Yerine iki kez kayyım atanmıştı: Ahmet Türk Mardin için yine aday olacak
MHP lideri Devlet Bahçeli yerine kayyım atanan Ahmet Türk'le ilgili soruya "Görüşme talebi olmadı ama arzusu olursa her zaman görüşürüz. Ağaların kapısı her zaman açık olur" yanıtını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk ile ilgili soruya yanıt verdi.
Bahçeli “Ahmet Türk Bey değerli bir şahsiyet. Ağalık vasfına sahip bir insan. Görüşme talebi bize intikal etmedi ama görüşme arzusu olursa her zaman görüşebiliriz. Ağalığın bazı önemli vasıfları vardır. Ağaların kapısı her zaman açık olur, aşı da bol olur. Birileri ziyaret ettiğinde 42 davar kesmesinin sebebi de sofrasının bol olmasındandır” dedi.
Pervin Buldan’la birlikte Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’i ziyaret eden Ahmet Türk ise Bahçeli ile bugün görüşeceğine dair haberler üzerine henüz bu yönde bir planlama olmadığını belirtti, “Öyle bir randevu yok” dedi.
Bahçeli ile ilgili “Görüşme teklifi gelirse nasıl bakarsınız” sorusuna da yanıt veren Türk “Elbette değerlendiririz. Barışa katkı sağlayacak her eli tutarız” diye konuştu.
Türk “Bu ülkenin barışı bizim için çok önemlidir. Barışa katkı sunacak herkesi canı gönülden destekleriz. Bunun onurlu bir barışa dönüşmesi lazım. Biz başından beri halkların kardeşliğini savunan bir siyasi anlayışa sahibiz. Bunun sağlanması konusunda da çaba gösteriyoruz. Böyle bir anlayışla meseleye bakan herkesi kucaklarız. Kürt halkının varlığını, kültürünü, kimliğini inkar etmeden onun bir hak olduğunu içselleştirmişseniz bu meseleyi çözerseniz. Ama bunu içselleştirmemişseniz çözümün de kolay olmadığını ifade etmek isterim” diye konuştu.
Kayyımlar konusunda da konuşan Türk “Elbette ki halkın iradesine ipotek konulmasını asla kabul edemeyiz. Demokratım diyen halk iradesine saygılı olmak zorundadır. Kayyım, halkın sindirilmesi anlamına gelen bir uygulamadır. Dava kesinleşmeden suçlu sayıyorlar. Bir itirafçının söylemi üzerinden dava açıldığı için kayyım atamanın hukuki olmadığını ifade etmek istiyorum” dedi.
Bu noktada Ahmet Türk hakkında kısa bir tanıtım yapmakta fayda var. Türk aktif siyasete ilk adımı 1973’te Demokratik Parti’den Mardin Milletvekili seçilerek attı, 1974’te CHP’ye geçti.
1980’e kadar CHP çatısında siyaset yapan Türk darbeden sonra tutuklanıp Diyarbakır Cezaevi’nde işkence görmesinin ardından politik yaşamına Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile devam etti.
Ancak Saddam Hüseyin’in 1988’de Kuzey Irak’ta düzenlediği zehirli gaz saldırısıyla altı bin kadar Kürt’ün ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına neden olan Halepçe Katliamı’nın ardından Paris’te “Kürt Ulusal Kimliği ve İnsan Hakları” konulu bir konferansa katılan diğer altı vekille beraber partisinden ihraç edildi.
SHP’den ihraç edilen vekillerle beraber 1990’da Kürt siyasi hareketinin ilk yasal temsilcisi kabul edilen ve HDP’ye kadar uzanan siyasi geleneği başlatan HEP’in (Halkın Emek Partisi) kurucuları arasında yer aldı.
Parti 1991 erken seçimlerine yüzde 10’luk baraj nedeniyle SHP bünyesinde girdi. Leyla Zana’nın Kürtçe yemin etmesiyle yaşanan krizden sonra kapatılan HEP daha sonra aynı kaderi paylaşan ÖZDEP, HEP, DEP, HADEP, DEHAP ve yine Ahmet Türk’ün eş başkanlığında kurulan DTP’nin (Demokratik Toplum Partisi) öncüsü oldu.
DTP kapatıldıktan sonra kurulan BDP daha sonra isim değiştirdi ve başka partilerin de birleşmesiyle HDP oluştu.
Ahmet Türk Kürt sorununa çözüm arandığı her dönemde hükümet yetkililerinin başvurduğu isimlerin başındaydı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1993’te soruna demokratik çözüm arayışı içinde mesajını o dönem Lübnan’da Bekaa Vadisi’nde PKK lideri Abdullah Öcalan’a ileten Ahmet Türk’tü.
Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı sırasında 2009 yılında temelleri atılan çözüm süreci sırasında da etkili aktörler arasında yer aldı.
CNN Türk’te Rıdvan Akar’ın sunumuyla ekrana gelen ‘Habere Dair’ programındaki sözleri dikkati çekiciydi:
– R.A: Diyarbakır Cezaevi’nde kaldınız ve oradaki işkencelerden nasibinizi aldınız, hiç isyan edip ‘ben de bir gün dağa mı çıksam’ diye düşündüğünüz oldu mu?
– A.T: İnanın ki böyle bir düşünceye sahip olmadım, ama tabii ki bizi zorlayan bir süreçti. Yani çoğu zaman kalkıp ‘Yarabbi, bizim canımızı al, bizi bu işkenceden kurtar’ diyorduk, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum.
Türk 3 Ocak 2013’te İmralı’da Öcalan’la görüşmeye giden iki kişiden biriydi.
2014 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) desteği ile Bağımsız Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 2016’da çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden alındı ve bir kez daha tutuklandı. Yaklaşık üç ay tutuklu kaldı, sonrasında sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi.
Serbest bırakılması için yürütülen kampanyaya en güçlü desteği veren isimlerden biri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ydi:
“Türk 74 yaşında, rahatsızlığı nedeniyle insani boyut göz önünde bulundurularak tedavisine fırsat verecek şekilde tutuksuz yargılanmalı.”
Siyasetçinin o dönem serbest kaldıktan sonra teşekkür ettiği isimlerin başında da Bahçeli vardı.
31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde ikinci kez Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Türk hakkında yürütülen terör soruşturmasında beş ay sonra yeniden görevinden alındı.
31 Mart 2024’te bir kez daha bu göreve seçilen Türk 4 Kasım’da yerine kayyım atanmasıyla bir kez daha görevden el çektirilmiş oldu. Bu bir rekor anlamına da geliyor.