Türkiye firesiz gidiyor, Çekya takip ediyor
Cardiff City Teknik Direktörü Erol Bulut, 'Fenerbahçe'de ilk kez bir yerli hocaya istediği futbolcuların alındığını, yatırım yapıldığını düşünüyorum. Ben tek bir transfer istedim, Bakasetas’ı istedim, alınmadı' dedi.
İngiltere Championship ekibi Cardiff City’nin teknik direktörü Erol Bulut, İngiltere’de çalışan ilk Türk teknik direktör olmaktan dolayı gurur duyduğunu ve hedefinin takımıyla Premier Lig’de mücadele etmek olduğunu söyledi. Bulut, Cardiff macerasının başlamaşısını şöyle anlattı: Cardiff ile hikayemiz Alanyaspor döneminde başladı. Alanya’dayken ilk teklif gelmişti. Sezon bitmemişti, ‘düşünebilirim’ dedim. En ciddi teklif o dönem İtalya’dan vardı. Hellas Vereno’dan, onlarla oturup görüşüyordum. Birkaç takıma, ‘Kupa finalimiz var ondan sonra konuşmak istiyorum’ demiştim. Finalden sonra Fenerbahçe’den teklif geldi, oturduk, konuştuk. Hellas Verona, Cardiff bir de Legia Varşova vardı. O dönem Trabzonspor da ilgilendi. Eninde sonunda Fenerbahçe ile oturup anlaştık. Sonuçta dört yıl oynadığım, şampiyon olduğum takımım. Kendimi oraya daha yakın hissettim ve Fenerbahçe ile anlaştım. Fenerbahçe’den ayrıldığım dönemde de Cardiff’ten teklif geldi. O zaman sezon sonuna kadar çalışmayı düşünmüyorum dedim. Fenerbahçe’den 31. haftada ayrılmıştım. Sezon sonu da Gaziantep ile anlaşmış oldum. Orada da deprem oldu, ardından oradan da ayrılmış oldum. Yine teklif geldi. 3. seferde teklifi kabul ettim. O şekilde transferim gerçekleşti.”
19 haftası sona eren Championship’te play-off potası ile aralarında üç puan fark olduğunu belirten Bulut, “Cardiff City son iki sezonda düşmekten son anda kurtulan bir kulüp. Transfer yasağımız vardı, bonservisli oyuncu alma şansımız yoktu. Cezamız ocak ayında bitecek. Cardiff, Sala transferi nedeniyle 20 milyon avro ceza almıştı. Zor şartlarda lige başladık ama şartlara göre iyi transferler yaptık. Takımı play-off potasına da birkaç hafta sokabildik, puanlar birbirine çok yakın” dedi.
Üç kaleci toplam 25 futbolcuyla mücadele ettiklerini aktaran Bulut şunları söyledi: “İlk 11’den 1-2 oyuncu sakatlanınca takımın dengesi bozuluyor. Championship çok zor bir lig. Leicester, Leeds, Ipswich, Norwich gibi kalitesi yüksek çok takım var. Premier Lig’den düşen takımlarda paraşüt sistemi var. Elindeki kadroyu koruyabilmesi için Premier Lig’deki aynı parayı alıyor. Galiba 100 milyon, 80 milyon, 60 milyon gibi üç sene boyunca ödenek alıyor, bizim öyle bir bütçemiz yok. Benim takımın bütçesi 15 milyon pound. Oynadığımız futbolla herkesi şaşırtmış durumdayız. Alt sıralarda beklenirken, üst sıralarda yer aldık. İnşallah sezon sonuna kadar bunu devam ettiririz. Ocak ayında birkaç transfer yapabilirsek, takımı sezon sonunda play-off potasına sokma şansımız olabilir. Şu an hedefimiz Cardiff ile sezon sonunda play-off potasına girebilmek ve oradan Premier Lig’e çıkabilmek.”
