Ak Parti MKYK üyesi Miroğlu: HEDEP değişirse neden görüşmeyelim
AK Parti içinde yaşanan tartışmalara bir yenisi eklendi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut'un 'İsrail' çıkışı 'kendi mahallesinde' tepkilere yol açtı. Metiner, Bulut'un sıfatını tartışmaya açarken desteğe yine Mücahit Birinci koştu.
İlk kez seçime girdiği Kasım 2002’den bu yana iktidar konumunda bulunan AK Parti’de bazı tartışmalar özellikle son yıllarda kapalı kapılar ardında değil, açıkça, kamuoyu karşısında yürütülüyor. Taraflar genellikle benzer isimlerden oluşuyor, çoğu güncel durumda veyahut geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın olmasıyla biliniyor.
Bu kez konu İsrail, polemiği başlatansa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut.
Bulut klişe Facebook gönderilerine benzer ifadelerin yer aldığı X (eski adıyla Twitter) mesajında İsrail’in yakın zamanda Türkiye’ye saldıracağını ileri sürdü, halkı ve yöneticilerin ‘uykudan uyanması gerektiğini’ söyledi:
“Sevgili dostlar, İsrail kısa bir süre içinde Mescid-i Aksa ve diğer kutsallarımıza saldıracak. Arkasından Sayın Cumhurbaşkanımızın defalarca belirttiği gibi hedef Türk yurdu olacak. Lütfen gözümüzü açalım. Bundan 100 yıl önce Batı birleşti, Türk yurduna saldırdı. Taşeron Yunanistan’dı. 100 yıl sonra aynı saldırı geliyor, görüyoruz. Bu sefer taşeron İsrail.
Son söz: Uykudakiler uyansın. Belki yanmak vaktidir. Gerçekleri görenler toplansın, şimdi korkusuzca söylemek vaktidir.”
984 bin 610 takipçili Bulut’un paylaşımı bugün saat 14.16 itibariyle toplamda 65 RT, 171 beğeni aldı. Görüntülenme sayısıysa 47 bin küsurdu.
Saç stili nedeniyle uzun yıllar ‘jöleli’ olarak anılan Bulut önceki senelerde muhalefet kanadının en çok tepkisini çeken isimlerin başında geliyordu. Ana muhalefetin dahi kimi zaman ‘genel başkan’ düzeyinde yanıt verdiği oluyordu.
Medya ayağındaysa Mehmet Ali Birand, Özgür Mumcu, Ali Bayramoğlu, Etyen Mahçupyan ve -hatta- Ahmet Hakan gibi isimlerle ‘kapışıyordu.’ Tabii bu noktada listenin bununla sınırlı olmadığını, saydıklarımızın aklımıza ilk gelenler olduğunu belirtelim.
Halen en çok “dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün” şeklindeki çıkışıyla hatırlanan Yiğit Bulut şimdilerde ‘karşı mahalle’nin odağından çıkmış durumda. Daha çok kendi cenahından siyasetçi ve yorumcularla karşı karşıya geliyor.
Teğmenler tartışmasında olduğu gibi yine ilk tepki AK Parti içinden, ‘ilk kurşun’ da eski AK Parti Ankara Milletvekili Mehmet Metiner’den geldi.
Metiner – Bulut çatışması çok önceye dayanıyor, fakat son dönemde iyiden iyiye şiddetlenmiş görünüyor. Genel olarak Metiner, Bulut’u partisine yakıştıramıyor, Bulut’sa her salvoda onu ‘FETÖ’yle aynı çizgide olmakla’ suçluyor.
Metiner bu kez Bulut’un ‘başdanışmanlık’ sıfatına takıldı.
