ailelerin temsilcisi olan müşteki avukatları sanıkların tutuklu yargılanması ve davanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesi talebinde bulundu. Müşteki avukatlarından Naim Eminoğlu dosyada kötü hazırlanmış bir bilirkişi raporu bulunduğunu, raporun yalnızca depremi suçlayıp sorumluların ihmalini göz ardı ettiğini ileri sürerek davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi:
“İlk duruşma yapıldı ve sanıklar dinlendi. Sanıklar arasında Ebrar Sitelerinin müteahhidi Tevfik Tepebaşı da var, tutuksuz yargılanıyor. Onun tutuklanmasını talep ettik mahkemeden. Yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep ettik. Çok kötü bir bilirkişi raporu var dosyada sadece depremi suçluyor. Mahkeme bunu da daha sonraki celse değerlendireceğine karar verdi ve yine ara karar kurmadı. Bir sonraki duruşma 6 Aralık’ta görülecek. Biz bu davanın asla peşini bırakmayacağız.”
Binada ölenlerin yakınları sanıklardan şikayetçi olduklarını, sanıkların tutuklanıp olası kastla öldürmeden yargılanmasını, dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini ve zemin etüdü yapılmasını talep etti.
Mahkeme müştekilerin dinlenmesinin ardından talepleri değerlendirmek üzere davayı 6 Aralık’a erteledi. Mağdurların avukatları sürecin uzun bir mücadeleye dönüşeceğini, adalet arayışlarının devam edeceğini vurguladı.