Büyükekşi’den Beşiktaş’a yanıt: “Akla zarar bir fikir”
10Haber aydınlatıyor: Suudi Arabistan ile yapılan sözleşmeye 'Atatürk' maddesi yazmak kimsenin aklına gelmemiş. 4 milyon dolarlık kazanç uğruna Suudi Arabistan'la son dakikada Atatürk pazarlıkları yapılmış, Suud'lar geri adım atmamış.
Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde yapılması planlanan Süper Kupa finali oynanamadı. Taraftarın ve takımların gittiği Riyad’dan geceyarısı apar topar dönmesi ve maçın yapılamamasının iki temel sebebi var: 1. Takımlar maç için ısınırken üzerinde Atatürk resmi olan tişörtlerle sahaya çıkmak, sonra da maçı Cumhuriyet’in 100. yılı için özel olarak üretilen ve yine üzerinde Atatürk ismi ve imzası olan formalarla oynamak istedi; Suud tarafı buna izin vermedi. 2. Takımlar, maç için sahaya çıkarken ellerinde ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ve ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazılı pankartlarla çıkmak istedi, Suud tarafı buna da izin vermedi.
Maç öncesi saatler süren müzakerelerde Suud tarafı geri adım atmayınca, Fenerbahçe ve Galatasaray ortak bir karar alıp maça çıkmadı, Türkiye Futbol Federasyonu da Suudi Arabistan federasyonuna ‘teşekkür’ edip ‘Bazı aksaklıklar’ nedeniyle maçın ertelendiğini duyurdu.
Peki ama neydi bu ‘bazı aksaklıklar’ ve neden bunlar son dakikada çıkmıştı? 10Haber bu konuda ayrıntılı bilgilere ulaştı.
En önemli bilgi, Suudi Arabistan’da oynanacak bir maçta Atatürk resmi kullanmanın sorun yaratabileceğinin önceden hiç kimsenin aklına gelmemiş olmasıydı; o yüzden Suudi Arabistan tarafıyla bu maç için imzalanan sözleşmeye Atatürk resmi ve Atatürk’ün sözleriyle sahaya çıkılacağına dair tek bir madde bile yazılmamıştı. Zaten bu maddeler yazılmadığı için, maç oynanamadıktan sonra Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada Fenerbahçe ve Galatasaray kastedilerek ‘Kulüpler sözleşmeye aykırı davrandı’ denildi.
Öteden beri bilinen bir şey: Suudi Arabistan’da resmi olarak geçerli İslam yorumu olan Wahabilik’te her türlü resim ve fotoğraf ‘put’ sayılıyor. Wahabiler insanların mezarlara ve mezar taşlarına sahip olmasını bile İslama aykırı buluyor, mezarda dua etmeyi Allah’a ‘şirk koşmak, puta tapmak’ olarak yorumluyor. O yüzden Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye gelen devlet yetkilileri hiçbir zaman Anıtkabir’i ziyaret etmiyor.
Bütün bunlar bilindiği halde gerek Futbol Federasyonu’nun ve gerekse finali oynayacak Fenerbahçe ile Galatasaray’ın Cumhuriyet’in 100. yılında oynanacak maçla ilgili özel sözleşmeye bu maddeleri yazdırmayı aklına getirmemiş olması, ortaya çıkan skandalın temelini oluşturuyor. Bu maddeler sözleşmede yer almayınca Suudi Arabistanlı yetkililere Atatürk’ü tartışma imkanı verilmiş oldu. Oysa bu şartlar en başından koşulsa, belki Suudi Arabistan zaten bunları kabul etmeyecek, böylece maçın Riyad’da oynanması imkanı da kalmayacaktı.
Futbol insanı Rıdvan Dilmen’in verdiği bilgiye göre kulüplerin Riyad’daki maçtan toplam kazançları 4 milyon dolar olacaktı. Maçı kazanan 2,4 milyon; kaybeden ise 1,6 milyon dolar alacaktı. Ve hem Fenerbahçe’ye hem de Galatasaray’a 1,6 milyon dolar avans olarak haftalar önce ödenmişti. Maç oynansa, kazanan taraf 800 bin dolar daha alacaktı. Yani bütün bu skandalın arkasında yatan para da sadece 4 milyon dolar.
