Yıllardan sonra yeniden yan yana onlar
90'ların ünlü organizatörü Ahmet San, Ajda Pekkan’ın neden dünya starı olamadığını anlattı, Sezen, Ajda ve Tarkan'ı ortak özelliğini de açıkladı.
Ajda Pekkan neden dünya starı olamadı? Ajda Sezen ve Tarkan’ın ortak özelliği ne? Cevapları merak edenleri hiç bekletmeyelim. Ajda 70’lerde Fransa’da dönemin en büyük sanatçılarıyla sahne aldı. Avrupa starı olmaya giderken Bebek Belediye Gazinosu’ndan altı aylık işin parasını peşin aldığı için orayı seçti. Yani parayı seçti. Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Tarkan’ın ortak özellikleri ise “flörtöz” olmaları.
Kim mi söylüyor? 90’larda düzenlediği büyük stadyum konserleriyle eğlence dünyasının en güçlü isimleri arasında yer alan organizatör ve menajer Ahmet San.
Hürriyet, Gökay Kalaycıoğlu’nun Haberler.com’daki programından aktarmış, biz de gazetenin Kelebek ekinden aktarıyoruz.
Ahmet San yalnızca Ajda Pekkan’dan değil genel olarak Türk sanatçılardan bahsediyor ve neden dünya starı olamadıklarını Ajda Pekkan üzerinden anlatıyor:
“Bir insanı zorla bir yere itemezsin ki. Kendi içinde o dünyayı yaşayamıyorsa ısrar etmenin bir gereği yok. Mort Shuman diye bir Amerikalı Ajda Pekkan’a aşıktı ve ona mükemmel bir eser vermişti. 74’lerden bahsediyorum, her yerde Ajda Pekkan şarkısı çalıyordu. Ajda o dönem Fransa’da dönemin en büyük sanatçılarıyla sahne aldı. Avrupa starı olmaya giderken Bebek Belediye Gazinosu’ndan altı aylık işin parasını peşin aldığı için Fransa sahnesini bıraktı.”
Ahmet San Türk sanatçıların profesyonel olmadığından ve yönetilemez olduklarını söylüyor: “Tarkan da dahil olmak üzere o dönem yönettiğim sanatçıların hiçbiri yönetilebilir değildi. Türk sanatçılar kariyerlerine kendilerini yönetebileceğini, başkaları tarafından yönetilemeyeceklerini düşündüklerinden menajerlik defterini kapattım.”
Ahmet San, Sezen Aksu’yu değerlendirirken “flörtöz” tanımını kullandı: “Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Tarkan flörtöz karakterlerdir. Bana göre Sezen’in Amalia Rodrigues gibi dünyanın en büyük performans sanatçılardan hiç farkı yok. Allah’ın ona verdiği hünerleri farklı yollarla kamuoyuna aktarmak istedi.”