BluTV’nin yeni gözdesi Magarsus’a geri sayım
'Breaking Bad'in yıldızı Giancarlo Esposito'nun yeni dizisi 'Parish' karanlık hikâyesiyle yayınlanmaya başladı. Haftanın öne çıkan diğer yapımlarıysa bir Agatha Christie uyarlaması 'Neden Evans’a Sormadılar' ve 'Moskova’da Bir Beyefendi'.
Boston doğumlu Amor Towles’un ikinci romanı ‘Moskova’da Bir Beyefendi’ 2016 yılında İngilizce yayımlandı ve uzun süre New York Times’ın çok satanlar listesinde kaldı. Bu çok okunan dönem dramasını Ben Vanstone, Paramount için bir mini dizi olarak çekti. Dizinin baş rolünde başarılı İngiliz aktör Ewan McGregor yer alıyor.
Kont Alexander Ilyich Rostov (Ewan McGregor) Bolşevik Devrimi sırasında devrime destek veren bir şiir yazdığı için diğer aristokratlar gibi öldürülmekten ya da hapse atılmaktan kurtulur, fakat yine de bazı bürokratlar onu korurken bazıları cezalandırılmasını istemektedir. Sonunda orta yol bulunur ve Kont Alexander, arkadaşlarının deyimiyle Sasha, hayatının kalan kısmını Çarlık Rusyası’ndan kalma muhteşem Metropol Oteli’nde geçirmeye mahkum edilir. Otelden dışarı adım atarsa vurulacaktır.
Sasha aslında evi yakıldığı için zaten belli bir süredir Metropol Oteli’nin bir süitinde yaşamaktadır, fakat Kont’u kaldığı süitten çıkartıp otelin bakımsız bir katında eski, soğuk ve kirli bir hizmetli odasına atarak bütün eşyalarına el koyarlar. Otelde yaşadığı sürece otelin bütün yeme-içme hizmetlerinden yararlanmasına ise müsaade edilir.
Kont bütün unvanları, tüm ailesi ve tüm mal varlığı elinden alınmış bir şekilde ömür boyu çevresinde hayat akarken zamanda donmuş bir şekilde duran Metropol Oteli’nin pencerelerinden akıp giden yaşamı ve çehre değiştiren Rusya’yı hüzünle seyretmeye mahkum edilmiştir. Oysa hayatında bir tek gün bile çalışmamış, ömrünü okuyup yazarak geçirmiş entelektüel, mavi kanlı bir aristokrat olan Sasha onu düşündüğünden çok daha renkli bir hayatın beklediğinden habersizdir.
Sasha dost canlısı, meraklı, son derece iyi niyetli, iyi kalpli ve her şeye rağmen hayata tutunmaya başaran biridir. Cezasını itirazsız şekilde çeken kontun klasik anlamda cesur olduğunu söyleyemeyiz ama Sasha onurunu kırıp onu bir hiçe dönüştürmeye çalışan insanlara karşı asla kimliğinden ve yaşam biçiminden taviz vermeyip kont gibi yaşamayı sürdürerek direnmektedir.
Nitekim sıcak karakterinin de etkisiyle otel çalışanları ve misafirleri arasından birçok dost edinir, bu dostların kuşkusuz en önemlisi babası Bolşevik Devrimi yöneticilerinden biri olan dokuz yaşındaki Nina’dır. İki kafadarın arkadaşlığı ikisinin de hayatını değiştirecektir.
Kont Rostov rolünde Ewan McGregor kendisinden beklenen seviyede harika bir performans sergiliyor. McGregor kimi zaman komediye göz kırpan dizinin neşeli sahnelerinde dahi Sasha’nın gözlerinin içinden yansıyan hüznü korumayı başarıyor. Bu derin, yer yer acıklı, yer yer neşeli hikayeyi izlerken Metropol Oteli’nde konaklamaktan keyif alacağınızı düşünüyorum. İyi bir dönem draması izlemek isteyen seyirciye ‘Moskova’da Bir Beyefendi’yi tavsiye ederim. Diziyi Amazon Prime’da izleyebilirsiniz.
