Geleceği korkuyla değil, merakla karşılayalım…

Yapay zekâyı reddeden değil, anlamaya çalışanlar kazanacak. Onu tehdit olarak gören değil, birlikte çalışmayı öğrenenler öne geçecek. Bu nedenle yeni dönemin mottosu sizce şu olabilir mi? “Kodları yazan yapay zekâ olabilir, ama hayalleri kuran ve duyguyu veren hâlâ insan.”

3 Haziran 2025
Yapay zekâ, özellikle de ChatGPT gibi gelişmiş dil modelleri, iş dünyasındaki kartları yeniden dağıtıyor. Kimi meslekler dönüşüyor, kimi görevler otomatikleşiyor. Ve hepimizin aklında aynı soru yankılanıyor: Bu bir tehdit mi, yoksa büyük bir fırsat mı?

Bir sabah işe geldiğinizde ekranda şu cümle beliriyor:
Merhaba, bugün tüm görevlerini ben üstleniyorum, hatta bazılarını mesai başlamadan bitirdim bile
Altında ise bir yapay zekâ asistanının adı yazıyor.
Ürkütücü değil mi?
Ama artık bu bir bilim kurgu filminden bir sahne değil. Gerçek hayat.

Yapay zekâ, özellikle de ChatGPT gibi gelişmiş dil modelleri, iş dünyasındaki kartları yeniden dağıtıyor. Kimi meslekler dönüşüyor, kimi görevler otomatikleşiyor. Ve hepimizin aklında aynı soru yankılanıyor: Bu bir tehdit mi, yoksa büyük bir fırsat mı? Bu konuda daha önce bir yazı yazmıştım ama bu sefer konuyu farklı bir yerden ele almak istedim.

Ben tehdit olarak görmeyen, aksine hibrit modellerin en doğru çözüm olacağına inananlardanım.
Yani: Yerine geçmek değil, birlikte üretmek.

Hadi şimdi, ChatGPT’nin yakın gelecekte yerini alabileceği (ya da dönüştüreceği) mesleklere birlikte göz atalım.

Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcileri:

Yerine geçme potansiyeli: Yüksek

  • ChatGPT destekli sohbet botları artık karmaşık müşteri sorularına bile yanıt verebiliyor.
  • 7/24 hizmet, çoklu dil desteği ve kişiselleştirme özellikleriyle soruları anlayabiliyor.
  • Ancak “duygusal zekâ” ve “kriz yönetimi” gibi konularda halen insan desteği gerekiyor.

İçerik Üreticileri:

Yerine geçme potansiyeli: Orta-Yüksek

  • Ürün açıklamaları, blog yazıları, reklam metinleri ve sosyal medya içerikleri ChatGPT ile saniyeler içinde seçenekli şekilde üretilebiliyor.
  • Ancak “yaratıcı yazarlık, stratejik içerik üretimi, duygusal bağ kuran metinler” için insana ihtiyaç duyuluyor.

Metin Tabanlı Çeviri Hizmetleri:

Yerine geçme potansiyeli: Yüksek

  • ChatGPT çok dilli içerik üretebiliyor ve anlık çeviri yapabiliyor.
  • Ancak “edebi çeviri, kültürel uygunluk” konularında uzmanlık hâlâ insanda.

Temel Eğitim Veren Eğitmenler:

Yerine geçme potansiyeli: Orta

  • ChatGPT, özellikle öğrencilere birebir destek verebiliyor, ödevleri açıklıyor, sunum hazırlayabiliyor, temel konuları anlatabiliyor.
  • Ancak ilham veren öğretmenlik, mentorluk ve pedagojik deneyim hâlâ eksik.

Asistan Avukatlar:

Yerine geçme potansiyeli: Orta

  • ChatGPT, sözleşme analizi, dava özeti çıkarma, mevzuat taraması gibi işlerde zaman kazandırıyor.
  • Ancak “hukuki yorumlama” veya mahkeme temsili gibi görevler için hâlâ insan gerekiyor.

Araştırma Asistanları:

Yerine geçme potansiyeli: Orta

  • ChatGPT hızlıca verilerin özetini çıkarabiliyor, kıyaslama yapabiliyor, kaynak tarayabiliyor hatta içgörüyü tanımlayabiliyor.
  • Ancak araştırma metodolojisi geliştirme ve sonuçları yorumlama kısmında insan uzmanlığı gerekiyor.

Pazarlama Asistanları / Raporlama Uzmanları:

Yerine geçme potansiyeli: Orta

  • ChatGPT, sosyal medya planı hazırlama, e-posta için içerik oluşturma, analiz gibi görevleri saniyeler içinde yapabiliyor.
  • Ancak “kampanya stratejisi geliştirme”, “marka konumlandırma” gibi karar alma süreçleri halen insanla yürütülüyor.

