Trabzonspor evde kayıp, Abdullah Avcı en kötü döneminde
Türk futbol tarihinde en fazla maça çıkan teknik direktör Rıza Çalımbay, 3 kez Avrupa'ya götürdüğü Sivasspor'la yollarını ayırdı.
Türk futbolunda varlığını inkar edemeyeceğiniz ve görmezden gelemeyeceğiniz bazı aktörler ve gerçekler vardır. Bu aktörlerden bazıları futbolcu, bazıları hakemler, bazıları yöneticiler olabilir. Bazı başkanlar vardır senelerce görevde kalırlar gittikten sonra izlerini unutturmak mümkün olmaz. Bir diğer grupsa teknik direktörlerdir. Sürekli takım değiştirenler, aynı takımın başına defalarca gelenler, beklentileri karşılayamayıp yolu bir daha aynı yere düşmeyenler. Bu yazıdaki isim, hem aynı yere defalarca gelen hem bazen bekleneni veremeyip bazen beklentileri aşan hem de aynı yerde yıllarca çalışan Rıza Çalımbay.
Çalımbay, futbolculuk dönemlerinde Beşiktaş’ın vazgeçilmez Atom Karıncası olarak bilinir. 1.65 boyundaki isim, 1980-1996 arasında Beşiktaş formasını terletti ve 494 kezle kulüp tarihinin resmi maçlarda en çok maça çıkan oyuncusu oldu. Çalımbay 38 kez milli olurken futbol tarihine Beşiktaş’ın unutulmaz kaptanlarından biri olarak geçti.
Çalımbay futbolculuğu bıraktıktan yaklaşık beş sene sonra ilk teknik direktörlük deneyimini Göztepe’de yaşadı. Temmuz 2001’de başlayan görevine Aralık 2001’de son verildi. Çalımbay, daha sonra sırasıyla Denizlispor, Ankaragücü ve Rizespor’da çalıştı. Atom Karınca’nın Rizespor’dan ayrılmak adına çok geçerli bir sebebi vardı. Zira kapısını çalan gönül verdiği takım Beşiktaş’tı. Siyah-beyazlılar alınan kötü sonuçların ardından Vicente Del Bosque ile yollarını ayırdı ve eski kaptanıyla anlaştı.
1.5 senelik sözleşmeye imza atan Çalımbay’ın Beşiktaş kariyeri 10 ay sürdü. Ekim 2006’da görevden alınan Kasım 2006’da Ankaraspor’la anlaştı. Ancak dikiş tutmadı ve 6 maç sonra yollar ayrıldı. 2008 Temmuz’a kadar ufak bir Rize macerası yaşayan Çalımbay adeta dinlendi. Ardından yaklaşık 2.5 sene sürecek ve Süper Lig’in güçlü Anadolu ekiplerinden birine dönüştüreceği Eskişehirspor hikayesi başladı. Eylül 2010’da biten bu yolculuğun ardından eve dönme zamanı geldi.
Rıza Çalımbay, doğduğu şehir Sivas’a teknik direktör olarak Ekim 2010’da döndü. Sivas, Bülent Uygun’la beraber başarılı süreçler geçirmişti. Hatta 2008-09 sezonunda şampiyonluk ihtimali dahi belirdi ancak mutlu son gelmedi. Ardından düşüşe geçen performansla beraber yeni teknik direktör birçok Anadolu kulübünün kimyasında olduğu gibi Sivas’ta da kaçınılmaz yol olarak göründü.
Rıza Çalımbay, ilk Sivas döneminde 2012-13 sezonu sonuna kadar başta kaldı. İlk sezonu 15. tamamlayan takım kümeye tutundu. Daha sonra 7. olundu, 2012-13 sezonu ise 12. bitirildi. Çalımbay, 2012-13 sezonu sonunda görevden ayrıldıktan sonra sırasıyla Rizespor, Mersin İdman Yurdu, Kasımpaşa, Antalyaspor gibi takımların başında yaklaşık birer sene görevde kaldı. Daha sonra ikinci dört büyükler deneyimi için Trabzonspor’un başına geçti. 55 puan toplayan takım sezonu 5. tamamladı.
2018-19 sezonu ortasındaki kısa Konyaspor macerası sonrası yaz aylarına kadar takım çalıştırmadı. 2019-20 sezonu başındaysa yine eve dönme vakti gelmişti. Bu kez, Sivas’taki ömrü daha uzun olacak, daha görkemli günleri şehre yaşatacaktı.