“İnşallah başarılı olup, diğer Türk teknik direktörlere yol açmış olurum.” diyen Erol Bulut, konuşmasına şöyle devam etti: “Maalesef Süper Lig’e yüksek potansiyelli bir lig gözüyle bakılmıyor, hocalara da aynı şekilde. Bizim başarımız Türk hocaların da bir seviyeye geldiğini gösteriyor. Bizden bunlar hiç beklenmiyordu, kulübün kimyasını tamamen değiştirmiş olduk. Geçen sene yeni sözleşme imzalamak istemeyen futbolcularla sezon başında sözleşme imzaladık. Atmosferi değiştirdik, şu an iyi bir arkadaşlık var, herkes mutlu. Sözleşmem sezon sonuna kadar, inşallah takımı istediğimiz play-off’a sokup futbol bu hiç belli olmaz, sezon sonunda kendimizi Premier Lig’de de görebiliriz. Tabii bu biraz zor gözüküyor ama beni tanıyanlar iyi bilir her zaman başarının maksimumunu zorlamak isteyen bir teknik direktörüm. Bunu zorlayacağız. Teknik direktör olarak kendime her zaman güveniyorum. Premier Lig’de Türk hoca çalışabilir mi? Evet çalışır. Ben her ligde çalışma kabiliyetim ve kalitemin olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu biraz da elinizdeki kadro kalitesi ve transferlere bağlı. Bunlar yerine oturduğunda hangi lig olduğu çok önemli değil. Türk teknik direktör olarak Premier Lig’de de başarı olabileceğime inanıyorum.”
Erol Bulut, “Türkiye’den transfer yapmayı düşünüyor musunuz? Salih Uçan ile ilgilendiğiniz yönünde de transfer haberleri çıkmıştı. Gerçeklik payı var mıydı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “İlla ki takıma Türk futbolcu almak isteriz, kaliteli oyuncular var ama Türkiye’den yerli oyuncu alabilmek zor. Kimse yerli oyuncusunu bırakmak istemiyor. Önümüzdeki süreçte olabilir mi? Olabilir. Şu an oynayan, bizim istediğimiz seviyede oyuncuyu alabilmek maddi olarak da zor. (Salih Uçan) Öyle bir gündem olmadı. Çoğu eski futbolcumla görüşüyorum. Salih’le de telefonlaşıyorum. Salih Beşiktaş’ta kalmak istedi, orada iyi performans gösteriyor. Salih’i alabilecek bütçe bizde yok. Serbest olsa bile ona ödeyebileceğimiz bütçe yok. Beşiktaş’ta aldığı rakamları Cardiff City’nin şu an ödeme şansı yok. Premier Lig’de olsaydık o zaman farklı olurdu, farklı seviyede futbolcular alabilirdik.”
Süper Lig’deki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Cardiff City Teknik Direktörü, “Şu an önde gözüken iki takım var biri Fenerbahçe biri Galatasaray. Yaptıkları transferlere baktığınızda bulundukları yer normal. Gerçekten kaliteli transferler yaptılar. İyi de top oynuyorlar. Sonuna kadar böyle gideceğini düşünüyorum. Sıralama da yine dört büyük arasında olur. 1-2 kim olur? Fenerbahçe, Galatasaray olur. Kendi aralarında oynayacakları maçlar şampiyonu belirleyebilir. Ligin daha 3’te 1’i bitti. Şu an erken lig uzun, oynanacak çok maç var. Hatay, Galatasaray’ı yendi. Volkan hoca da işini çok iyi yapıyor, onu da tebrik ederim. Bir ara Fenerbahçe’de birlikte çalıştık, kaliteli bir karakter, kişilik. Ona hocalık kariyerinde başarılar diliyorum. Öyle maçlar daha olacak. Anadolu takımları bir yerde büyük takımlara darbe vuracaktır” diye konuştu.
Erol Bulut Fenerbahçe teknik direktörü olduğunda sportif direktör olarak Emre Belözoğlu bulunuyordu. Bulut’un görevine son verilmesinden sonra da Belözoğlu onun yerine geldi.Cardiff City teknik direktörü, Belözoğlu’na gönderme yaparak şöyle konuştu: “Fenerbahçe’de ilk kez bir yerli hocaya istediği futbolcuların alındığını, yatırım yapıldığını düşünüyorum. Fenerbahçe teknik direktörü olarak benim o kadar şansım olmamıştı. 31. haftada ayrıldım. Beşiktaş’la aramızda dört puan vardı. 10 maçımız daha vardı. 