Erdoğan’a ‘1 milyar dolarlık rüşvet’ iddiasında bulunmuştu: Ali Yeşildağ hakkında iade kararı
FETÖ'cü Cevheri Güven, Ali Yeşildağ'ın 'ifşa' videolarını yayınlamaya devam ediyor. İlk videosunda Antalya Havalimanı ihalesinde 1 milyar dolarlık yolsuzluk yapıldığını öne süren Yeşildağ ikinci videosunda Tarım Bakanlığı'ndan Mehdi Eker ile 3.5 milyar dolarlık kazanç elde ettiklerini iddia etti.
FETÖ firarisi Cevheri Güven Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yeşildağ ailesinden Ali Yeşildağ’ın videolarını yayınlamaya devam ediyor.
Ali Yeşildağ, ilk videoda, 2007 yılında yapılan Antalya Havalimanı ihalesinde, ihaleye giren Çelebi Holding’in kendisinin de içinde yer aldığı yasadışı girişimlerle devre dışı bırakıldığını iddia etti. Yeşildağ, “Mücahit” olarak bilinen Ak Parti Milletvekili Ali İhsan Arslan ile ihale dosyasından evrak çalıp Çelebi Holding’i ihale dışı bırakmayı planladıklarını öne sürdü.
Yeşildağ videoda şunları söyledi: “Çelebi Holding, Antalya Havalimanı için 4 milyar dolar teklif verdi. 5 milyar dolara kadar çıkacaklardı. Verdikleri ihale dosyasından evrak çalıp, eksik evrak diye Çelebi Holding’i ihaleden eledik. İbrahim Çeçen’e 3 milyar dolara ihale verildi. Aradaki 1 milyar doları Tayyip Abi indirdi.”
Ali Yeşildağ ikinci videosunda dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker’le birlikte Tarım Bakanlığı’ndan ihaleler aldığını, 3,5 milyar dolarlık kazanç elde ettiklerinive yüzde 50 ortak olduklarını iddia etti. Yeşildağ, ithal et ve bakliyat kararının sadece birkaç kişinin zengin edilmesi için alındığını, Avrupa Birliği’nin Türk tarımını geliştirmek ve gıda sorununu çözmek için verdiği 3,5 milyar doların biri kendisine ait 8 firma ile nasıl yok edildiğini öne sürdü. Yeşildağ’a göre Tarım Bakanlığı’na iş yapan firmaların tamamının yüzde elli ortağı Mehdi Eker’di.
Yeşildağ, Tarım Bakanlığı’nda Mehdi Eker’in tek başına çok büyük kazanç sağladığını, Tayyip Erdoğan’ın bir noktada farkettiğini söyledi ve şöyle konuştu; “Tayyip abi tek başına yemeyi sevmez, Mehdi Eker’i gönderdi şimdi bütün işler Tayyip abinin elinde, reis o.”
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Ali Yeşildağ’ın yayınladığı videolarına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Avcı, “Önce Sedat Peker, sonra Muhammet Yakut şimdi de Ali Yeşildağ hükümetin üst yönetimin ihalelere fesad karıştırarak menfaat temin ettiklerini bizzat içinde yer aldıkları olayları anlatarak AKP yönetimi ve hükümette bakan düzeyinde kişilerin karıştığı yolsuzluk olaylarını, her gün bir olayı anlatıyorlar. Dün ifşaatta bulunan Ali Yeşildağ sıradan biri değil. Ailecek baştan beri Cumhurbaşkanının yanında durmuş daha parti kurmazdan önce beraber hareket etmiş, Abisi Hasan Yeşildağ Tayyip Erdoğan Bey Yenihisar cezaevinde kaldığı zaman bir suç işleyerek cezaevine girip onun yanında koruma ve onun hizmetinde bulunmuş böylesi bir aile yakını. Birçok işinde de beraber hareket eden insanlar” diye yazdı.
