Türkiye milli muharip uçağına bugüne kadar iki milyar dolar harcadı
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ye (TUSAŞ) tesislerine yönelik saldırıya yönelik 'bilgiyi' 17 Ağustos'ta elde ettiği, ardından Emniyet ve Jandarma’ya ilettiği ileri sürüldü.
PKK üyesi olduğu açıklanan Ali Örek ve Mine Sevjin Alçiçek adlı iki teröristin Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ye (TUSAŞ) düzenlediği saldırının yankıları sürüyor.
Detaylara geçmeden önce özetle mevcut manzarayı anlatalım. Bilindiği üzere saldırganlar milli muharip uçak ve HürJet gibi önemli savunma sanayii ürünlerini piyasaya süren tesiste beş kişiyi öldürdüler, 22 kişiyi yaraladılar.
Üstelik güvenlik ve istihbarat zafiyeti eleştirilerine yol açan bu olay, AK Parti ve MHP kanadının DEM Parti’ye yönelik hamleleri ve ‘terörsüz Türkiye için iş birliği’ mesajlarıyla başlayan ‘yumuşama süreci’ sırasında yaşandı.
Olaydan bir gün önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1999 yılından bu yana İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’te örgütün lağvedildiğini açıklaması, bu şartla umut hakkından faydalandırılmasını teklif etmişti.
Bu çağrı hala geçerliliğini korurken, T24 yazarı Tolga Şardan dikkati çeken bir iddiayı okurlarıyla paylaştı. Buna göre saldırıya ilişkin istihbarat iki ay önce Ankara’ya iletilmiş:
“İstihbarat bilgisi, geçen ağustosun ortasında, tam tarih vermek gerekirse; 17 Ağustos’ta elde edildi.
İstihbarat birimlerinin ortak yürüttüğü operasyonda yakalanan PKK’lıdan elde edilen veriler, bölgedeki jandarma komutanlıklarına bildirildi. Gerek Van’a konuşlu Jandarma Asayiş Komutanlığı, gerekse Şırnak’taki İl Jandarma Komutanlığı, kısa sürede gelişmelerden haberdar edildi.
Tabii aynı bilgiler, Ankara’ya da ulaştırıldı. MİT’in ulaştığı veriler, İçişleri Bakanlığı’nın çatısı altındaki Emniyet ve Jandarma’ya gönderildi.
Şimdi; bu aşamada artık kimsenin ‘gerekli istihbarat alınamadı’ mazeretine sığınma şansı kalmadı maalesef. Tam tersine, bilginin elde edilmesiyle, eylemin gerçekleştirilmesi arasında yaklaşık iki ay var.
İster istemez, ‘İki ayda ne yapıldı?’ sorusu akıllara geliyor kuşkusuz. Sorunun yanıtını adli yönden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, idari yönden ise İçişleri Bakanlığı verecek.”