Nostalji sevdası ya da bizim büyük çaresizliğimiz!

Biz 'Nerede o eski bayramlar' klişesine kapılmışken Hollywood uzun zamandır nostaljinin kollarına sığınmaktan çekinmiyor. 'Bridget Jones' gibi popüler yapımlar geri dönüyor ama nostalji rüzgarı estiren bu yapımlar gerçekten başarılı mı?

Kültür Sanat 11 Nisan 2024
Bu haber 7 ay önce yayınlandı

Nerede o eski bayramlar klişesi ve Bridget Jones’un dönüşü.  İlk bakışta “Ne alaka” dedirten bu iki kavramın ortak bir noktası var: Bizim büyük çaresizliğimiz, yani nostalji sevdamız. Bir yanda eski bayramları överek kendini geçmişin sıcak ve güvenilir kollarına bırakanlar… Diğer yandan bu nostalji sevdasını kendine kalkan yapanlar.

Remake’lerin, reunion’ların rebootlar’ın (yeniden çekim, yeniden bir araya gelmek, var olan bir kurgusal evrene, çalışmaya veya diziye yeni bir başlangıç yapma) sağanak olup üstümüze yağmasına uzun zamandır alışkınız. Mazisi epey eskiye dayanıyor ancak son yıllarda zamanında başarılı olmuş yapımların yeniden çekimleri veya uzantıları hiç olmadığı kadar popüler. Evet yapımcılar  hassas noktamızı biliyor, kolayca nostalji sarhoşluğuna düşmemizden uzun süre daha faydalanacaklar.

ABD’li oyuncu Renee Zellweger Bridget Jones rolünde.

Bu sağanacağın son damlası da geldi. Birkaç gün önce sosyal medyaya iflah olmaz romantik komedi tutkunları için fazlasıyla önemli bir haber düştü. 2000’li yılların gözde filmlerinden ‘Bridget Jones’un Günlüğü’ geri dönüyordu.

Yeniden çekimlerin, geri dönen hikayelerin gündeme gelmesi yeni bir olay değil, demiştik. ‘Sex and the City’den ‘Gossip Girl’e ve ‘How I Met Your Mother’, ‘Gilmore Girls’, ‘Mr. and Mrs. Smith’e… Hem televizyon hem de beyazperdede bu liste uzar gider. İster yeniden yapım ister devam projesi fark etmez; geçmişin hayaletleri sürekli hortluyor. Her halukarda birlikte büyüdüğümüz televizyon dizileri ve/veya filmler bir şekilde bizi yakalıyor, bugüne geliyor.

‘Gilmore Girls’ ve ‘Sex and the City’ yıllar sonra geri dönen yapımlardan.

Peki başarılılar mı? Her birini ayrı değerlendirip kesin veriler sunmak mümkün değil. Ancak biraz sosyal medya turu biraz iç sesinize güvenerek yanıta ulaşabilirsiniz. Yine de verilerden gidelim, 2007’de ekranlara gelen ve bir televizyon efsanesine dönüşen ‘Gossip Girl’ örneğine bakalım. Manhattan’da aileleri ayrıcalıklı bir grup öğrencinin hayatlarına ve ilişkilerine odaklanan dizi, pop kültürün temel taşlarından biri. Orijinal dizi başladığında 18 -34 yaş arası kadınlar için televizyondaki en yüksek puan alan diziydi. The Washington Post’a göre ‘Gossip Girl’ün 3.7 milyondan fazla izleyicisi vardı. Dizinin ekran yolculuğu altı sezon sürdü. Ve her güzel şey gibi o da bitti.

Sosyal medya ve popüler kültürdeki etkisi ise hiç azalmadı. Dizinin oyuncuları yeni projelerle izleyicilerin karşısına çıksalar da her daim ‘Gossip Girl’ akıllara geliyordu. İkonik cümleler, sosyal medyada kullanılan meme’ler… Yani dizi bitmişti fakat etkisi asla. Yapımcılar da bunun farkındaydı. Nitekim takvimler 2021’i gösterirken hikaye yeni kahramanlarla yeniden ekranlara geldi. Ancak 2021 yeniden başlatmasının pop kültürü üzerinde nispeten hiçbir etkisi olmadı. Yeni versiyon sadece iki sezon dayanabildi.

Yeni TV şovlarının başarı oranı yüksek değil. Screen Rant’a göre yeni televizyon dizilerinin %65’i ilk sezonlarında iptal edildi. Yeniden başlatmalar elbette daha güvenli. İzleyici için çok sevdiği eski bir dosta kavuşmak gibi… Hayalkırıklığı yaratacağını bilse bile merakına yenik düşer, görmezden gelemez. Hal böyle olunca bu kadar çok yeniden başlatmanın gerçek nedeni, orijinal filmlerden daha güvenilir para kazandırıcı olmaları.

Ancak bu, yeniden başlatmaların otomatik olarak orijinal filmlerden daha fazla para kazandığı anlamına gelmiyor. Bu noktada hepimiz “Kar etmek için yapıyorlar tabii, işleri ne” diye düşünebiliriz. Ancak öncelikli amaçları para kazanmak değil; aksine para kaybetmemek! Yani aslında risk almak istemiyorlar.

Hollywood yöneticilerinin önemsediği tek şeyin kar olduğu yaygın bir yanlış algıdır. Durum böyle değil. Çoğu üreticinin birinci önceliği çok para kazanmak değil, çok para kaybetmemektir. Hiç kimse sevgili bir franchise’a mütevazı bir bahis yaptığı için kovulmadı, ancak birçok insan büyük potansiyele sahip bilinmeyen bir senaryoya mütevazı bir bahis yaptığı için kovuldu. Teşvik, kar arayışı değil, riskten kaçınmadır.

İster geçmişin sıcak ve güvenilir kolları deyin, ister tutmuş formülleri denemekten çekinmeyen Hollywood kurnazlığı… Kurgusal dünyalarla farklı bir gönül bağı kuranlar bilir ki o karakterler bir süre sonra sizin huyunu suyunu çok iyi bildiğiniz, doğrusu ve yanlışıyla hikayesine eşlik ettiğiniz uzaktan arkadaşlarınızdır. Hani bir zamanlar çok sevdiğiniz, güzel anıları yad etmekten asla sıkılmadığınız -yani dönüp dönüp izlediğiniz- bu arkadaşını vardır. İşte bu arkadaşlar bir gün karşılaşırsınız, konuşmak zorunda kalırsınız-yani izlemek- ve o an mutlu olsanız da ne kadar değiştiğinizi, hayatlarınızın farklı yönlere gittiğinizi fark edersiniz. O an mutlusunuzdur ama o kadar. Ve hayır, özlemiş olmanız bir şeyi değiştirmez. Geçmiş geçmişteyken güzel. Remake yapalım derken göz çıkarmayalım.

'Şahsiyet' dizisini Fransa'ya ihraç ettik: Uyarlaması çekiliyor‘Şahsiyet’ dizisini Fransa’ya ihraç ettik: Uyarlaması çekiliyor

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.

İlgili Haberler