Yeni Çıkanlar
İtaat Etüdü
Sarah Bernstein
Çeviren: Cem Akaş
Domingo Yayınları, 2024
roman, 184 sayfa.
2023’te Granta tarafından en iyi genç romancılar arasında gösterilen Sarah Bernstein, keskin ve şiirsel bir dille suç ortaklığı, iktidar, köklerinden sökülme kavramlarını irdeliyor. Kuşağının en heyecan verici kalemlerinden biri olan Bernstein’i okurla tanıştıran 2023 Booker finalisti ‘İtaat Etüdü’, derin ve rahatsız edici bir roman.
Genç bir kadın, eşi tarafından terk edilen abisine hizmet etmek için, doğduğu yerden uzak bir kuzey ülkesine, bir zamanlar atalarının yaşadığı küçük kasabaya taşınır. Hatırlamak istemediği kadar çok sayıdaki kardeşin en küçüğüdür; kendini bildi bileli diğerlerine bakmış, itaat ve bağlılıkta kusur etmemiştir.
Kasabaya geldikten bir süre sonra açıklaması güç olaylar ve kayıplar baş gösterir: toplu bir sığır isterisi, bir koyunun ve yeni doğan kuzusunun ölümü, bir köpeğin yalancı gebeliği…
Kasabalıların yabancılara duyduğu şüphe genç kadına yönelir. Evde de işler iyiye gitmez, tüm özenine rağmen gizemli bir hastalık abisini de vurur.
“Aidiyetsizliğin, kimlik arayışının, zaman ve mekânda sıkışıp kalmış şiddetin eşsiz ve tekinsiz portresi.” Granata
Şeytanı Yeğlemek – Bir Dedektif John Rebus Polisiyesi 21
Ian Rankin
Çeviren: Mehmet Gürsel
Alfa Yayınları, 2024
polisiye, 464 sayfa.
Rebus emekli olmuştur fakat çözülememiş bir dava aklını meşgul etmektedir. Maria Turquand otel odasında öldürülmüştür, aynı gece ünlü bir rock yıldızı ve ekibi de o otelde konaklamıştır. Yıllar geçmesine rağmen Maria’nın katili bulunamamıştır. Rebus bu olayı tekrar araştırmaya başlar. Bu sırada Edinburgh’un karanlık yeraltı dünyası hareketlidir. Genç gangster Darryl Christie uğradığı bir saldırı sonucu güçsüz ve savunmasız kalmıştır ve büyük bir kara para aklama soruşturması tehdidi altındadır. Eski suç patronu Koca Ger Cafferty gerçekten piyasadan çekilmiş midir yoksa vaktinin gelmesini mi beklemektedir?
Rebus bu davada eski dostları Siobanh Clarke ve Malcolm Fox’la bir araya gelir.
“Rebus serisinin 21. romanı, okuru başından sonuna kadar sımsıkı kavrayan zahmetsiz bir kurgu ve müthiş bir anlatımla öne çıkıyor.” Daily Express
Su – Elementler 1
John Boyne
Çeviren: Mert Doğruer
Delidolu Yayınları, 2024
roman, 128 sayfa.
Çok satan ‘Çizgili Pijamalı Çocuk’un yazarı John Boyne’un imza projelerinden ‘Elementler’ serisinin ilk halkası ‘Su’, geçmişin karanlık izlerinden sıyrılıp yaşadığı ve yaşayacağı yeni hayatla yüzleşmek zorunda kalan bir kadının arınma yolculuğu.
Suyun hem mucizevi hem de lanetli yüzünü göstererek insan ruhunun derinlerine inen roman, iç içe geçmiş kaderler üstünden bambaşka kimliklerin bitmemiş hikâyelerini anlatıyor.
Yaşamın ve ölümün varoluşsal sınırında yeşerttiği umut kırıntılarıyla yürekleri sağaltan kitap; okurları su, toprak, ateş ve havanın uyumsuz bir buluşma noktasında asude bir olgunluğa taşıyor.
Benyusuf
Sezgin Kaymaz
İletişim Yayınları, 2024
öykü, 217 sayfa.
Sezgin Kaymaz’dan, komşuluk eden, gönül gezdiren, tamir eden, sırt sıvazlayan, sohbet eden öyküler.
Aksilik aksiliği de kovalasa, kanalizasyon da patlasa, tamire gelen çocuk kanalizasyon yerine ‘kanalizyon’ da dese, insanlar yine de kendi dillerinde sohbet edebilir, yine de gül gibi geçinip gidebilirler… ‘Benyusuf’taki öyküler, bu duyguyu veriyor insana. İnsan milletinin bu yüzünü gösteriyor.
Baudelaire Fraktali
Lisa Robertson
Çeviren: Güzin Ayan
roman, 192 sayfa.