Suudi Arabistan’da Galatasaray ile Fenerbahçe arasında yapılması gereken Süper Kupa maçı iptal edilirken yapılan açıklama çok tartışıldı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Fenerbahçe ve Galatasaray tarafından yapılan ortak açıklamada “Süper Kupa müsabakası organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle kulüplerimizle birlikte aldığımız ortak karar neticesinde ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ev sahibi ülkenin futbol federasyonu, ilgili kurum ve kuruluşlarına şu ana kadar Süper Kupa’nın organizasyonu için göstermiş oldukları çaba nedeniyle teşekkür ederiz” denildi.
Bu açıklamadaki iki ifade dikkat çekiciydi. Bunlardan biri ‘organizasyondaki aksaklıklar’ diğeri ise Suudi Arabistan Futbol Federasyonu’na yapılan teşekkürdü. Bu cümlelerin kullanılmasının nedeni TFF talimatlarında ve Suudi Arabistan’la yapılan anlaşmada yatıyordu.
Süper Kupa bir TFF organizasyonu. Başkan Mehmet Büyükekşi, kulüplere kaynak aktarmak için bu kupanın yurt dışında oynanması için temaslarda bulundu. İtalya ve İspanya Süper Kupası’na da ev sahipliği yapan Suudi Arabistan ile anlaşıldı. Ancak yapılan anlaşmada TFF, kendi organizasyonudaki bazı hakları kaçınılmaz biçimde Suudi tarafına devretti.
O yüzden, Süper Kupa maçı pazarlıklarında dört koltuk vardı. TFF, Fenerbahçe, Galatasaray ve Suudi Arabistan’da devlete bağlı bir kuruluş olup maçın organizasyonunu üstlenen Riyadh Season.
Süper Kupa ile Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını da kutlayacak TFF, anlaşma şartları yazılırken Suudi Arabistan değerlerine saygılı olmayı taahhüt etti. Krize neden olacak şekilde TFF yetkililerinden kimsenin aklına Mustafa Kemal Atatürk gelmedi. Süper Kupa’dan 15 gün önce program, finali oynayacak Galatasaray ve Fenerbahçe’ye gönderildi.
İki kulübün de aklına Atatürk’ün kriz konusu olacağı gelmedi. TFF kurallarına göre iki takım maçtan önce açacakları pankartları ve giyecekleri özel tişörtleri üç gün önce bildirdi. TFF, talebe olumlu baktı, gerek formalar ve gerekse maça çıkarken taşınacak pankartlara onay verdi.
Federasyonun kulüplerden gelen bu bilgilere Suudi Arabistan tarafına ancak maç günü aktardığı anlaşılıyor. O yüzden kriz çıktı.
Maça saatler kala başlayan krizi çözmek için TFF, Fenerbahçe, Galatasaray ve Riyadh Season yetkilileri öğlen saatlerinde toplandı. Organizasyonu yapan Suudi şirket ‘Yurtta barış dünyada barış’ ifadesinin Filistin- İsrail savaşıyla ilişkilendirileceğini ve siyasi olduğunu gerekçe göstererek pankartları kabul etmiyordu. Takımların Atatürk tişörtleri çıkma isteği ise dini gerekçelerle kabul edilmedi. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek burada rest çektiler. Atatürk olmadan maça çıkmayı reddettiler. Ve bunu o saatlerde medya aracılığıyla kamuoyuna da duyurdular.
Bu saatten sonra TFF ile Suudi yetkililer arasında diplomasi trafiği başladı. Türk tarafı Atatürk konusunda masanın diğer tarafını ikna etmeye çalışırken Suudiler organizasyon planlamasının 15 gün önce yapıldığını, sonradan eklenen pankart ve tişört olayına karşı olduğu konusunda ısrarlıydı. TFF saat 16.00’da İstiklal Marşı ve Türk bayrakları konusunda bir sorun olmadığını duyurdu. Böyle bir sorun hiçbir zaman yoktu zaten ama olayın karmaşası içinde Suudi Arabistan’ın Türk milli marşının okunmasına da karşı çıktığı iddiası sosyal medyada yaygınlık kazanmaya başlamıştı.
