İYİ Parti’den Erdoğan’ın adaylığına itiraz
İYİ Parti lideri Akşener isim vermeden İbrahim Özkan ve Ekrem İmamoğlu'na sert sözlerle yüklendi. İYİ Parti'den istifa eden Özkan için "İmamoğlu ile arka kapı diplomasisi yürüttüğünden haberim yok" diyen Akşener bunun savaş ilanı olduğunu söyledi.
İYİ Parti genel seçimlerin ardından bir türlü toparlanamadı. Suların durulmadığı partide üst üste istifalar oldu. Nedeni de partinin CHP ile işbirliği ya da ittifaka kapıları kapatmış olması. İstifasını açıklayanlar bu politikanın büyükşehirlerin AK Parti’ye geçmesine neden olacağını söylüyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ise tavrı ve Genel İdare Kurulu’nun kararının uygulanacağı konusunda kararı kesin. İstifalar arasında en çok konuşulan İBB Meclisi Grup Başkanvekili İbrahim Özkan’ın ayrılması oldu. Akşener’in yaptığı açıklama Özkan’ın istifasının CHP ile İYİ Parti arasında yeni bir perde açtığını gösterdi.
Akşener Uşak’ta bir gazetecinin İbrahim Özkan’ın istifasıyla ilgili soruya “İstanbul’da belediye meclis üyelerimiz kendi aralarında partiden bağımsız bir karar verdi. İstifa etmiş bir arkadaş yeniden grup başkanlığına seçildi. Sonra biz onları parti olarak, İstanbul İl Başkanlığı disipline verdi. Disiplin süreci devam ederken de arkadaşlarımız istifa etti” dedi. Giden arkadaşlarına çok üzüldüğünü ama aldığı kararların prensiplerle alakalı olduğunu söyledi.
İYİ Parti’nin yerel seçime tek başına girme kararının GİK’teki dokuz saatlik toplantıyla verildiğini belirten Akşener isim vermeden İbrahim Özkan’a ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sert sözlerle yüklendi.
Seçime tek başına girme kararının beğenilmemesinin mümkün olduğunu söyleyen Akşener “Bazı arkadaşlarımız gayet saygılı bir biçimde ayrıldı. Ama bu arkadaşlarımızın başındaki arkadaşımızın enteresan bir yanı oldu. O da şu; dün akşam bir televizyon programında benim bilgim dahilinde hem Ankara’da hem İstanbul’da pazarlık yapılmış, arka kapı diplomasisi yapılmış. Benim bilgim yok, teşkilat başkanının bilgisi yok, yerel yönetimler başkanının bilgisi yok, neye göre yapılmış? Bir başka şey daha var. Ben böyle komplo işlerine pek inanmam da ilk defa partimize yönelik kurumsal bir operasyon olduğu ortaya çıktı dün. En ilginci bu. Yani ben bu diplomasiyi yapan arkadaşımızın yaptığı diplomasiden haberdar değilim, ama diplomasi yapılan kişilerle konuşabilme yeteneğine sahibim. Nasıl oluyor bu iş? Genel başkanın haberi yok. Parti adına belediye meclis üyesi diplomasi yapıyor” dedi.
Görüşen kişilerin Ankara’yı isimlerine kadar paylaştığını söyleyen Akşener “İstanbul’u bilmiyorum. Mesela Polatlı’ya eski Ankara il başkanımız, GİK üyemiz Yetkin Öztürk gelecekmiş. Bunlar CHP’den aday olacakmış. Ben öyle anladım konuşmadan. Daha ilginci de Gölbaşı’na da Yakup Odabaşı gelecekmiş. Hiçbirinden haberim yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demek. Biz bunu 1997’de Doğru Yol Partisi’nde yaşadık. Ben bu konuda idmanlıyım. Şu an itibariyle bunu bir savaş olarak kabul ediyorum, varım buyursunlar” diye konuştu.
Peki Akşener’in bu sözleri neden Özkan ve İmamoğlu’na gitti? Çünkü Özkan’ın istifası İYİ Parti’nin en sancılı süreçlerinden biri oldu. İbrahim Özkan GİK’te seçime ‘hür ve müstakil’ girme kararını sosyal medyadan eleştirmiş, “Teşkilatlara rağmen siyaset yapılmaz” demişti. Bu sözlerin ardından İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun İBB İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan’dan istifasını istedi. İYİ Parti İBB grubu Özkan’ı yeniden seçince bu kez hepsi ihraç talebiyle disipline sevk edildi. İbrahim Özkan ve beş isim de partiden ayrıldı. Ancak burada parti içinde kriz yaratan bir detay vardı: Ekrem İmamoğlu görüşmeleri.
İbrahim Özkan 16 Aralık’ta Saraçhane’de yaptığı açıklamada işbirliği için İmamoğlu’na bir şeyler yapılması gerektiğini söylediğini, birkaç gün sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Akşener’i ziyaret ettiğini anlatmıştı.
Görüşmenin ardından “arka kapı diplomasisi”yle yeniden İmamoğlu’na gittiğini aktaran Özkan, İmamoğlu’nun kendisine “Genel İdare Kurulu (GİK) kararı varken teklif götürmenin nezaketsizlik olabileceğini” söylediğini aktarmıştı. Ayrıca Özkan GİK’te Özel’in teklifiyle ilgili ret kararı çıkması üzerine tekrar İmamoğlu’yla görüştüğünü, 2019’daki yerel seçimlerde partilerine bırakılan Arnavutköy, Esenler, Bağcılar ve Kağıthane gibi ilçelerin rahatsızlık yarattığını, bunların AK Parti’nin yoğun oy aldığı ilçeler olduğunu ilettiğini dile getirmişti.
İmamoğlu’na işbirliği teklifinin somut olması için İYİ Partinin birtakım kazanımları olması gerektiğini söylediğini kaydeden Özkan İBB Başkanı’nın “Beklenti ne olabilir” sorusu üzerine kendilerine kazanılacak üç belediye, İBB’de 25 büyükşehir meclis üyesi ve 14 belediyede belediye başkan yardımcılıkları verilmesi gerektiğini anlattığını belirtmişti.
“Bahsettiğiniz arka kapı diplomasisini kiminle kim arasında yürütüyorsunuz” sorusuna Özkan “İl Başkanımın (Yücel Coşkun) bilgisi dahilinde Sayın İmamoğlu’yla yürüttüm” cevabı vermişti. Özkan basında ve sosyal medyada olan bitenin İmamoğlu tarafından organize edildiğinin söylendiğine işaret ederek İBB Başkanı’nın haksız yere suçlandığını, karardan sonra kendisini arayarak üzüntüsünü bildirdiğini söylemişti.
Dün tv100’de Taksim Meydanı’na konuk olan Özkan “CHP ile arka kapı diplomasisi yapıyorduk. İstanbul’da kazanılacak yerde üç ilçe belediyesi, 25 büyükşehir belediye meclis üyesi ve CHP’li ilçe belediyelerinde birer başkan yardımcılığı verilmesi konusunda temaslarımız sürüyordu. Buğra Kavuncu bana ‘Beşiktaş’ı bile verseler işbirliği yapmayacağız’ dedi” sözüne açıklık getirip şunları anlattı:
“Ankara’da kurumsal ilişkileri Adnan Beker, İstanbul’da ben yürütürdüm. Genel merkezin bilgisi var. Ben işbirliğinden yanayım. Bu tavrımı herkes bilirdi. Ben bu diplomasiyi niye yürüttüm? Bana böyle bir yetki verilmedi ama arka kapı diplomasisinde yetki alınmaz. Birileri inisiyatif alır. Burada herhangi bir yetki ve pazarlık durumu yok. İmamoğlu meseleyi anlamaya çalışıyor. İYİ Parti’nin tavrını anlamaya çalışıyor. İmamoğlu’na ben ‘GİK somut öneri bekliyor’ dedim. İmamoğlu da ‘Ortada GİK kararı varken somut öneri nasıl götürülebilir’ dedi. GİK Akşener’e şartlı yetki verebilirdi. İmamoğlu’na somut önerilerle gitmeleri gerektiğini söyledim. İstanbul’da en az kazanılacak üç belediyeyi garanti etmeleri gerektiğini söyledim. Sadece İstanbul için konuştum. İstanbul’da CHP’li belediyelerle birçok meclis üyesi var ama bir tane belediye başkan yardımcısı yok, bu da yanlış dedim. Partimi korumak için AK Parti’nin güçlü olduğu ve kazanılma ihtimalinin düşük olduğu yerlerde İYİ Parti’nin oyunun bir milyonun üzerine çıkabilmesi için ortam sağlanması gerektiğini söyledim.
