RESMİ – Leonardo Bonucci Fenerbahçe’de
Süper Lig'de şampiyon olan Galatasaray, kupasını Fenerbahçe maçından sonra alacak. Premier Lig'de olduğu gibi şampiyon takımın alkışlanması yine gündemde. Peki bu mümkün mü?
Premier Lig, gerek değer gerek futbolcuların oyuna ve hakeme saygısı nedeniyle bütün dünyada ilgiyle izleniyor. Futbolun beşiği olan İngiltere’de en büyük geleneklerden biri şampiyon olan takımın rakipleri tarafından alkışlanması.
4 Haziran’da Fenerbahçe Nef Stadyumu’nda Galatasaray’a konuk olacak. Özbek, Fenerbahçe için “Onlar centilmen bir takım, değerli bir camia. Biz sahaya çıkarken herhalde bizi alkışlayacaklardır” dedi. Aynı şekilde bazı spor yazarları da Fenerbahçe’nin rakibini alkışlaması gerektiği şeklinde yorum yaptı.
Bu, alkış meselesinin ilk gündeme gelmesi değil. 2006-2007 sezonunu şampiyon bitiren Fenerbahçe, Ali Sami Yen Stadı’nda Galatasaray’a konuk olmuş ve benzer tartışmalar yaşanmıştı. Maçın tarihe ‘sulu derbi’ olarak geçtiğini söylemek gerek. O dönem sarı kırmızılı yönetim kimilerine göre radikal olsa da ‘Şampiyonu alkışlayım’ kararını alsaydı belki ne bu tartışma yapılacaktı ne de bu yazı yazılacaktı. Sonuçta Türkiye’de bazı devrimler aynı bu şekilde gerçekleşti. Mesela Trabzonspor Başkanı Özkan Sümer, 2001-2002 sezonunda tel örgüleri kaldırdığında birçokları bunu çılgınlık olarak niteledi. Sonuçta tüm Türkiye’ye yayılan tel örgü devrimi böyle gerçekleşti. Birisinin bu adımı atması Türkiye’ye gelenek getirir mi? Bunu yaşamadan bilmek olanaksız.
Ancak ‘Premier Lig’de niye rakipler birbirini alkışlıyor?’ sorusunun yanıtını vermeden ‘Bu Türkiye’ye örnek olsun’ demek biraz kolaycılık gibi görünüyor. Çünkü orada bütün takımlar adaletli bir yönetim olduğuna inanıyor. Hakemlerin kararlarını kasıtlı değil o an gördüğü neyse onu verdiğini düşünüyor. Başkan ve yöneticiler, kendilerince ‘adaleti sağlamak’ için ‘Bu ligi bitirtmeyiz’ açıklaması yapmıyor. Bir yönetici “Premier Lig’de bir oluşum var, kimin şampiyon olacağına onlar karar veriyor. Zamanında bize de fayda sağladığı oldu” cümlesini kurmuyor. Kursa da anında soruşturma başlatılıp varsa o oluşumun, yoksa kendisinin başının yanacağını biliyor. Burada olayın sadece futbol olmadığını söylemek gerekiyor.
Burada kulüp yöneticilerinin bu davranışlarını neden yaptığı konusunda en ufak bir eleştirim yok. Çünkü onlar kazanmak için bunu yapmaya kendilerini mecbur hissediyor. Toplumdaki gibi futbolda da eşitler arasında daha eşit olanların bulunduğunu, onlara ayrıcalıklı davranıldığını görüyorlar. Bunlara ses çıkarmadan, her kulübün gerçekten eşit olduğunu sağlamadan ne yaparsanız yapın Türkiye’de şampiyon olmak kendi taraftarınız dışında kimsenin takdirini kazanmıyor. Geniş resimde hayattaki adaletsizliklere göz kapatanların göstermelik ‘bir alkış’ üzerinden ‘Yeni sayfa açılır’ yorumu yapması insanları nasıl ikna edebilir? Siz önce hayatınızda ve futboldaki yanlışlara ses çıkarın, adaleti sağlayın, alkış zaten kendiliğinden gelir.
30 Ekim 2024 - El Clasico’da ‘centilmenler’ İstanbul derbisinde ‘ergenler’
16 Ekim 2024 - Futbol Federasyonu’nda bu kez de Lale Cander krizi… İşte krizin perde arkası
11 Ekim 2024 - Maraton asla maraton değil: Ekrem İmamoğlu etkisi
24 Eylül 2024 - Budapeşte’nin gösterdikleri: Türk satrancı hamle bekliyor