Dünyanın en çok okunan polisiye yazarlarından birisi olan Agatha Christie ‘Neden Evans’a Sormadılar?’ isimli romanını 1934 yılında yazdı. Romanın ana karakterleri Christie’nin çok sevilen Hercule Poirot ve Miss Marple’ı değil iki genç ve acemi dedektif olmasına rağmen ‘Neden Evans’a Sormadılar’ yazarın en çok okunan kitaplarından biri oldu.
Bu tuhaf ismi nereden bulduğu sorulduğunda Christie şunları söyledi: “Bir gün bir arkadaşıma çay içmeye gittim. Erkek kardeşi yeni bitirdiği kitabı kapatıp bir kenara koyarken ‘Hiç fena değildi ama neden Evans’a sormadılar?’ dedi. O an bir sonraki kitabımın adını bulmuş oldum. Henüz ne Evans’ın kim olduğunu, ne de hikayeyi biliyordum ama kitabın ismi hazırdı.”
Golf oynamakta olan Bobby Jones (Will Poulter) adlı genç bir adam rastlantı sonucu uçurumdan düşmüş ağır yaralı bir adamla karşılaşır. Sonradan adının Alan Carstairs olduğu anlaşılan adam son nefesini verirken Bobby’e ‘Neden Ewans’a sormadılar?’ der ve ölür.
Adamın cebinde güzel bir kadın fotoğrafı bulan Jones polis gelinceye kadar adamı Roger Bassington adlı tesadüfen oradan geçmekte olan bir yabancıya teslim eder. Soruşturma sonunda adamın uçurumdan kaza sonucu düştüğüne hükmedilir. Ne var ki Bobby’nin gördüğü o fotoğraf kaybolmuştur. Bobby ve bir aristokrat ailesine mensup kız arkadaşı Frankie (Lucy Boynton) bunun bir kaza değil, bir cinayet olduğunu düşünüp Roger Bassington’dan şüphe ederler. İki genç çok ilgilerini çeken bu vakayı çözmek için kolları sıvayıp onları maceradan maceraya sürükleyecek bir dedektiflik işine girişirler.
Yazar ve yönetmen Hugh Laurie romanı İngiliz televizyonları için üç bölümlük bir mini dizi olarak uyarlayıp çekti. İngiliz kırsalında geçen ve neredeyse tamamen İngiliz aktörlerden oluşan bir kadroya sahip olan dizi, Agatha Christie’nin romanının ruhuna tamamen sadık kalıyor. Cinayet romanlarının kraliçesinden klasik bir kim yaptı polisiyesi izlemek isterseniz ‘Neden Evans’a Sormadılar’ı Blu TV’de yayında.
‘Breaking Bad’ ve ‘Better Call Saul’ dizilerinde Gus Fring karakterini canlandıran Giancarlo Esposito yine bir suç ve aksiyon dizisi ile karşımızda. Dizi, 2014 yılında BBC’de yayımlanan ve baş rolünde David Morrissey’nin yer aldığı ‘The Driver’ isimli mini diziden uyarlanmış.
Araba servisi sahibi Gracian ‘Gray’ Parish (Giancarlo Esposito), borca batmış, birkaç yıl önce oğlunu kaybetmiş ve hala onun yasını tutmakta olan bir şofördür. Parish karanlık bir geçmişten gelse de kendisine bir aile kurup yeni bir hayat yaratmayı başarmıştır.
Dizi başlar başlamaz kendimizi polis ve Parish arasındaki nefes kesen bir araba kovalamacası içinde buluruz. Dizi bir hafta öncesine geri dönerek bize bu orta yaşlı aile babasının neden bu durumda olduğunu anlatır.
Tongai çetesinin lideri The Horse ve kardeşleri Zenzo ile Shamiso, yetenekli ve ketum Perish’i kendileri için sadece tek bir iş yapıp yüklü miktarda bir para kazanması için ikna eder. Fakat Gray, sadece bir iş yaparak yakasını bu mafya çetesinden kurtaramaz ve Tongai ile bir başka çetenin savaşının tam ortasına düşer. Kendisinin ve ailesinin hayatı tehdit altına düşen Parish mecburen bu kirli savaşta bir aktör olmak zorunda kalır. Her bölümü yaklaşık bir saat olan diziyi suç ve aksiyon severler keyifle izleyecektir. ‘Parish’i Tv+ platformunda izleyebilirsiniz.