’30. kattan düşmüş’: 25 yaşındaki kadının şüpheli ölümünde kız kardeşi gözaltında
Dini nikahla birlikte yaşadığı beş aylık hamile 43 yaşındaki N.M.T.’yi ilişki sırasında boğarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık 41 yaşındaki Y.A.M.A. kendisini “Boğmadım, öptüm” diyerek savundu.
Bursa’nın Yıldırım ilçesinde temmuz ayında bir kadın cinayeti yaşandı. Suriye uyruklu Y.A.M.A. dört çocuğunun annesi M.A.’dan geçen aralıkta boşanmış, uzaktan akrabası N.M.T. ile dini nikah yapıp Ortabağlar Mahallesi’ndeki evde onunla yaşamaya başlamıştı. İddiaya göre olay günü öğle saatlerinde birlikte oldular; Y.A.M.A. ilişki sırasında N.M.T.’nin başını yataktan sarkıttı, iki kolu vücudunun altında kalan hamile kadının önce sağ, sonra da sol elle boğazını sıktı. Boğazından hırıltı sesi gelip ağzından köpük çıkan kadın hareketsiz kaldı. Durumu fark eden Y.A.M.A. saat 13.00 sıralarında evden çıkıp arkadaşlarıyla buluştu ve saat 17.00 sıralarında eve döndüğünde N.M.T.’nin hareketsiz yattığını gördü, cep telefonuyla aradığı arkadaşı İ.O.’dan yardım istedi. Eve gelen İ.O. sağlık ekiplerine haber verdi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde N.M.T.’nin hayatını kaybettiği tespit edildi. Polis Y.A.M.A.’yı gözaltına aldı.
Emniyetteki sorgusunda N.M.T.’yi bilerek ve tasarlayarak öldürmediğini söyleyen şüpheli olayın birliktelik sırasında fantezi yapmak isterken yaşandığını öne sürdü. Y.A.M.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olayla ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede “Tanığın ifadesinin ardından yapılan soruşturma sonunda Suriye uyruklu Y.A.M.A.’nın birliktelik sırasında cinsel fantezi süsü vererek hamile olduğunu bildiği N.M.T.’nin boğazını sıkıp öldürmek sureti ile üzerine atılı suçu işlediği belirlendi” görüşüne yer verildi.
Hakkında Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Y.A.M.A. son duruşmada N.M.T. ile aralarında hiçbir sorun olmadığını söyledi, “Kendisiyle birliktelik yaşarken eşimin baş kısmı yataktan aşağı sarkıyordu. Her iki kolunu vücudunun altına almıştı. Ben de fantezi amacıyla önce sağ elim sonra da sol elimle boğazını tutuyordum. Bu sırada hırıltı sesi duydum. Ağzından köpük gelince korkup birlikteliğimize son verdim. Daha sonra hareketsiz olduğunu görünce kolunu havaya kaldırdım. Kolu yatağın üzerine düştü. Sonra gidip duş aldım. Yataktan indirip battaniye sardım. Bu sırada tamamen hareketsizdi. Ne yapacağımı bilemediğim için saat 13.00’te evden çıktım. 17.00’de döndüm. Telefon ile yardım istediğim arkadaşım bir tanıdığını gönderdi. O da sağlık ekiplerine haber vermemizi söyledi. Sonrasında gözaltına alındım. Ben eşimi kesinlikle öldürmek istemedim” dedi.
Y.A.M.A. mahkeme başkanının maktulün boynundaki morlukların nasıl olduğu sorusuna ise “Ölüm olayı birliktelik sırasında istemeyerek meydana geldi. Birliktelik yaşadığım kişi amcamın kızı olur, onu neden öldürmek isteyeyim. Onu çok seviyordum. Çok uzun süre cinsel birliktelik yaşadık. Boynundaki morarmalar öptüğüm için olabilir. Nasıl öldüğü ile ilgili fikrim yok o esnada beyin kanaması geçirmiş olabilir” yanıtı verdi.
Sanık avukatı Mert Ata Kılıç yaptığı savunmada müvekkilinin eşinin öldürmeye yönelik kasti bir eylemi olmadığını, karşılıklı eylemlerin söz konusu olduğunu belirterek “En aleyhte değerlendirmeyle ihmali bir davranıştan söz edilebilir. Bu da müvekkilimin olay anında şok etkisiyle ambulansa haber vermemesidir. Müvekkilim ile maktule arasında yaşanan cinsel ilişki sırasında karşılıklı fantezi amaçlı eylemler söz konusudur. Müvekkilin de bahsettiği gibi maktulenin boynundaki morarmalar bundan kaynaklıdır. Suç vasfının müvekkil lehine değişme ihtimali vardır. Tutuklama tedbirden ziyade cezalandırmaya dönüşmüştür. Bu nedenle müvekkilin şu aşamada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz” dedi.
Mahkeme heyeti sanığın 19 yıl önce ülkesinde evlenip olaydan sekiz ay önce boşandığı ve soruşturma sırasında eski eşinin evliliklerinden olan dört çocuğunu sevmediğini belirtip “Her hamile kaldığımı öğrendiğinde birlikteliğimiz sırasında boğazımı sıkıp karnıma bastırır çocuğu düşürmeye çalışırdı” diyen M.A.’nın tanık olarak dinlenmesi, polis tarafından olay yerinde çekilen görüntülerin incelenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.