Peki sonuçta ChatGPT tehdit mi, fırsat mı?

Aslında cevap basit: Her ikisi de.
ChatGPT ve diğer yapay zekâ araçları, belirli görevleri otomatikleştirerek:

  • İşleri daha verimli hâle getiriyor,
  • İnsanlara zaman kazandırıyor,
  • Ve bizi daha yaratıcı, daha stratejik işlere yönlendiriyor.

Yapay zekâ, tekrarlayan işleri elimizden alabilir.
Ama yaratıcılığı, stratejik aklı, etik bakışı, empatiyi ve insan yönetimini bizden alamaz.
En azından henüz…

Birkaç gün önce Bill Gates’in teknolojik gelişim ile ilgili şu açıklamasına denk geldim. Teknoloji gelişse de bu alanlarda insan dokunuşu her zaman kritik olacak…

  • Biyologlar: Çünkü yeni bilimsel hipotezler ve teorik yaklaşımlar insan zekasına bağlı.
  • Bilgisayar Programcıları: Çünkü yazılan kodlardaki insan eli ile yapılan düzenlenme ve geliştirilme vazgeçilmez.
  • Enerji Uzmanları: Çünkü karmaşık altyapı sistemlerinin yönetiminde insana özgü sezgi ve analiz gerekli.

Kısaca, yapay zekâyı reddeden değil, anlamaya çalışanlar kazanacak.
Onu tehdit olarak gören değil, birlikte çalışmayı öğrenenler öne geçecek.

Bu nedenle yeni dönemin mottosu sizce şu olabilir mi?
“Kodları yazan yapay zekâ olabilir, ama hayalleri kuran ve duyguyu veren hâlâ insan.”

Peki sen bu yeni dönemin neresinde durmak istiyorsun?
Pasif izleyici mi, aktif dönüştürücü mü?

Şaşırtan Haber: Televizyon ’da yapay zeka ile ilgili dehşete kapıldığım bir haber dinledim. Vatandaşlarımız ChatGPT’ye hastalıklarını yazıp, ilaç önerisi alıyor ve bu önerileri de kullanıyorlarmış. Ya da rahatsızlıklarına ait belirtileri girip hastalık tanısı alıyorlarmış. Ne olur yapmayın. Sizin kolayca girdiğiniz yapay zekâ henüz o kadar zeki değil!                                           

Feza Turunçoğlu Kimdir?

Feza Turunçoğlu, Türkiye’de marka, pazarlama ve reklam sektöründe uzun yıllarını geçirmiş deneyimli bir profesyoneldir. Marka yaratma, spor pazarlaması, marka yönetimi ve iletişim konularında derin bilgi birikimine sahiptir.
Reklam ajanslarında yönetim ekibinde çalışmış, yürütme kurullarında yer almış, ülke için önemli birçok markanın büyüme süreçlerine katkıda bulunan ekipleri yönetmiştir.
Feza Turunçoğlu’nun kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve sektördeki bilgisi, markaların stratejik iletişimini yönetme yeteneği ve kriz dönemlerinde markaların nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşleri sektörde önemli bir referans niteliği taşır.
Bu dönemde; finanstan otomotive, gıdadan içecek markalarına, kamu projelerinden kişisel bakıma Türkiye’nin en önemli ve büyük bütçeli markaları ile çalışma, stratejilerinde söz sahibi olma ve değer yaratma şansı yakalamıştır.
Daha sonra Türkiye’nin bilinirliği ülke dışına da taşan ve ülkenin en değerli markalarından biri olan Vestel’de 10 sene boyunca Vestel Pazarlama iletişimi ve Perakende Pazarlama Liderliği yaparak; pazarlama iletişimi ve sponsorlukların yanı sıra, markanın stratejisi ve bütçe yönetiminde de söz sahibi oldu.
Vestel döneminde en sevdiği işlerinden biri “Biz Voleybol Ülkesiyiz” stratejisinin oluşturulması ve hayata geçişinde üstlendiği rolü oldu. ‘Biz Voleybol Ülkesiyiz’ iletişimi ile marka, hem tüketicinin gönlünü kazanırken hem de sayısız ödül kazandı.
Türkiye’de ‘Spor Pazarlaması’ denince, akla ilk gelen isimlerden.
Feza kendisini; reklam, pazarlama ve iletişim stratejisi alanlarında 30 yıllık deneyimi ile “ marka danışmanı” olarak tanımlıyor.
Vestel sonrası, bağımsız marka danışmanı olarak farklı projelerde ‘sevdiği ve inandığı’ markalara katkı sağlamaya keyifle devam ediyor.
Ve halen en çok voleybol izlemeyi seviyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.