Bayramda İstanbul muhafızları için kültür rotası
Aman diyelim sıcak havalara aldanıp rehavete kapılmayın. Biraz geçmişe dönün, bugünü kıyaslayın ikisini birlikte konuşturun. Ve onun peşinden gidin. Bugünün resmini düşünebilir, dünle kıyaslayabilirsiniz. Belki de bir kahve içmek istersiniz.
Aman diyelim sıcak havalara aldanıp rehavete kapılmayın. Biraz geçmişe dönün, bugünü kıyaslayın ikisini birlikte konuşturun. Ve onun peşinden gidin. Bugünün resmini düşünebilir, dünle kıyaslayabilirsiniz. Belki de bir kahve içmek istiyor olabilirsiniz. Rehavete kapılmadan buyursunlar.
İstiklal Caddesi’ndeki Yapı Kredi Galeri’nin üçüncü katına çıkıp koridoru tamaladıktan sonra karşınıza bir resim çıkıyor. İki kat boyunca karşınıza çıkan onlarca işten belki de en dikkat çekici olanı. Çünkü uzaktan bakmak yetmiyor, birkaç dakika boyunca tabloya yaklaşıp farklı yerlerdeki ayrıntıları keşfederken buluyorsunuz kendinizi. Zaten o tanıdık karmaşıklık çekiyor göreni.
Bahsettiğim bu tablo, Hakan Gürsoytrak’ın 2019 tarihli ‘Loco el Taco’su.’ Sanatçı gündelik hayata aşina tanıdık imgelerle izleyicinin ilişki kurabileceği ve içine katılabileceği resimleriyle meşhur. Bu tablosunda da Gezi tasvirinin bulunduğu Karaköy, Murakıp Sokağı’ndaki duvara ve çevresindeki yaşamdan izler görmek mümkün. Biraz yaklaşırsanız olisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu 15 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’a selam gönderen bir duvar yazısı, bir toma ya da sokaklardan aşina olduğunuz ‘Haters gonca hate’ yazısını bile görebilirsiniz.
Sergideki Gürsoytrak’ın eseri Yapı Kredi Sanat’ın birbirinden farklı resim dilleri olan sanatçıların eserlerini bir araya getirdiği ‘Bugünü Resmetmek’ sergisinin bir parçası olarak sergileniyor. Küratörlüğünü Didem Yazıcı ve Burcu Çimen’in üstlendiği sergi, 28 sanatçının son beş senedeki çalışmalarından oluşuyor. Serginin en büyük amaçlarından biri resmin piyasa ya da popülizm odaklı olmadığı, eleştirel bir yönü olduğunu da söylemek.
Sergide eserleriyle yer alan sanatçılar: Ahu Akgün, Figen Aydıntaşbaş, Can Aytekin, Gökhun Baltacı, Taner Ceylan, Antonio Cosentino, Cansu Çakar, Timur Çelik, Fulya Çetin, Rojbin Ekinci, Eda Gecikmez, Leylâ Gediz, Tayfun Gülnar, Hakan Gürsoytrak, Onur Kılıç, İhsan Oturmak, Toygun Özdemir, Yağız Özgen, Deniz Pasha, Kirkor Sahakoğlu, Rugül Serbest, Yaz Taşçı, Sevil Tunaboylu, Derya Ülker, Gülnihal Yıldız, Nalan Yırtmaç, Ecem Yüksel ve Erdoğan Zümrütoğlu.
📌 Sergi 11 Ağustos’a kadar İstiklal Cadde’deki Yapı Kredi Galeri’de ziyaret edilebilir.
Kīpuka. Hawaii dilindeki bu kelime kaos ve felaketin ortasında hayatta kalan ve korunan, magma akıntılarının arasında oluşan kara parçaları anlamına geliyor. Sanatçı Erinç Seymen’in son dönem eserlerinin yer aldığı sergi de ismini buradan alıyor. Mitoloji ve tarihten ögelerin yer aldığı sergi felaket kavramına dair sorgulatmayı amaçlıyor.
📌Sergi, 2 Ağustos’a kadar Zilberman Beyoğlu, Mısır Apartmanı’ndaki ana galerisinde ziyarete açık.
Ateş Alpar, Demet Yoruç, Ece Ağırtmış, Emir Erkaya, Gözde Mimiko Türkkan, Halil Altındere, Hamra Abbas, İrem Tok, Melih Çebi, Murat Şahinler, Serra Tansel, Tufan Baltalar ve Zeren Göktan’ın eserlerine yer veren sergi insan bedeni üzerinden toplumsal cinsiyet rolleri, hibrit bedenler, doğa-beden ikiliği, kapitalizm tarafından üretilen ideal bedenler ve ona karşı gelme yöntemleri, toplumsal normlar karşısında bedenin direniş alanına dönüşmesi meselelerine odaklanıyor. Sergide yer alan sanatçılar; ‘öteki’, kadın, queer kimliklerini sahiplenirken, benliğin sabit olmadığı aksine sürekli bir akış halinde olan karmaşık bir ilişkiler ağı olduğu ihtimalini izleyiciye sunuyor. Sanatçılar, bedenleri aracığıyla ataerkillik, kadın düşmanlığı, ırkçılık ve muktedirlik koşulları altında yaşamanın ürettiği duygusal çalkantıyı hissettirirken normatifliğin pürüzsüz yüzeyine karşı, sızıntı yapan, parçalanan ve gülen bedenler öneriyor.
📌 Sergi 13 Ağustos’a kadar ziyarete açık.
Hadi bu kez bir değişiklik yapalım ve rotayı Ankara’ya çevirelim. Buyursunlar: Mimarların ve sanatçıların eskiz süreçlerine tanıklık eden sergi, Celal Abdi Güzer küratörlüğünde farklı disiplinlerden ve kuşaklardan isimleri bir araya getiriyor.
Çizginin olasılıklarını, yorumlarını ve temsillerini keşfetmek üzere izleyiciyi bu süreci paylaşmaya davet eden sergi, kalem ile kâğıt arasındaki ince sınırda pek çok ortaklaşmayı içeriyor.
📌Sergi, 29 Haziran’a kadar görülebilir.
Baskıcı yapılara ait tahakküm ve ele geçirme mekanizmalarına odaklanarak mücadele pratiklerini tanımlamada kullanılan içi boşaltılmış kavramların ardındaki gerçek niyetleri geri kazanma yöntemleri üzerine düşünmeyi amaçlayan sergide Leman Sevda Darıcıoğlu, Ndayé Kouagon ve Elif Saydam’ın işleri yer alıyor.Küratörlüğünü Melih Aydemir’in üstlendiği sergi, sanatçıların kimlik politikaları, güvenli alanlar, yeniden sahiplenme ve camp gibi kavramlara odaklanan çalışmalarının üzerine düşünen alt başlıklar içeriyor. Sergi 20 Temmuz’a kadar devam ediyor.
📌Kemankeş Mah. Mumhane Cad. Laroz Han, No:67/A, 34425 Beyoğlu.