Çizgi roman köşesi: Bir babanın dönüşümü…
Çizgi roman dünyasının öncü kadın sanatçısı Trina Robbins kadınların sesini yükselterek erkek egemen çevrede de iz bıraktı. Feminist bakış açısıyla karakterler yarattı, çizgi romanların Oscar'ı Eisner Ödülü'nü kazandı ve 85 yaşında hayata veda etti.
Tamamen kadınlar tarafından yaratılan ilk Amerikan çizgi romanını çıkardı. Yıllar sonra gözden kaçan yazarların ve illüstratörlerin hikayeleriyle kitaplarla kadın çizgi roman sanatçılarının önünü açtı. Amerikan çizgi romanlarının erkek egemen dünyasında kadınlara yer açan, kadın karakterlerle feminist bakış açısına sahip kitaplar ve antolojiler yaratan karikatürist yazar ve editör Trina Robbins 85 yaşında hayatını kaybetti.
17 Ağustos 1938’de New York’ta doğan Trina Robbins 1960’ların ortalarında çeşitli moda dergileriyle işbirliğine başladı ve 1966’da ilk çizgi romanını yayınladı. Robbins erkek egemen çizgi roman dünyasının öncü kadın sanatçılarındandı. En bilinen çalışmaları Wonder Woman’ı feminist haliyle yeniden yaratması ve Vampirella idi.
Kendisini “karikatürist değil hikaye anlatıcısı” olarak tanımlayan Robbins genellikle eski kültürlere, bilim kurguya ve efsanevi tanrıçalara duyduğu sevgiden hareket ederek cinsiyet, cinsellik ve politika konularını araştırdı. Genellikle kadınlar için yazmasına rağmen birçok erkek okurla da buluştu.
Sanatçı Washington Post’a verdiği bir demeçte “Kadın düşmanlığı hala devam ediyor ama buna karşı koyan akıllı, genç, feminist kadınlar var. Cinsiyetçilikle karşılaştıklarında kolektif seslerini yükseltiyorlar ve sesleri duyuluyor! Artık vahşi doğada ağlayan yalnız bir ses olmamak harika!” demişti.
Robbins 2017’de çizgi romanların Oscar’ı kabul edilen Eisner Ödülü’ne değer görülmüştü.