Galatasaray İletişim Direktörü ile gazetecinin tehdit polemiği
Başakşehir'e ilk golü atan Galatasaraylı Barış Alper Yılmaz futbolumuz için özel bir değer olacak. Her hafta fiziği ve gelişen tekniğiyle fazlasıyla parlıyor. İkinci golü atan Mertens de Barış Alper’le birlikte takımın en iyisiydi.
Süper Lig’in zirve ortaklarından Galatasaray, dün gece 25. hafta randevusunda evinde Başakşehir’i ağırladı. Sezona kötü başlamasına rağmen sonradan toparlanan ve nispeten zorlu takımlarından birine dönüşen rakip, maratonun bu bölümünde ‘zorlu bir dönemeç’ vasfı taşıyordu. 22. haftada 10 kişi kalmalarına karşın Fenerbahçe karşısında ortaya koydukları direnç ve 90+4’de yenikleri penaltı golüyle gelen mağlubiyet tablosu onların ne kadar dişli olduklarını gösteren bir başka yakın zaman verisiydi.
Lakin mücadeleye Sarı-Kırmızılılar çok baskın ve oyunu ileride kurarak başladı. Abluka altına alınan karşı kale giderek vites yükselten boğucu oyun karşısında düşmeye namzetti. Nitekim son haftaların yükselen yıldızı Barış Alper Yılmaz, klas bir hareket sonucu rakip defansı kontrpiyede bıraktı ve ağları görerek takımını öne geçirdi. 25. dakikadaki bu golün ardından bir süredir ‘İkinci bahar’ını yaşayan Mertens kaleci Volkan’dan dönen vuruşunu adeta tipledi ve farkı ikiye çıkardı. Manzara Samsunspor maçını andırıyordu.
Çağdaş Atan’ın öğrencileri maçın ilk bölümünde ortalıkta pek gözükmediler. Top çıkarmada zorlandılar, sürekli baskın yediler, nefes alacak fırsat bulamadılar. Ev sahibi ekipte ise Kerem Aktürkoğlu’nun yine zihni sahada değil gibiydi, ki atacağı bir golle tekrar moral-motivasyon bulabilirdi. Fırsat geçtiğinde de asist yapmayı yeğledi, sonrasında da maalesef sakatlandı ve yerini Zaha’ya bıraktı. Bir başka sakatlık da Nelsson’da yaşandı, Danimarkalı savunmacı dışarıya çıkınca da saha içindeki taşlarda kaydırma yaşandı, Barış Alper ön bloktan arka bloğa geçti…
İkinci yarı önce skoru tutup sonra da bir fırsat bulunması halinde üçüncü golünü arayan Galatasaray’a karşı oyunu karşı tarafa yıkan ve önce farkı bire indirmeyi, sonra da mümkünse beraberliği yakalamayı hedefleyen bir Başakşehir vardı. Atan’ın takımı hücum aksiyonlarını, mücadele gücü yüksek ama yeteneği ve tekniği zayıf Berkan Kutlu’nun üzerinden gelişecek Deniz Türüç patentli bindirmeleriyle gerçekleştirmeye koyuldu. Bazı girişimler başarılı oldu bazıları savruşturuldu; bu hatta gelişen bir atak sonucu elde edilen gol ise ofsayt gerekçesiyle iptal edildi.
Nihayetinde ikinci yarıda iki taraf da skorboard’u değiştirecek sayıları bulamadı ve maç ilk devre atılan iki gol sonucu ev sahibi ekibin galibiyetiyle bitti. Sarı-Kırmızılılarda ‘hayalet hücumcu’ Halil Dervişoğlu kiralandı ve taraftarın kızdığı birkaç seçenekten biri azaldı! Lakin Bakambu’nun da gitmesi sonucu takımı monte edilen Carlos Vinicius da iki maçta ortaya koyduğu performansla yeni bir dert odağı olacak gibi. Tekniği, mücadele gücü ve son vuruşları vasat ya da vasat altı; hele bir pozisyonda Barış Alper’in enfes asistini heba edişi vardı ki, bu pozisyon kumaşını göstermesi bakımından önemliydi. Neyse, umarım zaman bizi haksız çıkarır. Öte yandan takımın diğer ve daha eski Brezilyası Tete de yine felaket oyununu sürdürdü.
Barış Alper Yılmaz ise sanırım futbolumuz için özel bir değer olacak. Her hafta fiziği ve gelişen tekniğiyle fazlasıyla parlıyor. Dün ayrıca bir pozisyonda topun kendinden çıktığını belirterek gösterdiği centilmenlik de ona karşı olan olumlu puanları daha da yükseltti. Zaha günün (dünün) sıradanlarındandı; aldığı topları ezdi, rakip eksiltemedi ve olası atakların şekillenmesine, olgunlaşmasına bir türlü katkı veremedi. Mertens ise yukarıda da belirttiğim gibi Barış Alper’le birlikte takımın en iyisiydi; bu ikilinin yanı sıra Torreira ve son dakikalarda ritmini az-biraz kaybeden Kerim Demirbay da takımın lokomotifleri arasındaydı. Muslera her zamanki gibi oyunu geriden kurdu, okudu ve zamanında müdahaleleriyle klasını gösterdi. Icardi içinse sanırım ‘Kurşun döktürme’ zamanı geldi! Bütün gayretine ve hareketliliğine karşı Arjantinli forvetin suskunluğu dün de devam etti.
Başakşehir kanadında da son dönemin parlayan golcüsü Krzysztof Piatek maçı boş geçti; bunda ilk yarıda takımının mahkûm oyunu, ikinci yarıda sahada kaldığı bölümde de özellikle Davison Sanchez’in kesiciliği etkendi.
‘13 uğursuzdur’ derler, Galatasaraylı oyuncular dün bu sezon evinde oynadıkları 13’üncü maçtan da galip gelerek bu sözün en azından kendileri için geçerli olmadığını gösterdi. Sarı-Kırmızılılar ‘Cumartesi gecesi ateşi’nden galip çıktı ve ‘Liderlik’ koltuğuna oturdu. Bugün sahne sırası zirvenin diğer ortağında, bu hafta puan cetvelinde kimin adının ilk sırada yazılacağını da elbette Fenerbahçe-Alanyaspor maçının skoru belirleyecek.