Zirvede efelenen Fenerbahçe oldu
Maç güzel. Tempo iyi. Fenerbahçe aksak. Göztepe istekli. Mourinho bir garip. Maç 2-2 berabere. Ama biz ne tartışacağız? ‘Sevdikçe sevesim geliyor’u mu, ‘Fırtınam felaketim hasretim’i mi?
Zaten ait olduğunuzu düşündüğünüz lige nihayet dönmüşsünüz. Üstüne sezonun evinizdeki ilk maçı. Harika da bir atmosfer var. O zaman böyle bir maça nasıl başlarsınız? İşte öyle başladı ev sahibi Göztepe. Bunda şaşırtıcı bir şey yok. Şaşırtan başladıkları gibi sonunu da getirmiş olmaları. Maç boyunca o kadar istekliydiler ki sonunda kaderin de yolunu değiştirdiler. Özellikle ikili mücadelelerde ezdiler rakiplerini. Hem ısırgan hem tempoluydular. Önde basmaktan hiç taviz vermediler. O kadar ki maç boyunca basbayağı bozdular fiyakalı rakiplerini. VAR’dan iptal olan gole de pek takılmadılar. Kendi oyunlarını oynadılar. Şu netti: Maçın tamamında rakiplerinden çok daha fazla mücadele ettiler. Devreyi 0-2 geride kapatıp maçı 2-2 bitirebilmek bu sayede oldu işte.
Fenerbahçe’den açılmadı bu yazı. Çünkü puan kaybeden onlar değil, galibiyeti kaçıran Göztepe’ydi. Resmen kötüydüler ve oyunun öznesi değildiler. Ellerindeki yetenek paleti bu kadar çeşitli olmasa yenilirlerdi dün. Bir puana sevinseler iyi olur. Yetenek demişken, iki golün de başrolündeki En Nesyri gerçekten denklem bozucu olabilir bu yıl. Fenerbahçe güzel oyun oynamadan iki gol atabildiyse en çok onun sayesinde.
Oynamıyorlar gerçekten. Ya da çözülemeyecek kadar kötü oynuyorlar. Çünkü hâlâ deniyor Mourinho. Her şeyi deniyor. Taktiği de personeli de. Böyle bir dönemde haliyle kimsenin forması garanti değil. Hatta taktik bütünlük bile değişken. Plan bu kadar belirsizken değerlendirme yapmak da zorlaşıyor. Et mi, balık mı, henüz bir veri vermiyor Fenerbahçe. Kazansa da öyle, kaybetse de. Deneme yanılma için yeterli vakti var mı Jose’nin? Bilmiyorum. Bu kadar sabırsız bir camiada, geçen sezonki performanstan sonra işi zor.
İyi şeyler yok mu? Az da olsa var tabii. Orta sahaya Szymanski cuk oturmuş. Çok akıllıydı genç Polonyalı. Şaşırtıcı değildi, bu potansiyeli hep gösteriyordu. Şaşırtıcıydı, bu kadar baskı altında aksamadan oynaması beklentiyi aşıyordu. Fred, İsmail, Szymanski üçlüsünü her kurduğunda Fenerbahçe, orta sahada nefes alacak o kesin.
Sırıtanlar ise daha fazlaydı. Fuleli ve uzun forvetler karşısında hem Becao hem Çağlar çok top verdiler. Öyle olunca takımın boyu uzadı. Pas bağlantıları kurulamadı. Tadic çok aksıyordu, Osayi ve Oosterwolde gidemiyordu. Oyun hücumda genleşmiyor, savunmada daralmıyordu. Daha da zoru diziliş de anlaşılmıyordu. 4-3-3 mü, 4-1-3-2 mi uzun süre çözemedik.
Maç ilk yarıda oynandı bitti zannettik çünkü ikinci devrenin başında maçı koparacak pozisyonları da buldu Sarı-Lacivertliler. Gelin görün ki takımını bir üst lige çıkaran teknik adam Stoilov, yaptığı değişikliklerle takımını sürekli etkin kılmayı başardı. 1-2 de, 2-2 de o sayede geldi işte. Bunlar ev sahibi için hep iyi sinyaller. Çok can yakabilirler.
Gelelim olaylara. Bu memlekette olaysız gün geçmiyor malum. Maç önü önce Duman çalıyor, sonra takım marşı haline gelen Med Cezir tüm avazlarda yankılanıyor. Harika bir koreografi izliyoruz. ‘Sevdikçe sevesi geliyor’ diye inleyen tribünler tıklım tıklım. Sonra sebebini anlamadığımız şekilde gerginlik başlıyor. Tribüne alınmayan taraftarının yanına destek vermek için deplasman tribününe gittiğini öğreniyoruz ve saha kenarında yürüyen bir Ali Koç izliyoruz önce. Sonra yere düşürülen bir Ali Koç. Ortalık küfür kıyamete kesiyor. Sahaya madde yağıyor. Maçtan çok bunları konuşacağız yine. ‘Sevdikçe sevesi geliyor’dan, ‘Fırtınam felaketim hasretim’e bu kadar çabuk geçebilen Türkiye gerçeği bu işte ne yazık ki.
Tam da bu bağlamda tartışılması gereken bir şeyi daha hatırlatalım. Yayıncı kuruluş beIN’de ‘Süper Lig Burada’ diye bir video dönüyor. Yeni sezon tanıtım videolarından biri. Bütün sporcular ya feci şekilde yere düşüyor ya da rakiplerine dikleniyor. Bildiğin kavga görüntüsü. Olmasını istedikleri Süper Lig bu mu acaba? Yayıncı kuruluş kendi içeriği futbol ligini böyle satıyorsa kavga dövüş nasıl bitecek?
21 Aralık 2024 - Fenerbahçe için gidiyor gitmekte olan
16 Aralık 2024 - Kadıköy’de yağmur, ter ve gözyaşıyla gelen üç puan
12 Aralık 2024 - Fenerbahçe’ye Mourinho değil Freud lazım
8 Aralık 2024 - Bir derbi klasiği: Kalite değil mücadele kazandı
29 Kasım 2024 - Tel tel dökülüyor Beşiktaş, sahada da masada da…