10 haftalık dönemde ilk yarıda biz 9’da 8 yapmıştık aynı maçlardı, 8 galibiyet, 1 beraberlik. Bütün derbi maçlarını oynamıştık, Anadolu takımlarına karşı maçlarımız kalmıştı. Trabzon’u Trabzon’da yendik, Beşiktaş’la berabere kaldık. O beraberlikten sonra yollarımız ayrıldı. Ben hala Fenerbahçe ile şampiyon olacağımıza inanıyordum. 10 hafta, alınacak 30 puan vardı. Sonuçta buna karar verecek kişiler, karar verdi. Kimler o kararın içinde olduysa o kişiler karar verdi. Biz şampiyon olacağımıza ekip olarak sonuna kadar inanıyorduk. Öleceksek ya birlikte öleceğiz ya birlikte başaracağız’ diyorduk. Sonucunu çıkarın. Öyle gitmedi. En azından sezon sonuna kadar birlikte kalırdın, sonuca, tabloya bakardın ona göre karar verirdin. Bu benim görüşüm, herkesin görüşüne saygım var. Yönetim o şekilde karar aldı, saygı duyuyorum. Sonuçta ne oldu, bir şey değişmedi. Açık konuşalım hep transferlerden bahsediyoruz, bizden sonra gelen hocaların istedikleri transferlerin hepsi alındı. Lig nasıl bitmişti, arada kaç puan vardı? Haftalar önce arada kaç puan fark vardı, 9 puan fark vardı. Benim hiçbir zaman birinciyle aramda 9 puan fark olmadı. İstediğim transferler de tam anlamıyla gerçekleşmedi. Bunu da açık ve net söyleyebilirim. Bunu yönetimimiz de biliyor. İstemediğim futbolcular… Bu demek değil ki hep senin istediğin futbolcular mı alınacak evet alınmayacak ama birlikte bir şeye karar vermemiz gerek. Birlikte bir şeye karar veriyorsak, Fenerbahçe adına bunu yapıyoruz, Fenerbahçe’nin şampiyonluğu adına karar veriyoruz, bunu birlikte yapmamız gerek. İstemediğim bayağı futbolcu oldu ona rağmen Fenerbahçe’ye alındı. Bunu da net söyleyebilirim. Öyle karar verdi yönetim. Yönetim veya sportif direktör. O dönemde kim ona karar verecekse, o şekilde karar verdi ve futbolcular getirdi. O futbolcuların hiçbirisinden fayda göremediğimizi yıllar sonra gördük. Tek bir transfer istedim, Bakasetas’ı istedim, alınmadı. Bakasetas Trabzonspor’a gittiğinde ilk altı hafta onun attığı ve attırdığı gollerle 18 puan aldı. Bu demek değil tek başına aldı ama kaliteli bir futbolcu olduğu ve takıma büyük katkı sağlayacağı belliydi. Kendisini istedim ama almadık. Alamadık değil, almadık. Fenerbahçe isterse her futbolcuyu alır.”
Erol Bulut, ligde beğendiği oyuncular hakkında da “Ligde çok kaliteli futbolcular var. Dzeko, Szymanski, çok beğendiğim bir futbolcu. Tadic’in daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorum. İrfan Can bu sene iyi işler yapıyor. Ferdi’yi konuşmamıza gerek yok. Bizim dönemimizde oynatmaya çalıştım ama ben tepki gördüm. ‘Ferdi ile mi şampiyon olacaksın, neden oynatıyorsun?’ diye. Şu an neden oynattığımız ortada. Her zaman beğendiğim bir futbolcu. İsmail Yüksek, defansın hamlelerine biraz daha dikkat etmesi gerek. Kırmızı karta hep çok yakın oluyor. Biraz daha kontrollü olsa hem kendi hem takımı adına daha iyi performans göstereceğini düşünüyorum” dedi.
Bulut, Championship’te VAR sisteminin olmaması hakkında ise “Birkaç sene önce biz de şikayet ediyorduk ama burada da şikayet ediyorum. Championship’te maliyetli olduğundan dolayı henüz VAR yok. Bunu toplantıda federasyonda da dile getirmiştim. Bugüne kadar üç hakemle ilgili federasyona rapor sundum. Onlardan dolayı dokuz puanımız öyle gitti. Kadın bir hakemdi, ilk kez Championship maçı yönetti o da bize denk geldi. Onun sayesinde, önde götürdüğümüz maçı kaybettik. Burası çok zorlu bir lig. Sonuncu sıradaki lideri yenebiliyor. Leicester lider, Ipswich ikinci sırada ama ikinci yarıda aynı yerde olacakları garanti değil. Ligde çok kaliteli takımlar var. Son 12 senenin en iyi Championship’i olduğu söyleniyor. 16 maç oynadık, ligin daha 3’te 1’i bitti. