Erdoğan: Adayları 15 Aralık’tan sonra açıklamaya başlayacağız
MHP lideri Devlet Bahçeli, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i ABD'de kullandığı ‘yerel halk’ ifadesi üzerinden hedef aldı ve Şimşek’e ‘müfsit’ (ara bozucu) dedi. Hazine'ye göre 'locals' kelimesi üzerinden yapılan eleştiriler 'akıl dışı.'
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Kurtuluş Savaşı’nın ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine dayanılarak ve milletin temsilcilerinden oluşan bir Meclis ile yapılmasını temsil eden, TBMM’nin açılış yıldönümü, en önemli ulusal bayramlarımızdan ve sevinç günlerimizden biri. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu sevinçli günü alışılmadık derecede sert bir mesajla kutladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sert yazılı mesajının iki hedefi vardı: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile DEM Parti. Bahçeli’nin DEM Parti ile ilgili sözleri çok da şaşırtıcı olmayabilir ama Cumhur İttifakı üyesi olarak seçilmesine destek verdiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hükümetine aldığı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştirmesi, dün siyaset kulislerinin başlıca konusuydu.
Bahçeli, aslında yazılı açıklamasında Mehmet Şimşek’in adını vermedi. Tam söylediği şu:
“Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir.”
Bu sözleri gören herkes, burada ‘müfsit zihniyet’ olarak nitelenen kişinin Mehmet Şimşek olduğunu düşündü; çünkü Şimşek’in adı son birkaç gündür ABD’de yaptığı bir ekonomi sunumu sırasında Türkiyeli yatırımcılar için kullandığı İngilizce ‘locals’ kelimesi nedeniyle tartışılıyor. Hatta bu tartışmalar yüzünden daha dün, Bahçeli’nin yazılı açıklamasının yayınlanmasından birkaç saat önce Hazine ve Maliye Bakanlığı konuya ilişkin bir açıklama yapmış, buradaki ‘locals’ kelimesinin uluslararası iktisat literatüründe ‘yerli yatırımcılar’ anlamına geldiğini bildirmiş, bu kelime üzerinden Mehmet Şimşek’e yöneltilen eleştirileri ise ‘akıl dışı söylemler’ olarak nitelemişti.
Devlet Bahçeli’nin de İngilizce ‘locals’ kelimesini eleştirmesi, eleştirirken de ‘müfsit zihniyet’ demesi, herkesin sözlüklere bakmasını gerektirdi; çünkü ‘müfsit’ gündelik hayatta pek de kullanılan bir kelime değil. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ‘müfsit’in anlamı ‘Arabozan.’ Arapça ‘fsd’ kökünden gelen kelimenin İslam dinindeki anlamı da önemli. ‘Fesad sokan’ anlamına da gelen bu kelime, İslamda imanı ve başlanmış ibadeti bozan anlamlarına geliyor. Hatta bu eylemler ‘fitne fücur sokan’ olarak da nitelenebiliyor.
Halen ABD’de bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kendi bakanlığı tarafından yapılan ve ‘locals’ kelimesine ilişkin eleştirileri ‘akıl dışı’ olarak niteleyen açıklamayı tam da Bahçeli’nin yazılı açıklamasını yaptığı sıralarda sosyal medya üzerinden re-tweet de etti üstelik.
Bahçeli’nin doğrudan Mehmet Şimşek’i hedef alması, doğal olarak Ankara’da ciddi bir çalkalanmaya neden oldu, hatta bu durumu ‘kriz’ diye niteleyenler bile oldu. Ancak bazı gazetecilere MHP’den ‘Bu sözle kastedilenin Mehmet Şimşek olmadığı’ bilgisi iletildi. Adının kullanılmasını istemeden gazetecilere bilgi veren MHP yöneticilerine göre Bahçeli burada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kastetmişti. İmamoğlu da, birkaç gün önce bir Birleşmiş Milletler yetkilisiyle İstanbul’daki göçmenlerin durumuna ilişkin bir görüşmesinde, İngilizce olarak ‘Mülteciler ile yerel halkın kaynaştırılması’ndan söz etmişti. MHP kanadından gelen bu gayrıresmi açıklamalar gün boyu süren ‘Bahçeli, Şimşek’i sert eleştirdi’ söylentilerini durdurmadı, çünkü MHP resmi olarak çıkıp ‘Kastedilen Şimşek değildir’ demedi.
DEM Parti’ye sert çıkış
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 23 Nisan mesajında sert eleştiriler yönelttiği bir başka grup ise DEM Parti’den seçilip göreve başlayan belediye başkanları oldu. Bahçeli bu konuda şöyle dedi:
“Küresel Emperyalizmin tasallut ve telkini altında iç huzur ortamını zedelemek suretiyle faal halde bulunan terör sevicilere boyun eğmek, serpilen hıyaneti özgürlük ve demokrasi çerçevesinde normalleştirip yumuşatmak, bilinmelidir ki, milli felakete çanak tutmak, devlete ve millete kast etmektir. Ay yıldızlı al bayrak bağımsızlığımızın simgesi, İstiklal Marşı hürriyet namusumuzun, birlik ve beraberlik hissiyatımızın manzum seslenişidir. Bunlara kim karşı geliyorsa, bunlarla kimlerin sorunu varsa, mutlak surette hukukun amir hükümleri işletilerek hesaba çekilmelidir. Gelişmeler karşısında aziz milletimiz infial halindedir.”
31 Mart Yerel Seçimleri’nde DEM Parti’nin kazandığı belediyelerde yaşananlara ilişkin de değerlendirme yapan Bahçeli “DEM’lenmiş bazı belediye başkanlıklarında sahnelenen azgın tahrikler dış bağlantılı sipariş eylemleridir” dedi.
Açıklamasında DEM Parti’nin kazandığı belediyelerde İstiklal Marşı okunmadığı, Türk Bayrağı asılmadığı iddialarına da değinen Bahçeli şöyle devam etti:
“Vatanımızın bir bölümünde İstiklal Marşı’nın söylenmesine direnen, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Aziz Atatürk ile Cumhurbaşkanımıza kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanan bölücü alçaklar bu milletin evladı, Türkiye Cumhuriyeti’nin de mensubu olamazlar. Ülkemizi fiilen işgal altında gösterme provalarını hazmetmek mümkün değildir.
Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur.”