Bizim medyamızda kısa bir Google araştırmasıyla ulaşılabilecek bilgileri bile edinmeden konuşma adeti olan birçok insan var. Bunların önemli bir bölümü de galiba CNN Türk’te toplanmış. Bunlar hemen her gece cevapları çoktan alınmış ve netleşmiş konular üzerinde sanki meseleyi yeni keşfetmiş gibi konuşup duruyor. aslında geyik yapıyorlar demek daha doğru olacak çünkü kendilerinden çok emin ve mutlular, konuşmaları genelde anlamsız olduğu halde karşılıklı takılmalar, espriler gırla gidiyor programda. CNN Türk konuşan kafalarının bu zaten bilinen konuyu sanki yeni keşfediyormuş gibi davranıp vakit harcamasının klasik örneği geçen akşam da yaşandı.
ekranda tartışılmakta olan konunun başlığı olan ‘ABD ve Rusya Suriye’de ortak mı’ yazısını görünce kendimi tutamayarak ‘Artık buna da pes doğrusu’ dedim. Çünkü dedim ya, kısa bir Google aramasıyla sorunun cevabını alabilir ve konuya yeniden girmeyebilirlerdi.
ben 2018 yılından bu yana ABD ve Rusya’nın özelikle kürt oluşumu konusunda Suriye’de ortak çalışma kararı verdiklerini yazıp duruyorum. Bunun özellikle benim kişisel kanaatım olmadığını göstermek için hepsini bizzat adım adım takip ettiğim gelişmeleri tarih ve isimler vererek de anlattım. yani iki gücün bu ortak çalışma kararı benim yorumum değil, yakın tarihte haberin oluşumunu takip etmemle ilgili.
kimsenin yazılarımı okumasını beklediğim filan yok ama en azından bir Google araştırması yapsalardı bu yazılarımdan birkaçı karşılarına çıkardı ve konuşmacılar sanki Amerika’yı yeniden keşfediyormuş gibi konuşarak vakit harcamaktan kurtulurdu.
Madem bu kadar üşeniyorlar araştırma yapıp öğrenmeye, bu tembellere yardımcı olmak için gerçekte ne olup bittiğini tekrardan yazmak kararı aldım. Bu anlatacaklarım ilk Trump başkanlığı döneminin başından sonuna kadar muhabirlik yaptığım Washington’da gözlerimin önünde olan bitenlerden ibarettir.
Amerika’nın daha sonra Kuzey Irak Modeli diyeceği formülasyonu Amerikalılara anlatmak için planın mimarı Putin’in Ortadoğu danışmanı Vitaly Naumkin 2018 Şubat ayının 25’inde Washington’a gelmişti. Bir gece sonra 26 Şubat’ta Georgetown Üniversitesi’nde sadece özel davetlilerin katılabileceği bir yemekli konferans toplantısı vardı.
26 Şubat gecesi Washington’un dış politika ve ulusal güvenlik elitleri Naumkin’in Suriye planını dinlemeye gelmişti. Naumkin konuşmasında Kürtler ve Suriye’nin geleceği konusunda Rusya’nın düşündüklerini açıkça ve detaylı olarak anlattı.
Ertesi sabah başkan Trump ile 27 Şubat sabah toplantısını (PDB, presidential daily briefing) yapmak için o günlerde CIA Başkanı olan Mike Pompeo Beyaz Saray’a biraz geç geldi. Naumkin’in Washington’dan ayrılmasını beklemişti. Bu bağlamda Pompeo’nun neden önemli olduğunu vurgulamalıyım:
Naumkin Washington’a gelmeden bir hafta önce CIA Başkanı Pompeo gizli bir operasyon düzenletmişti. CIA’nin FBI işbirliğiyle yürüttüğü bu gizli operasyonda Rusya’nın iç, dış ve askeri istihbarat örgütlerinin başındaki insanlar gizlice Washington’a getirildi. Oysa konmuş yaptırımlar çerçevesinde bunların ABD’ye giriş yasağı vardı (SVR’nin başı Sergey Naryshkin, FSB’nin başı Alexander Bartnikov gelen gruptaydı). Pompeo onları CIA merkezinde kabul etti ve uzun bir toplantı yapıldı. Toplantıda Naumkin’nin bir hafta sonra açıklayacağı Kürt planı ve Suriye’nin geleceği konusunun detayları konuşuldu. ben onların gizlice getirildiğini Demokrat parti senato lideri Chuck Schumer’den duyup öğrenmiştim.