Ekrem Bey’in siyasi danışmanları ile temasım var. Onlarla bir süreç yürüttüm. Onlar tekliflerini hazırlama aşamasında. İmamoğlu’na durumu partimizle istişare edeceğini söyledim. Salı günü İstanbul’da bir kahvaltı toplantısı yapıldı. Meclis üyesi arkadaşlarımızın tavrı iş birliği yapılması yönünde. Parti motive olsun. Benim başka derdim yok. Partimin siyasette bana ihtiyacı varsa ben buradaydım. Baktık süreç bitti bizim için. Yapacak hiçbir şey yok. Kapı arkası diplomasi yürütülmeli. Burada ilkesel bir duruş gösteriyorum. Büyük fotoğrafa bakıyorum. İstanbul ve Ankara’yı almak 2028’in önünde en büyük engellerden biridir muhalefet açısından. Anayasa değişikliğine doğru gidebilecek bir durum ortaya çıkabileceğini düşünüyorum.”
İşte Meral Akşener’in ‘haberim yok’ dediği arka kapı diplomasisi bu. Akşener burada kendi partisinden İbrahim Özkan kadar İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da suçluyor, “Hiçbirinden haberim yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demektir. Biz bunu 1997’de Doğru Yol Partisi’nde yaşadık. Ben bu konuda idmanlıyım. Şu an itibariyle bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum, varım buyursunlar” sözlerinin perde arkasındaki süreç buydu.
Öte yandan dün tv100 programına çıkan İbrahim Özkan’ı bina kapısında partililer protesto etti. Bunun üzerine kanala bağlanan İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun “Arkadaşların böyle toplandığından haberimiz oldu, biz derhal dağılmaları gerektiğini kendilerine beyan ettik, çünkü herkesin protesto hakkı var ama bunun şiddet eylemlerine dönüştürülmemesi gerektiğini ifade ettik” açıklaması yaptı.
Öte yandan Akşener Uşak programındaki bir konuşmasında İmamoğlu ile ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı hedef aldı. Akşener millet istediği için İmamoğlu ve Yavaş’ı altılı masaya götürdüğünü savunarak “O masadan kovuldum. İkisi de korktu kabul etmedi. Benim değil milletin istediğini kabul etmediler. Şimdi dün benim için bir milattır. Bugüne kadar hiçbir siyasi partinin iç işlerine karışmadık. Kongre yaptılar üstümüze kaldı. Bana ne kardeşim sizin kongrenizden. Kim kazanırsa kazansın” dedi.
Kurtköy Yaşam Merkezi’nin temel atma töreninde açıklama yapan İmamoğlu da yıllarca her oyunun denendiğini, bir günün dahi krizsiz geçmediğini anlattı. “Zannediyorlar ki biz bunları yıldırırız. Biz pes etmeyeceğiz siz pes edeceksiniz. Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz” diyen İmamoğlu şimdi de yeni bir oyunla karşı karşıya olduklarını ifade ederek “Omuz omuza mücadele ettiğimiz aynı masayı paylaştığımız birlikte iş ürettiğimiz aynı kaseden çorba içtiğimiz dostlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Üzülerek takip ediyorum. Sayıları az da olsa bir kısım dostlar oyuna geliyor, bazen hadlerini aşan cümleler kurabiliyorlar. Başından beri biz ne dedik, eski dosttan düşman olmaz. Kulaklarımızı kötü sözlere tıkayacağız. Allah’ın bir lütfu, kötü sözleri benim kulağım hiç duymuyor” dedi.