Şair Hazel Brown bir sabah oldukça tuhaf dekore edilmiş bir otel odasında uyanır ve Charles Baudelaire’in tüm eserlerini yazdığını fark eder. Hayır, Baudelaire’in kendisi değildir ama onun eserlerinin muharriri olmuştur! Bu ne kadar şaşırtıcı olursa olsun, Hazel Brown için yazar olmak üzere çıktığı imkânsız yolculuktan daha şaşırtıcı değildir. ‘Lanetli şair’ ruhuyla canlanan Brown Londra, Vancouver, Paris ve Fransız kırsalı arasında mekik dokuyacaktır. 1980’lerin başından günümüze akıcı bir şekilde, kiralık odadan kiralık odaya geçerken modernite, yoksulluk ve mükemmel ceket gibi Baudelaire saplantılarını düşünür… Bu artık bir dişi-dandy’nin hayatının efsanesidir.
Bir yandan büyülü gerçekçilik, bir yandan feminizm ve feminist poetika, bir yandan terzilik tarihi, bir yandan kitap tutkusu, bir yandan çağdaş sanat ve 19. yüzyıl resmine duyulan aşk ve en çok da bir kadınlık hikâyesi Baudelaire Fraktali. Kanadalı şair Lisa Robertson’un “ilk romanı” geleceğin klasikleri arasında…
Sen Benle İstanbul Benimle
Deniz Goran
Çeviren: Burcu Asena Şahin
Düşbaz Kitap. 2024
roman, 240 sayfa.
İnsana musallat olan geçmişin, bugünü nasıl etkisi altına alabileceğini gözler önüne seren romanın başkarakteri Ada, hem İstanbul’a duyduğu hasretin kavurucu etkisiyle hem de Gezi Parkı protestolarında tutuklanmasının ardından süren bir gecelik sorgunun açtığı yaralarla baş etmeye çalışır. Londra’da çağdaş sanat fuarında, biraz acayip, epey cazibeli ama bir o kadar da tükenmiş bir galerici olan Lucian çıkar karşısına. Kısa zaman önce evliliğini sonlandıran Lucian, kırık kalbinin yaralarını alkolle sarmaya çalışır. Ada ise yakın zamanda İstanbul’da gerçekleşecek davanın sonucunu beklerken yüreği ağzındadır. Aralarındaki tutku günbegün derinleşen bu ikili, geçmişteki tercihlerini birlikte gözden geçirirken geleceklerini de hızla şekillendirmeye başlar.
Ada ile Lucian’ın yanında İstanbul ve Londra’yı da canlı karakterler olarak okuduğumuz bu romanda sevgi, kayıp, umut arayışı ve gurbette yaşamanın sancısı, gerçekçi diyaloglarla, güçlü betimlemelerle, sanatçıya ve sanat dünyasına dair çarpıcı gözlemlerle anlatılıyor.
Beyaz Balina
Luis Sepulveda
Resimleyen : Oğuz Demir
Çeviren: Esin İleri
Everest Yayınları, 2024
8 yaş üstü, 80 sayfa.
İnsanları bir de balinaların gözünden görmeye ne dersiniz? Çocukların en sevdiği yazarlardan Luis Sepúlveda, bu kitabıyla okuyucularını masmavi okyanusların derinliklerinde gezdiriyor. İnsanların doğada nasıl yankılar uyandırdığını ay rengi ispermeçet balinasının ağzından dinleyecek, yolculuğu boyunca Lafkençe halkına, avcı gemilerine rastlayacaksınız. Oğuz Demir’in çizimleriyle görselleşen bu yolculuğa hazır mısınız?
Anlamsızlık Hissi –
Psikoterapi ve Felsefeye Bir Meydan Okuma
Viktor E. Frankl
Çeviren: Defne Şen
Mundi Kitap, 2024
psikoloji, 256 sayfa.
Dünyanın en ünlü psikoterapistlerinden, tarihe “Freud ve Adler’den sonra Psikoterapinin Üçüncü Viyana Okulu’nu kuran kişi” olarak geçen Viktor E. Frankl, sıra dışı bir hayat yaşadı: Ömrü boyunca yeni fikirlerin peşinde koştu, zaman zaman bu yüzden dışlandı, Hitler döneminde toplama kamplarında esir düştü, ailesini bu kamplarda kaybetti fakat her şeye rağmen yaşama tutunma çabasından ve anlam arayışından hiç vazgeçmedi. Şahsi tecrübelerini nöroloji ve psikiyatri uzmanlığıyla birleştirerek logoterapiyi yaratmasının sebebi de buydu: İnsanı yaşama bağlayan en önemli motivasyonun ‘hayatın bir anlamı olduğu’na inanmakla inşa edildiğini ve hayat mücadelesindeki en büyük engelin de bu yüzden ‘anlamsızlık hissi’ olduğunu görmesi.
Çok satan ‘İnsanın Anlam Arayışı’ kitabının da yazarı Frankl, ‘Anlamsızlık Hissi’yle hepimizi kendi hayatımıza dair bir anlam bulmaya, yaratmaya davet ediyor.