Rıza Çalımbay başa gelmeden önceki sezon Sivas, ligi 12. sırada bitirmiş ve Taner Tuna ile Hakan Keleş olmak üzere iki teknik direktörle çalışmıştı. 2015-16’da küme düşen takım, son 4 sezonda 9 teknik direktörle şansını denemişti.
Çalımbay göreve gelir gelmez evinde farkını hissettirdi. Takım, Emre Kılınç, Mert Hakan Yandaş gibi oyuncuları parlatıp sezon sonunda büyük takımlara gönderecekti. Fernando, Mustapha Yatabare gibi isimlerle Avrupa’nın kapısı açılacaktı. Sivas, bir süre lider götürdüğü ligi 4. bitirdi ve son yıllardaki en iyi derecesine ulaştı.
Sivas, bir sonraki sezon UEFA Avrupa Ligi grup aşamasına kadar yükseldi. Maccabi Tel-Aviv, Karabağ, Villarreal gibi takımların olduğu grupta 3. olunabildi. Kadrosunda Max Gradel, Yatabare, Fayçal Fajr gibi yıldızlar olan Sivas’ta Rıza hoca, bu oyuncuları Ziya Erdal, Uğur Çiftçi, Hakan Arslan gibi yerlilerle harmanlayıp iyi bir yapı ortaya çıkardı. Sivas, sezonun son 19 maçında tek bir mağlubiyet almadı ve ligi 5. tamamladı. Bu sıralama yine Avrupa kupalarının kapısının çalınması anlamına geldi.
2021-22 sezonu başında Sivas, ilki düzenlenen Konferans Ligi play-off turuna kadar yükseldi. Ancak bu aşamada Kopenhag’a elenen temsilcimiz lige döndü. Ligin ilk bölümünde istikrar yakalamakta zorlanan ekip sezon sonunda 10. sırada kalacaktı. Ancak Rıza Çalımbay kariyerinde bir ilki yaşayacaktı. Sivas, sırasıyla Ankaragücü, Bandırmaspor, Karagümrük, Alanyaspor ve Kayserispor’u geçerek Türkiye Kupası zaferine uzandı. Bu, bir sonraki sezon yine Avrupa kupalarına katılacak olmanın habercisiydi.
2022-23 sezonundaki Avrupa macerası başarılı olmakla beraber hem kulübü hem de Rıza hocayı sarstı. Yaş ortalaması yüksek takımın haftada iki maçı kaldırmadığı açıktı. Takım ligde uzun süre düşme potasında seyahat etti. Cluj, Balkani ve Slavia Prag’ın olduğu Konferans Ligi grubundan lider çıkıldı. Son 16 turunda ise daha sonra final oynayacak Fiorentina’ya elenildi. Lig mücadelesinde Avrupa kupaları potasından fazlasıyla uzak kalan Sivas, Türkiye Kupası yarı finaline kadar geldi ancak bu aşamada Fenerbahçe’ye boyun eğdi.
Rıza Çalımbay, sezonun bitimiyle beraber yaptığı basın toplantısında görevine devam etmeyeceğini açıkladı. 4 sezonda 3 kez Avrupa kupalarına katılan Sivas, müzesine Türkiye Kupası götürmekle beraber ligde de sürekli kalıcı oldu. Çalımbay, 633 maçla en çok maçta görev yapan Türk teknik direktör mertebesine ulaştı. 4 sene üst üste bir takımda görev alarak Türkiye şartlarında başarması zor bir işe imza attı.
Ancak son sezonun henüz 6. haftasında yaptığı açıklamalar yolun sonunu gösteriyordu. Hoca, sezon boyunca yönetimi transferler konusunda eleştirirken Avrupa fikstürünün takıma etkisinden şikayet etti. Mental yorgunluğu verdiği demeçlere yansıyordu. Her ne olursa olsun son derece uzun ve gösterişli bir yolculuğun sonuna geliniyordu. 60 yaşındaki Rıza Çalımbay, “Özellikle son 4 senemiz büyük başarılarla geçti. Bir Anadolu takımının başaramadığını başararak 3 yıl üste üste Avrupa’ya gittik ve Sivasspor’un tarihinde ilk kez Türkiye Kupası’nı kazandık. Bizim yaptığımız şeyler Sivasspor’un tarihinde yok” diyerek memleketinin takımına veda etti.