Gerek Ali Koç gerekse Dursun Özbek maça çıkarken taşınacak pankart ve oyuncuların ısınırken giyeceği tişörtler konularında geri adım atmadı.
TFF ile Suudi yetkililer arasında pazarlıklar sürerken Gençlik ve Spor Bakanı Osman Bak da devreye girdi. Başkanları, TFF heyetinin bulunduğu otele çağırdı. Saat 16.30’da Dursun Özbek, 17.30’da Ali Koç, toplantıya geldi.
Kulüpler, Atatürk konusunun pazarlık unsuru yapılamayacağında ısrarlıydı. TFF’ye geri adım atmayacaklarını söylediler. Suudi Arabistan tarafıyla yapılacak görüşmeden sonuç beklenmeye başladı. Riyadh Season da geri adım atmadı.
Normalde maçın başlama saat 20.45’ti. Maçın hakemleri Riyad’daki El-Awwal Park (Kral Suud Üniversitesi) Stadyumu’na gitti. Taraftarlar stadyuma alınmaya başlandı. Riyadh Season, Atatürk tişörtleri ve pankartlarla sahaya çıkma isteğini kesin bir dille reddeti. Maçın başlamasına 25 dakika kala Fenerbahçe ve Galatasaray geri adım atmayınca Süper Kupa’nın oynanmayacağı kesinleşti. Futbol takımlarına bu durum tebliğ edildi.
Bu dakikadan sonra Mehmet Büyükekşi, Ali Koç ve Dursun Özbek, Süper Kupa’nın iptali için yapılacak açıklama için masaya oturdu. Burada masada iki konu vardı. Birincisi TFF’nin imzaladığı kontrattaki cezai şartlar, ikincisi ise Süper Kupa finalini çıkmayı reddeden Fenerbahçe ve Galatasaray’ın hukuki durumu.
Süper Kupa Müsabaka Statüsü’ne göre maça çıkmayan kulüpler Türkiye Kupası’na katılmaktan men ediliyor ve takip eden sezonda Süper Kupa’da yer alamıyordu. Ayrıca organizasyonun iptal edilmesi dolayısıyla TFF, karşılaşılacak maddi, manevi her türlü zararı (üçüncü kişilerle yapılan sözleşmeler gereği ödenmek zorunda kalınan cezai şart, tazminat dahil) tazminle yükümlü oluyordu.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın men cezasını önlemek işin kolay tarafıydı. TFF’nin maçı ertelediğini duyurması bunun için yeterliydi.
Açıklamanın bir türlü yapılamamasının nedeni Suudi şirkete ödenecek tazminattı. Yapılacak açıklama konusunda pazarlıklar uzun süre sürdü. Yapılan görüşmeler sonunda Suudi Arabistan Futbol Federasyonu ve ilgili kurum ve kuruluşlarına teşekkür edilmesi metne koyuldu.
Ali Koç ve Dursun Özbek’in ısrarıyla ‘organizasyondaki bazı aksaklıklar’ cümlesi de metne eklendi. Siyasi hale gelen kriz en az maddi hasarla kapatılmak isteniyordu. Ali Koç ve Dursun Özbek de metni saat 22.00 sıralarında onayladı.
Pazarlık konularından biri de başkanların suçlayıcı ifadeler kullanmamasıydı. Yaşananların ardından Ali Koç ve Dursun Özbek konuşmama kararı aldı. Otelden 22.20 gibi ayrılan başkanlar dönüş hazırlıklarına başladı. TFF, Fenerbahçe ve Galatasaray metni aynı anda yayınlandı.
Yaşananlardan sonra Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da yapılması anlaşmasının altına imza atan TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin tansiyonu yükseldi. Başkan için tedbir amaçlı ambulans çağrıldı.
TFF Başkanı dün öğleden sonra Türkiye’ye döndü. İstanbul Havalimanı çıkışında direkt aracına binen Büyükekşi, “İyi seneler diliyorum. Gereken açıklamaları yaptık zaten” dedi. Yaşanan kriz sonrasında bir rahatsızlık yaşayan Büyükekşi, sağlık durumunun sorulması üzerine ise “Şimdi daha iyiyim” yanıtını verdi.