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha çok Türk arkadaşımızı bu ligde görürüz. Hepsi takımlarında başarıyla oynuyorlar. Onların başarısı diğer Türk futbolculara kapıyı açmış olacak. Bizim ve Hull City’nin başarısı başka yerli teknik direktörlere kapıyı açmış olacak. İnşallah sezon sonunda hem biz hem Hull City play-off potasında oluruz” diye konuştu. Türkiye’de hakemlerin önemli hatalara imza attığının altını çizen Erol Bulut şunları söyledi: “Türkiye’de hakemler konuşuluyor, her açtığımda hakemle ilgili haber görüyorum. Biraz fazla hakem konuşuyoruz ama maalesef hakemler de yaptıkları hatalarla o imkanı kulüplere tanıyor. Burada da hatalar var ama Türkiye’de maçın kaderini değiştirecek hatalar çok fazla. O yüzden herkes hakemden şikayetçi. Her sene aynı senaryoyu yaşıyoruz. Bunun bitmesi gerek. Hep hakemler üzerinden giderek kendi konumumuzu daha iyi bir yere getirmeye çalışmamak gerek. Hakemlerimiz de kendilerine çeki düzen vermeliler. Burada konuşma şansınız yok. Maçtan sonra ben hakemle ilgili yorum yapayım, ceza yiyorum. Hakemle ilgili federasyona rapor sunuyorsunuz, ben 3 hakemle ilgili rapor sundum. Onlar da cevap veriyorlar. 2 hakemle ilgili haklı olduğum ortaya çıktı, özür dilediler ama özür bana 6 puanımı geri getirmiyor. Bence federasyon, hakemlere yönelik daha sert olmalı. Hakem düdük çalıyor, maçın kaderini değiştiriyor. Aynı pozisyon için bir maçta farklı diğer maçta farklı karar verebiliyor o zaman bunun standardı nerede? Sana penaltı, bana penaltı değil.”
Cardiff City Teknik Direktörü, “Teknik adam olarak İngiltere’de çıkmak istediğiniz bir stadyum var mı?” sorusunu, “Çok stat var İngiltere’de. Old Trafford’da takımımla çıkmak isterim. Oraya Fenerbahçe ile çıktık ve 1-0 kazandık. O atmosferi biliyoruz. Manchester olabilir, Arsenal ve Liverpool’a karşı olabilir. Burada atmosfer inanılmaz, takımı müthiş destekliyorlar. Yeter ki mücadeleni sahada göster, takım olarak iyi gününde olmayabilirsin ama kötü mücadeleye taraftarın tahammülü yok. Mücadele edince taraftar her zaman takımın arkasında” şeklinde yanıtladı.
Erol Bulut, “Şansınız olsa Icardi, Dzeko ve Aboubakar’dan hangisini tercih ederdiniz?” sorusuna ise “Takımın geneline bakmak gerek. Dzeko, Icardi ve Aboubakar’ın da kafa topları çok iyi. Bence kenardan gelen ortalarda ceza sahasında en iyi pozisyon alan Icardi. Ceza sahasında nereye nasıl koşacağını takım arkadaşları da çok iyi biliyor. Onu iyi besliyorlar ve o da affetmiyor. Dzeko, 37-38 yaşına gelmesine rağmen iyi performans sergiliyor. Daha çok orta sahaya gelerek topu alıp oyunu kurmaya çalışıyor. Daha çok ceza sahasında bulunmalı ve orada daha çok beslenmeli diye düşünüyorum. İsmail hocanın taktiği öyledir, öyle değerlendiriyor olabilir. Üçü de kaliteli forvet, hepsini aynı anda oynatamazsınız ama hepsini takımınızda istersiniz.” yanıtını verdi.
Galler’deki yaşamı hakkında da konuşan Erol Bulut, şunları söyledi: “Fırtınayı görünce ‘Hocam burada nasıl çalışıyorsun?’ diyorsun. Hava şartları bu dönemde fırtına, her gün yağmur. Fırtına olunca binamızın önündeki sahada çalışma şansımız olmuyor. Alt tarafta sahalarımız var onlar biraz daha kapalı, ağaçların orada antrenman yapıyoruz. Almanya’da doğduğum için hava şartlarını biraz biliyorum. Her gün yağmur biraz sıkıcı oluyor. Zeminlerimiz evdeki halımızdan daha iyi duruyorlar, her gün iyi bakılıyor. Şiddetli yağmurda bile sıkıntı yaşamıyoruz. Boş günlerimde evde kalıyorum ya da teknik ekipten hocalarla yemeğe çıkıyoruz. Genelde Cardiff içinde oluyoruz. İki gün izin olunca Londra ya da başka şehirlere gidiyoruz. İstanbul’daki o hareketlilik, her şeyi hızlı yapma düşüncesi, stres burada kesinlikle yok. Burada her şey daha rahat. Yemek sıkıntısı hiç yaşamıyorum. Yeterince Türk restoranı var, hepsine gittim kaliteli yemekler yapılıyor. Türkiye’deki kaliteyi aratmıyorlar.”