“O başdanışman sıfatını taşıyan kişioğlunun son demecini okuduktan sonra bir kez daha kani oldum ki, Külliye’de kendisine danışılacak kişilerin seçimi çok büyük önem arz ediyor” diyen siyasetçi, yeniden yapılanmanın şart olduğunu söyledi:
“Bu ismin hala cumhurbaşkanımızın başdanışmanı sıfatıyla konuşuyor, hala o koltukta oturuyor olmasına bilmem ki ne demeli? Hangi konuda kendisine danışılıyorsa yandığımızın resmidir! Hiç bir konuda kendisine danışılmadığı halde o payeyi kullanıyorsa o da apayrı bir ayıp.”
Ve bunu yaparken yalnız değildi. Desteğe ilk koşan, eski AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Mücahit Birinci oldu.
Birinci, Bulut’a “Kardeşim az sus” diye seslenip şu tepkiyi kayda geçirdi:
“Yahu sen kimsin? Savunma Bakanı mısın? Parti Sözcüsü müsün? Genel Başkan Yardımcısı mısın? Dış politika sahasında bu şekilde ortalığı velveleye veren açıklamayı, yetkin olmadığı halde, alanın olmadığı halde, anlamadığın konular olduğu halde hangi kafa ile yapıyorsun?
Bu hususta bir risk görüyorsa, TSK’mız orada, Savunma Bakanlığımız orada, istihbaratımız orada! Senin bu konudaki beyanına mı ihtiyacı var ülkenin? Vesayete karşı duran tabana, parti yetkililerine, bakanlara, partinin öz ve evlatlarına ‘çer çöp’ dedikten sonra, İsrail çıkışı ile ‘göze girmek’ için parende attığını görüyorum.
Ama yetkin yok, işin değil kardeşim az sus. Son söz de aziz milletimize. Milletimiz müsterih olsun. Bu şahsın tahminleri, gerçekleşmemesiyle ünlüdür. Devletimiz güçlüdür, istihbaratımız güçlüdür, abuk subuk totoculatın beyanlarını lütfen dikkate almasınlar.”
Birinci’nin Bulut’u ‘partinin öz ve evlatlarına ‘çer çöp’ demekle’ suçlaması teğmenler tartışmasına dayanıyor.
Genç teğmenlerin kılıç çatıp Atatürk’ü anması ve 2016’ya dek ‘resmi’ olarak kullanılan, sonradan değiştirilen yemini tören sonrasında tekrarlaması iktidar partisinin içinde ciddi bir ‘laf dalaşına’ neden olmuştu.
Bulut AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in “Silahlı kuvvetlerin ebedi başkomutanı Atatürk’e saygı gösterildiği zaman ‘Bu Erdoğan’a mesajdır’ şeklinde çarpık biçimde konuyu ele alanlar var. Atatürk’e gösterilen saygıyı cumhurbaşkanımıza dönük şekilde ele alınması sağlıksızdır” şeklindeki sözlerine destek vermiş, Metiner’se “O teğmenlerin Atatürk’ü anmalarının gayet doğal olduğunu söyleyip orta yerdeki gayrı kanuni yemin törenine dair doğrudan tek laf etmeyen bakış açısını doğrusu içime sindiremedim” ifadesini kullandıktan sonra şu mesajları paylaşmıştı:
“O zaman şu sorunun cevabı verilsin: O kanuni yemin töreninden sonraki ikinci yemin töreni ve atılan slogan kanuni midir, kanun ve nizama uygun mudur? O korsan gösteri havasındaki yemin töreni kime mesajdı? Eğer kanun ve nizama uygundur deniliyorsa bilelim. Değildir deniliyorsa o zaman gereği yapılacak mıdır? O korsan gösteriyle hükümete mesaj verilmek istenmediyse kime yönelikti o mesaj?”
İşte Bulut tam olarak bu noktada ‘çer çöp’ nitelemesini devreye sokmuştu:
“Teğmenler’ ve ‘yemin töreni’ ile ilgili Ömer Çelik ne diyorsa odur. Çer çöpün dışlanmışların, büyük Türk milleti ve Türk Silahlı Kuvvetler arasında fitne çıkarma çabası nafiledir. Hangi partiden olursa olsun kripto FETÖ’cülerin fitne çıkarma çabasına karşı dikkatli olalım.”