Murat Kurum’dan yeni proje: Denizin altından üçüncü tünel
DEVA Partisi lideri Babacan, kara para aklama, vergi kaçakçılığı suçlarından tutuklananları gündemine aldı ve iktidarı eleştirdi. Babacan, "Bu işin asıl sorumlusu hükümettir ve Sayın Erdoğan'dır" dedi.
Türkiye’nin gündeminde son dönemlerde kara para aklama, fon, sosyal medya fenomenleri gibi konular var. Dilan-Engin Polat çiftinin lüks yaşantılarını herkese göstermeye başlamasıyla çekilen ipliğin ucu hapishanede bitmiş ve diğer sosyal medya ünlüleri de soruşturulanlar kervanına katılmıştı. Öte yandan futbol dünyasında da ‘fondan kazanç’ ve tutuklanan Seçil Erzan konuşuluyor. İlgili haberimizi buradan okuyabilirsiniz.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan da Meclis’teki konuşmasında bu konulara değindi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Bu tür olayların iktidarın ekonomi, hukuk ve şeffaflık alanında oluşturduğu yozlaşmış bir ortamın yansıması olduğunu savunan Babacan, “Bu hükümet alın ve akıl teri dökerek kazanç elde etme yerine; ölçüsüz rant, rüşvet, yolsuzluk ve köşe dönme anlayışıyla kısa yoldan zengin olmayı özendiren bir ekonomik iklim yaratmıştır” dedi. Alın teriyle para kazanmasının zorlaştığı bir ortam olduğunu söyleyen Babacan, fırsat eşitliği olmadığında bu tür olayların yaşanabildiğini belirtti.
“Bir yerde ölçüsüz bir kazanç varsa bilin ki orada aynı zamanda haksızlık vardır, aldatma vardır, hukuksuzluk vardır” diyen Babacan kısa yoldan helal şekilde para kazanmanın çoğu zaman çok zor olduğunu ifade etti. Babacan, “Bu ülkede bu iklimi oluşturan ve bu işin asıl sorumlusu hükümettir ve Sayın Erdoğan’dır. Bu ülkenin resmi dökümanlarından, ‘yolsuzluk’ kelimesi çıkarılıyor. Böyle bir ortamda şeffaflığı, denetimi, iç kontrolü ve hesap verebilirliği yok eden bir yönetimin Türkiye’yi bu bataklıktan çıkarma şansı yoktur” dedi.
Babacan yerel seçime DEVA Partisi olarak kendi adaylarıyla gireceklerini bir kez daha yineledi ve pazar günü ilk grup belediye başkan adaylarını duyuracaklarını söyledi. Türkiye’nin her yerinden yaklaşık 50 başkan adaylarının ismini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirten Babacan “Böylece tüm Türkiye’de adaylarımız derhal çalışmaya başlayacak. Yerel yönetimler ve şehircilik anlayışımızı vatandaşlarımıza anlatacağız. Bizim belediye başkanlarımız daha aday oldukları gün siyasi etik sözleşmesine atacakları imzayla nasıl bir yönetime talip olduklarını öyle lafta değil, yazıyla imzayla ilan etmiş olacaklar” diye konuştu.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, 50+1 sistemine ilişkin tartışmaları yorumladı. Erdoğan daha önce 50+1’in değiştirilmesini savunmuş, MHP lideri Devlet Bahçeli ise sistemin arkasında olduklarını söylemişti. Babacan da bu tartışmaları “Sayın Erdoğan, Bahçeli’yi sistem değiştikten sonra ortak almak zorunda kaldı. 50 artı 1’den şikayet etmek aslında ortağa mahkum olmadan da seçilme arzusu. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de 50 artı 1 mecburiyeti yok. Burada tam demokrasi var. Parlamentonun güçlü olduğu, seçimler sonucunda oluşan parlamentodan bir hükümet oluşturup o hükümetin tekrar parlamentoya güven oyu ile çıkması söz konusu. Bu işin gerçek çözümü parlamenter sistemde. Eğer ortağından memnun değilse, 50 artı 1’den şikayet ediyorsa hazırladığımız raporu okusun” sözleriyle yorumladı.