Bahçeli’nin sözleri Yerlikaya’ya dokundu: Birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemez
MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel’in geçen hafta kendisine yönelttiği Sinan Ateş suikastıyla ilgili sorulara grup toplantısında tepki gösterdi. Soruların içeriğine girmeyen Bahçeli sorular için “saçma” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasına İstanbul’un fethinin 571. yılını anarak başlayan Bahçeli sözü CHP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesine getirerek “İstanbul can çekişmektedir. İstanbul’u yüzüstü bırakanların siyasi yüzsüzlüğü ise yüzlerine vurulacaktır. İstanbul bizim 571 yıllık davamızdır. ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyenlerin alayı düşman kampında toplanan Bizans uşaklarıdır ve bizim bunlarla hesabımız er ya da geç görülecektir” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gazetecilerle birlikte yaptığı Roma ziyaretiyle ilgiliyse “Lafa gelince israftan şikayet edenlerin belediye bütçesini har vurup harman savurması, taş üstüne taş koymaktan aciz olması, yandaş gazetecileri Roma’ya sözde festival adına, gerçekte ise tatile ve sefaya götürmesi ayıplı bir zihniyetin defolu uygulamalarından başka bir şey değildir. Özel uçak kiralanıp yedi değil, 17 değil tam 37 gazetecinin yer aldığı ve toplam 73 kişilik kafileden oluşan ballı börekli Roma seyahatinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin müsriflikten bahsetmesine hiç kimse inanmayacak, kimse itibar etmeyecektir” diye konuştu.
Devamında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki gösteren Bahçeli “Uluslararası Adalet Divanı geçen hafta aldığı bir kararla özellikle Refah’a düzenlenen saldırıların derhal durdurulmasını istemiş, fakat İsrail buna aldırış etmemiştir. 26 Mayıs’ta hassas mühimmatla vurulan insani bölgede çok sayıda masum acımasızca katledilmiştir. Bu bölgedeki Birleşmiş Milletler Çadır Kampı’nda hayata tutunmaya çalışan bebekler, çocuklar, kadınlar ve nice suçsuz günahsız insan resmen ateş altına alınarak yakılmıştır. Netenyahu, yani caniyahu başta olmak üzere İsrail yönetimini tüm öfkemle lanetliyorum. Caniyahu ve savunma bakanı hakkında talep edilen tutuklama kararının uygun zaman ve zeminde icra edileceği, bu vandalların öldürdüğü her mazlumun, her garibin, her savunmasız insanın hesabını verecekleri kaçınılmaz bir akıbettir” ifadelerini kullandı.
İspanya, İrlanda ve Norveç’in Filistin’i tanıyacaklarını ilan etmesini memnuniyetle karşılayan Bahçeli “Adalet ve insanlık değerleri etrafında kenetlenen ülke ve toplumları umutlandırmış, milletimizin yüreğine de su serpmiştir” yorumu yaptı.
Bahçeli 31 Mart yerel seçimlerinin ardından CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretiyle başlayan, Özel’in “normalleşme,” Erdoğan’ın ise “yumuşama” dediği süreci de eleştirdi.
Bahçeli şunları söyledi:
“Bir şeyin normalleşmesi için evvelemirde anormalliğinin kabulü müttefiken sağlanmalıdır. Hâlbuki Türkiye’de anormal bir şey yoktur. Kaldı ki, siyaset ve yönetimde istikrarın hakim olduğu, hukukun üstünlüğüyle ilgili yasal ve anayasal hükümlerin havi bulunduğu ülkemizde normal olmayan sadece siyasi tellallar, istismar tellakları, inkar ve ihanet taraflarıdır. Yumuşamadan bahis açılıyorsa, böyle bir şeye ihtiyaç hissediliyorsa, ilk önce neyin sert, nelerin sertlik ihtiva ettiği açıklığa kavuşmalıdır. Elbette kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım demiyoruz. Elbette tokalaşmak varken, yumruklarımızı sıkalım da demiyoruz. Fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerini her meselenin başına iliştirip milli haklarımızdan, milli varlığımızdan, milli kimliğimizden, egemen çıkarlarımızdan, Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerimizden ödün isteniyorsa, hiç kimse boşuna çabalamasın, bizim böylesi uçuk kaçık ve garabet yumuşamaya karnımız tok, yüzümüz de dönüktür. Normalleşmesi, milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileridir. Acemi nalbant gibi kah nalına, kah mıhına vuran Özgür Bey’in bu gerçeği anlaması samimi dileğimdir.”
Devamında CHP lideri Özgür Özel’in geçen hafta grup toplantısında kendisine yönelttiği Sinan Ateş sorularına da tepki gösteren Bahçeli “Özgür Bey’in durgun olup olmadığını bilmiyorum, ama yumuşama için önce DEM korkusuyla yüzleşmesini, Türk milleti ve Türkiye ortak paydasında adam gibi duruş göstermesini kendisine tavsiye ediyorum. Saçma sapan sorularla, abuk sabuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır. Terörist Demirtaş’ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini arkalamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, kümese girip tavuk haklarını savunacağım diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir. Normalleşme ve yumuşamayı, bilhassa Cumhur İttifakı’nın süngü düşürüp mücadelesine sünger çekmesi temelinde planlayanlar bir an olsun unutmasın ki, ak koyunun kara kuzusu da olur, akıllı bildiğini söylemez, ahmak söylediğini bilemez” diye konuştu.
Bahçeli adını anmadan emniyetteki krize de gönderme yaparak “Hiçbir tezgah, hiçbir kumpas, hiçbir telkin ve algı düzeneği Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet kararlılığımızı, Cumhur İttifakı olarak yürüyüşümüzü sekteye uğratamayacak. 31 Mart’tan sonra biti kanlananları uyarıyorum, dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur. Cumhur İttifakı Türkiye’yi yükseltmeye, küresel ve bölgesel marka değerini güçlendirmeye, bu aziz millet için her feragati göstermeye sonuna kadar devam edecektir. Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güvencedir. Milli güvenliğimizi tehdit edenlerin bu gerçeği itiraf ve ifadeleri mümkün değildir. Sosyal medya yalanlarına, sokak dedikodularına, casusların düzmece ithamlarına bel bağlayan siyaset meddahlarının rüzgarlı havada yanıp yanıp sönen mum gibi nasıl da eriyip gideceklerini yakında herkes görecektir” dedi.
Özel, Bahçeli’ye şu sorular yöneltmişti:
1- Bu iki kişinin isimleri Sinan Ateş iddianamesinden nasıl ve kimler tarafından ayıklandı?
2- Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış birisinin sokak ortasında ölümünden sonra ‘Kimse tweet atmayacak, cenazeye gitmeyecek’ diyen hangi ikisidir? Bu talimatı bütün partiye hangi ikisi yaymıştır?
3- Tetikçiyi kaçıran aracın fotoğrafları açığa çıkıp, Ülkü Ocakları Genel Başkanı’na bu aracı ceza yemeyecek, trafikte durdurulmayacak statüye kavuşmasına hangi ikisi ya da ikisinden hangisi katkı sağlamıştır?
4- “İran Cumhurbaşkanı’nın ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalı” diye Prompter’a yazanlar Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürürken bu ikisinin bu sisteki payı nedir? Yoksa bu sisin kendisi bizatihi kendisi midir?