Osmanlı’da Fuhuş –
II. Abdülhamid ve İttihat ve Terakki Dönemi
Burcu Belli
Fol Kitap, 2024
416 sayfa.
Fuhuş meselesi 19. yüzyıla kadar devletin görmezden geldiği, mahallelinin mutlak bekçi kesildiği bir konuydu. Peki, nasıl oldu da bugün muhafazakârlığın sembolü olarak görülen II. Abdülhamid döneminde fuhuş meşru hâle geldi? II. Abdülhamid’i takiben iktidara gelen İttihat ve Terakki’nin aynı politikaları izlemesi nasıl değerlendirilmeli?
Bu eser, Osmanlı modernleşmesinin en çetrefilli meselelerinden biri olan kayıtlı kadın fuhşuna odaklanarak, devletin modernleşme sancılarının kadın bedeni üzerinden nasıl tezahür ettiğini gözler önüne seriyor. Fahişelerin devlet ve toplumla olan karmaşık ilişkilerindeki gerilimleri açığa çıkaran Burcu Belli, Osmanlı modernleşme tarihine dair alışılmış anlatıları sarsıyor ve okuyucuyu yeni düşünce patikalarına davet ediyor.
Yedek Parça: Doku Ve Organ Nakillerinin Şaşırtıcı Öyküsü
Paul Craddock
Çeviren: Gürol Koca
Yapı Kredi Yayınları, 2024
Eski zamanlardan bu yana tıp dünyası insan vücudunu tedavi etmek için yeni yöntemler geliştiriyor. Organ nakli de bu yöntemlerden biri. Belki de en önemlisi.
Paul Craddock, ‘Yedek Parça’ kitabında bizi, 16. yüzyıla dek uzanan şaşırtıcı bir yolculuğa çıkarıyor; ilk deri greftlerinden modern organ nakillerine varan bir tarihi gözler önüne seriyor. Üstelik başrolde sadece doktorlar yok; sanatçılar, berberler ve filozoflar da var.
18. yüzyılda dişçiler neden yoksul çocukların dişlerini alıyordu? Berberler ve cerrahlar neden aynı hastalarla çalışıyordu? 17. yüzyılda ilk kan nakli kim tarafından, hangi yöntemle yapılmıştı? Kimi zaman eğlenceli kimi zaman üzücü tarihi hikâyelerle bezeli kitap, bize organ nakli geleceğinin sadece kim olduğumuz değil, ne olduğumuz ve ne olabileceğimizle ilgili sorulara bağlı olduğunu da gösteriyor.
Her Şey Nasıl Çökebilir? –
Şimdiki Nesiller İçin Çöküşbilim Elkitabı
Pablo Servigne, Raphaël Stevens
Çeviren: Alara Çakmakçı
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2024
224 sayfa.
Toplumun, bildiğimiz haliyle uygarlığın hatta daha kötüsü biyosferin muhtemel çöküşünü Avrupa’da halkın gündemine taşıyan ve ilk kez 2015’te yayımlanan bu kitap son 50 yıldır dünya genelinde etkisini artıran politik ekoloji hareketi içinde en çok tartışılan metinlerinden biri haline geldi.
Pablo Servigne ve Raphaël Stevens bugünkü nesillerin yaşam süresi içinde gerçekleşmesini olası gördükleri çöküşün (veya çöküşlerin) ardındaki dinamikleri ortaya seriyor ve 2020’de sözlüklere de giren ‘kolapsoloji’ (çöküşbilim) adını verdikleri bu son derece rahatsız edici konuya disiplinlerarası bir giriş sunuyorlar.
İstanbul ve Boğaziçi Yazıları
Abdülhak Şinasi Hisar
Hazırlayan: Beyza Ertem, Nisan Erdem
Everest Yayınları, 2024
232 sayfa.
Boğaziçi’nin ‘perili bir diyar’ olduğuna inanan Abdülhak Şinasi Hisar, her cümlesinde bu şehrin seslerini duyurmayı, renklerini tüm canlılığıyla göstermeyi başaran, edebiyatımızın en büyük İstanbul yazarlarından biri. Bir Boğaziçi yalısı müzesi hayaliyle yaşayıp giden, gerçek bir İstanbul âşığı.
Dönemin İstanbul görsellerinin eşlik ettiği ‘İstanbul ve Boğaziçi Yazıları’ndaki metinler onun çocukluğundan, seyretmeye doyamadığı şehrin kendi ruhunda uyandırdığı hislerden, şehir mirası üzerine hem bir vatandaş hem de bir aydın olarak ürettiği fikirlerinden izler taşıyor.
Kitabın birinci bölümü Hisar’ın İstanbul ve Boğaziçi yazılarının bir derlemesinden, ikinci bölümü zamanında dergilerde yayımlanan ve daha sonra kitaplarına birtakım değişikliklerle alınan yazılarından (tespit ettiğimiz farklılıkların dökümüyle birlikte), üçüncü bölümüyse dört ‘Geçmiş Zaman Hikâyesi’nden oluşuyor.