Bu gelişmeden bir hafta sonra bir de Naumkin’in konuşmasını dinleyen Pompeo 27 Şubat PDB’sinde (Presidential Daily Briefing) Fırat’ın doğusuyla ilgili olarak düşünülenleri Trump’a anlattı. PDB’den sonra Trump’ın Putin’i telefonla araması da planlanmıştı.
Bir buçuk saat konuştular telefonda. Trump, Putin’e Kuzey Irak Modeli’ne hemen onay vermese de bunun en azından üstünde konuşulabilir bir öneri olduğunu söylemişti.
Washingon’da eğer Suriye’de İran etkinliğinin azaltılması sürecine Rusya’nın aktif desteği alınabilirse Kuzey Irak Modeli’ne desteğin arttırılmasına karar verildi o gün. Washington bu modele ‘Kamışlı Modeli’ adını verdi.
Ve yine 27 Şubat’ta eğer bir gün Amerika bölgedeki 2 bin 200 askerini çekerse YPG/PYD unsurlarına “Siz Rusya ile koordineli çalışın” denmesi kararlaştırıldı.
işte gerçekler böyle. bunlar aynen yaşandı ve ABD’nin Suriye’de kürtler konusunda rusya ile işbirliği yapması o günlerde belirli esaslara bağlanmıştı. Dolayısıyla bugün ortaya çıkıp ‘acaba ABD ile Rusya Suriye’de ortak mı’ gibi soruları sorup tartışmaya çalışmak hayli absürt oluyor.
yani anlayacağınız Rusya’nın Kuzey Irak modeli, ABD’nin ise Kamışlı modeli dediği Kürt planı üzerinde iki süper güç anlaşmıştı. Bu plana göre Kürtlere Suriye merkezi rejiminden kopmamaları şartıyla kısıtlı özerklik verilecek. Ruslar dediğim gibi buna ‘Kuzey Irak modeli’ diyor ve Amerika’yla bu konuda yapılan görüşmelerde de bu kavramı kullandılar.
Bu yapı resmen Suriye devleti içinde yer alacak, ancak bölgesel siyasi kararlar alabilecek, kültürel ve ekonomik konularda kısmi özerkliği olacak.
Kürtler bölgenin yönetimini rejimle paylaşacak, ama rejim güçleri de bölgeye girmeyecek. Rejim güçleri Kürt bölgesinin hemen dışında, sınırda konuşlanacak – Washington’da bu modelde konuşlanacak rejim güçlerinin sembolik düzeyde de olabileceğini, ama arkasında gözlemci olarak Rusya da olacağından bunun etkin bir güç olacağını söylüyorlardı.
Anlayacağınız özerklik oluşursa bunun Türkiye’ye tehdit oluşturmamasının temelde Rusya tarafından sağlanması düşünülüyordu o planda.
Trump ile Putin’in ‘Büyük Suriye Planı’nın temel ilkeleri üzerinde anlaşmasından sonra planın ana noktalarından biri olan Kuzey Suriye’de Kürtlerle ilgili ilk adımın ne olacağı aslında Washington-Moskova hattında yoğun olarak konuşuluyor o tarihten bu yana.
5 Aralık 2024 - HTŞ büyük ABD-İsrail planının parçası olabilir kaygısı maalesef galiba doğru çıkıyor
4 Aralık 2024 - Fotoğrafta o bakıştaki Amerika-Avrupa ilişkisi
3 Aralık 2024 - Türkiye’yi hedef alan evanjeliklerin Işık Ablası
2 Aralık 2024 - HTŞ büyük ABD-İsrail planının parçası olabilir