Seçimden sonra ekonomiyi neler bekliyor? Fatih Özatay’a göre bir faiz artışı daha lazım
S&P raporuna göre, makroekonomik rakamlarda olumlu gelişmeler yaşansa bile bu alanlarda gelişme sağlanmadığı taktirde not artışlarının birkaç kademeyi geçmeyeceği istenilen not skalalarına ulaşmamızın hemen hemen mümkün olmadığı görülmeli.
Geçen günlerde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poors (S&P) Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu beklenildiği şekilde “B”den “B+”ya yükseltirken kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu. Kısa vadeli ülke kredi notu ise B olarak korundu. Öncelikle not yükseltimi olumlu olmakla birlikte halen yatırım yapılabilir not düzeyinin dört basamak altında olduğumuzu hatırlamakta fayda var.
S&P nota ilişkin değerlendirmelerinde Türkiye’deki yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para ve maliye politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğini düşündüğünü belirtiyor. Yine raporda Merkez Bankası’nın TL’deki değer kaybını sınırlaması nedeniyle ilerlemenin yavaş ve rezerv birikiminin ılımlı olmasına rağmen, önümüzdeki dönemde portföy girişlerinin artması, cari açıkların daralması, enflasyon ve dolarizasyonun azalması öngörülüyor.
Raporda olumlu senaryo olarak gösterilen ekonomi yönetimi, cari açıkların daralması ve dolarizasyonun tersine dönmesi ortamında enflasyonu düşürmeyi ve TL’ye olan güveni yeniden tesis etmeyi başarabilirse, Türkiye’nin ülke notunun tekrar yükseltilebileceği belirtiliyor.
Olumsuz senaryo olarak gösterilen TL’deki değer kaybının azalmaması ve enflasyonla mücadele politikalarının tersine çevrilmesiyle bağlantılı olarak, Türkiye’nin finansal istikrarı ve kamu maliyesi üzerindeki baskıların artması durumunda ise görünümün durağana çevrilebileceği söyleniyor.
Raporda enflasyon beklentilerinin 2022’den bu yana olumsuz olduğu ve tersine çevrilmesinin zor olacağı söylenerek, enflasyon oranının 2028 yılına kadar tek haneli rakamlara düşmesinin beklenmediği ifade ediliyor.
Merkez Bankası’nın 2024 yılının geri kalanında gösterge faiz oranını %50’de tutması ve talebi yumuşatmak ve döviz kurunun enflasyona etkisini en aza indirmek için TL üzerindeki değer kaybı baskılarına karşı koruma sağlaması muhtemel deniliyor.
S&P 2028 yılına kadar planlanmış bir ulusal seçim olmadığından, politika yapıcıların talebi ve enflasyonu sıkılaştırmaya yönelik politikaları uygulama alanı olduğunu vurguluyor. Bu çerçevede yetkililerin enflasyon sorununu çözüp çözmeyecekleri ve ne kadar hızlı çözecekleri ekonomik istikrarı ve dolayısıyla Türkiye’ye ilişkin kredi notunu etkileyeceği belirtiliyor.
Raporda politika yapıcılar için en önemli zorluklardan birinin döviz kuru istikrarına olan güvenin zayıf kalmaya devam etmesi ve yerel para birimindeki varlıklara olan güvenin yeniden nasıl sağlanacağı konusunun belirsizliği yer alıyor. Enflasyonun hem yükseldiği ve hem de yükselmediği yerlerde sabitlendiği belirtilerek, ek parasal sıkılaştırma ve ticaret hadlerinde iyileşme olmadığı sürece enflasyonun düşürülmesinin zor olacağı söyleniyor.
Bankacılık sistemi değerlendirmesinde sıkı para ve maliye politikaları izlendiğinden sektörün zorlanacağı ve özellikle işletmelerin kredi dönüşlerinin riskli olduğuna raporda yer verilmiş. Düşük faiz politikası uygulandığı dönemde işletmelere yoğun ticari kredi kullandıran kamu bankalarının kredi portföy kalitesinin ise daha riskli olduğu değerlendiriliyor.
Raporda Türkiye’de büyümenin 2024-2025 yıllarında %3 olacağı ve enflasyonun 2024’te %55,8, 2025’te ise %27,3 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
S&P ülke değerlendirmesine ilişkin analizi, beş temel derecelendirme faktörünün değerlendirilmesine ve puanlanmasına dayanıyor. Bunlar;
kurumsal değerlendirme,
ekonomik değerlendirme,
dış değerlendirme,
mali esneklik ve performans ile borç yükü değerlendirmelerinin ortalaması ve son olarak
parasal değerlendirmedir.
Faktörlerin her biri, 1’den (en güçlü) 6’ya (en zayıf) kadar uzanan bir puanlamayla değerlendiriliyor. Bu çerçevede Türkiye’ye verilen puanlar şu şekilde:
Kurumsal değerlendirme: 4 (Açıklaması: Son derece sıkı merkezi karar alma mekanizmasından kaynaklanan gelecekteki politika tepkilerinin öngörülebilirliğinin azalması. Kurumlar arasında belirsiz kontroller ve dengeler. Makroekonomik verilere ilişkin şeffaflığın net olmaması.)
Ekonomik değerlendirme: 4
Dış değerlendirme: 5
Mali değerlendirme: 5 (esneklik ve performans ile borç yükü ortalaması)
Parasal değerlendirme: 5 (Açıklaması: Yönetilen dalgalı döviz kuru rejimi var. Enflasyon son yıllarda yüzde 10’un çok üzerine çıkmış ve orada kalmış. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı algılanan siyasi müdahale nedeniyle sınırlı.)
Görüldüğü üzere S&P ülke puanını verirken genelde gelişmeleri olumlu değerlendirmeye çalışmış ve beklentilerini de bu yönde belirtmiş. Ancak tersine dönüş olasılığını da göz ardı etmemiş. Enflasyonun 2028’e kadar tek haneye düşmeyeceği beklentisi dikkat çekici. Derecelendirme faktörlerine verilen notların düşüklüğü çok net. Ayrıca açıklamalarda belirtilen kurumsal yönetim yani yönetişimdeki zaafiyetler ve kurumların bağımsızlığına ilişkin vurgu önemli. Dolayısıyla makroekonomik rakamlarda olumlu gelişmeler yaşansa bile, bu alanlarda gelişme sağlanmadığı taktirde not artışlarının birkaç kademeyi geçmeyeceği istenilen not skalalarına ulaşmamızın hemen hemen mümkün olmadığı görülmeli.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler