Sinem öldükten sonra gelen adalet: İstismarcı babaya 28 yıl hapis
Bugün 21 Mart Dünya Şiir Günü ve Türkiye'nin en önemli şairlerinden Ahmet Telli tam da şiirlerin okunacağı bir günde yargılanıyor. Telli, 2017'de katıldığı bir toplantıda okuduğu şiirleri yüzünden hakim karşısına çıkacak.
Bugün 21 Mart Dünya Şiir Günü. İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen Dünya Şiir Günü’nün amacı farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak. Ama Türkiye’de tam da Dünya Şiir Günü’nde bir şair mahkemede yargılanacak. Şair Ahmet Telli, bugün saat 11.15’te Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı iddiasıyla hakim karşısına çıkacak.
‘Okuduğum şiir yüzünden yargılanıyorum’
Sanat Özgürlüğünü İzleme Platformu’ndan Haluk Kalafat’a konuşan şair Ahmet Telli, davayla ilgili olarak “IŞİD’le mücadele için Kobani’ye giden ve bir mayına basarak hayatını kaybeden bir genç için düzenlenen bir toplantıda okuduğum şiir ve birkaç cümlelik konuşma üzerine açıldı dava. Toplantı 2017’de düzenlenmişti. 2020’de dava açıldı. Yurtdışına çıkma yasağı uygulanıyordu. İlk duruşma ocak ayında görüldü. Bir etkinlik için yurtdışına çıkmam gerekiyordu. Çıkış yasağının iptalini talep ettik, kabul edildi. Yurtdışına çıktım ve geldim, yarın ikinci duruşma var” dedi.
Ahmet Telli’nin mısralarıyız
2017’deki anma toplantısında ‘Dövüşen Anlatsın’ adlı kitabından iki şiir okuyan Ahmet Telli, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 gereği ‘terör örgütü propagandası’ yapmakla suçlanıyor. Davanın duruşmasının tam da Dünya Şiir Günü’ne denk getirilmesi ise oldukça manidar. Birkaç gündür Telli’nin yargılanmasıyla ilgili sosyal medyada da bir kampanya düzenleniyor. Kampanya kapsamında “Ahmet Telli’nin Mısralarıyız” yazılı bir afiş hazırlandı.
12 Eylül’ün ‘sakıncalı şairi’
Ahmet Telli 12 Eylül döneminin de ‘sakıncalı şairiydi’. 1980’de Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından ‘sakıncalı şair’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Ahmet Telli’nin öğretmenlik görevine son verildi. Telli, sıkıyönetim döneminden sonra öğretmenliğe geri döndü. Şair yakın zamanda Sputnik Türkiye’den Turan Salcı’ya verdiği söyleşide “Yazdığım şiirler nedeniyle egemen güçlerin saldırısına uğramadım değil. Ben, emniyete düştüğümde şiirlerim nedeniyle ağır saldırıya uğradım, 1981 yılında. Keza yaptığım konuşma ve şiirlerim nedeniyle daha bir yıl önce Hacettepe Üniversitesi’nde saldırıya uğradım” demiş ve genele şairlerle egemen güçlerin hiçbir zaman uyuşamadığını söylemişti.