‘Tam yerinden’ resmedilenleri, tam yerinde görmek: Pera’dan İstanbul’a panoramik bakış
Türkiye'de fotoğrafçılığın yaşayan efsanesi Ozan Sağdıç'ın kareleri İstanbul Modern'de. 20 Ekim'e kadar sürecek sergide Süleyman Demirel'den Aşık Veysel'e, Leyla Gencer'den Charles de Gaulle'e onlarca ismin portresi yer alıyor.
Demet Yıldız Dinçer ve Merih Akoğul'un küratörlüğünü üstlendiği 127 fotoğraftan oluşan sergi, bir resimli Türkiye tarihi olma özelliği de taşıyor. Bu özel seçkiyi küratör Akoğul ile konuştuk.
1950’li yıllardan itibaren fotoğraf makinesiyle kendi tahminlerine göre on binlerce fotoğraf çekti. İstanbul, Ankara, Anadolu’nun en ücra yerleri derken siyasetçiler, sanatçılar ve çocuklar. Kısacası Ozan Sağdıç Türkiye’nin fotoğrafını çekti. Üstelik bunu fotoğraf karesine sanatını ve muzipliğini de katarak yaptı. Şimdi bu binlerce fotoğraftan 127’si İstanbul Modern’de sergilenmeye başlandı. Burgan Bank’ın sponsorluğunda düzenlenen sergi 20 Ekim tarihine kadar açık. Geçen yıl mayıs ayında Renzo Piano imzalı yeni binasına geçen İstanbul Modern’in bu ikinci fotoğraf sergisinin küratörlüğünü Demet Yıldız Dinçer ve Merih Akoğul üstleniyor. Hatırlanacağı üzere yeni binadaki ilk fotoğraf sergisi Nuri Bilge Ceylan’ın dünyanın farklı bölgelerinde çektiği karelerden oluşuyordu.
Dün açılışı yapılan Fotoğrafçının Tanıklığı sergisi ziyaretçilere 1950’lerden günümüze bir Türkiye tarihi tanıklığı vaat ediyor. İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Charles de Gaulle ve daha nice siyasetçiyi sergideki siyah beyaz fotoğraflarda görüyoruz.
Fotoğraflara bakarken Türkiye siyasi tarihinin bir dönemine yön veren isimlerin siyah beyaz ama bir o kadar da renkli anlarına tanıklık etmek mümkün. Sergiyi ziyaret edenlerin karşılaşacağı tek şey siyasiler değil. Leyla Gencer’den Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Muhsin Ertuğrul’dan Aşık Veysel’e, Zeki Müren’den Feyhaman Duran’a Türkiye’nin sanat tarihinde önemli yer tutan isimlerin portreleri de bu özel seçkide yer alıyor. Fotoğraflarda kadraja yansıyan sadece Türkiye’nin efsane isimleri değil bazen de onların minik dostlarıydı aynı zamanda. Leyla Gencer, Suna Kan ve İdil Biret, kedileriyle poz vermeyi tercih etmişti. Bu üç büyük sanatçı kedileriyle poz verirken fotoğraf makinesinin arkasındaki isim yine Ozan Sağdıç’tı.
Ozan Sağdıç 1934’te Burhaniye Pelitköy’de doğdu. Sağdıç’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları Edremit’te geçti. Ortaokulu İzmir’de okuyan Sağdıç Kabataş Lisesi’nden öğrenciyken fotoğrafçılarda çalışmaya başladı. Yaz aylarındaki durağı ise Edremit’teki yerel gazeteydi. Bu deneyim ona gelecekteki işini de belirlemişti. Yerel gazete ve fotoğrafçılarda geçen bu deneyimlerin ardından 1955’te İstanbul Umum Fotoğrafçılar Derneği’nde kâtiplik yapmaya başladı. Hayatındaki en büyük dönüm noktalarından biri bu olaydı. Bu dönemde pek çok fotoğrafçı tanırken bir yandan da İstanbul’un dört bir yanında fotoğraflar çekmeye başladı. 1955’te başlayan bu macera 2024’te yılına kadar arada geçen 70 senede aynı tutkuyla devam ediyor.
1956 yılında haftalık Hayat mecmuasını çıkaran ekibin dikkatini çekti ve dergi yayına başlar başlamaz Ara Güler ile birlikte derginin ilk iki foto muhabirinden biri olarak 1960’a kadar Hayat’ın İstanbul kadrosunda çalıştı. 1960 yılında Hayat dergisinin o yıl Ankara’da açılan bürosuna atandı. Gazetecilik ve fotoğrafçılık yaşamını bu tarihten sonra Ankara’da sürdürdü. Bu dönem onun aynı zamanda parlamento muhabirliği yaptığı yıllardı. Çektiği fotoğraflar arasında yer alan siyasetçi portreleri bu dönemin ürünleriydi. Turizm ve Kültür Bakanlıklarının arşiv ve tanıtıcı yayınlarına büyük katkı sağladı. 1968’de The British Journal of Photography’ye gönderdiği bir fotoğraf Yılın Fotoğrafı seçildi. Bugüne kadar Türkiye ve yurtdışında yaklaşık 50 kişisel sergi açan Ozan Sağdıç farklı dönemlerde UNESCO Milli Komisyonu Kültür Komitesi ve Kültür Bakanlığı Sanat Danışma Kurulu üyeliği de yaptı.
İstanbul Modern’de neredeyse bir ömre yayılan seçkinin açılışına katılan Ozan Sağdıç yaptığı kısa konuşmada aslında söyleyeceği her şeyin fotoğraflarda var olduğunu belirtti. Fotoğrafçının Tanıklığı sergisinin açılışında İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ve Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç de birer konuşma yaptıktan sonra sözü küratörler Demet Yıldız Dinçer ve Merih Akoğul aldı.
Konuşmaların ardından küratör Merih Akoğul 10Haber’e serginin ortaya çıkış sürecini anlattı. 70 yıla sığan on binlerce fotoğraf arasında belli temalar doğrultusunda seçim yapıldığını belirten Akoğul en nihayetinde seçtikleri 127 kareyi İstanbul Modern’de sergilemeye başladıklarını söyledi. Koleksiyonda Ozan Sağdıç’ın Hayat Mecmuası’nda çalıştığı dönemde çektiği karelerin önemli bir yer kapladığını belirten Akoğul önemli bir konunun da altını çiziyor.
Ozan Sağdıç’ın karelerinin sadece belge fotoğrafçılığı olmadığını vurgulayan Merih Akoğul bunlar sanatsal niteliğe sahip işler olduğunu söyledi. Akoğul “Kompozisyon ve ışık anlayışı bununla birlikte objeyle mekânla çok güzel bir ilişkisi var. Bu ilişkiyi fotoğraf karesine yansıtmayı çok iyi biliyor. Zaten onun ustalığı da burada. Bu nedenle fotoğrafların sahip olduğu yoğun sanatsal özelliklerinden dolayı bir sanat eseri olarak da ele alınmalı” dedi.
Merih Akoğul Ozan Sağdıç’ın fotoğrafa bakışı hakkında açıklama yaparken de şunları söyledi: “Fotoğraf çekerken oradaki insan ya da nesnelerle bir ilişki kuruyor. Eğlenceli, pozitif ve hümanist bakış açısı onun fotoğraflarının bugüne çok sağlam bir şekilde gelmesini sağladı.”