Önce Sedat Peker, sonra Muhammet Yakut şimdi de Ali Yeşildağ hükümetin üst yönetimin ihalelere fesad karıştırarak menfaat temin ettiklerini bizzat içinde yer aldıkları olayları anlatarak AKP yönetimi ve hükümette bakan düzeyinde kişilerin karıştığı yolsuzluk olaylarını,
— Hanefi Avcı (@HanefiAvci2014) May 7, 2023
Avcı, paylaşımlarını şöyle sürdürdü:
– Bu açıdan verdiği bilgiler diğer kişilerden biraz daha farklı. Her ne kadar Sedat Peker de Muhammed Yakut da Ak Parti’ye yakın kişiler bir dönem Ak Parti beraber hareket etmişler ise de. Ali Yeşildağ Antakya Havaalanı’nın işletme ihalesinde o zaman Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın bir milyar dolar para aldığını ve ihaleye fesat karıştırılarak ihalenin İ.Ç firmasına verildiğini açıkladı.
– Bu olay eğer doğruysa aynı firmanın son dönemde devletten aldığı 20’ye yakın ihalede, Yavuz Sultan Selim Üçüncü Boğaz Köprüsü ve çevre yolları olmak üzere; yol, tünel, havaalanı ihalelerinde de benzeri olayın olması büyük ihtimal dahilindedir.
– Ayrıca aynı firmanın konsorsiyum halinde aldığı tüm ihalelerin soruşturulması, kaybolan kamu kaynaklarının varsa yolsuzluk yapanlardan alınması gerekiyor. Ancak bu soruşturmayı yapmak o kadar kolay değil. Savcılar cumhurbaşkanı, bakanların soruşmalarını yapamayacaklarını söylüyorlar.
– Anayasaya göre cumhurbaşkanı, bakanlar hakkında mecliste 360 milletvekilinin onayı ile oluşturacak 15 kişilik milletvekili bir Komisyon marifetiyle soruşturabilir ve 400 milletvekilinin onayı ile yüce divanda yargılanabilir.
– Şimdi bu iddiaları soruşturmak; bu kadar kamu kaynağını, trilyonları usulsüzce kişilerin, şirketlerin hesabına geçirilmiş ise onları geri almak için bu seçim önemli bir fırsattır. Eğer seçimde muhalefet çoğunluğu alabilirse, geçmiş dönemin bütün benzeri ihaleleri soruşturulabilir.
– Araştırılıp delilleri bulunabilir. Ama bu soruşturulmazsa bunlar hepsi kaybolur, üstü örtülür, halkın cebinden trilyonları çalanların yaptıkları yanına kalır ve bir dönemin tamamı böyle aklanmış olur.
– Aynı yolsuzluk ve aynı iddialar devam eder gider. Bunun için bu seçimler çok önemli burada da iki kesimin davranışı çok önemli!
– Birincisi adları iddialara karışan devlet yöneticileri gerçekten yolsuzluklara karışmışlarsa konu hakkında soruşturma yapılmaması için her şey yapabilirler. Onların her davranışı bunu önlemeye yönelik olabilir.
– Böyle bir olaya karşı kamu görevleri seçim sürecinde seçimle ilgili konularda hiçbir siyasi makam ve mevkiden talimat almaksızın, salt yasaların kendilerine verdiği yetkileri kullanmalılar.
– Seçim günü kimsenin taşkınlığına, aşırılığına meydan vermemeleri, seçimlere şaibe katacak davranışlara göz yummamaları gerekir.
– Bunu yapmazlarsa Türkiye’nin nereye gideceğini tahmin etmek çok zordur. Ülkeyi güvenli limanlara taşıyabilmek için seçim sürecinde tüm kamu görevlilerinin yasalara uygun davranmaları, kanunların verdiği yetkileri kullanıp hiçbir ayrım yapmaksızın hareket etmeleri gerekir.
– İkinci önemli konu ise hiçkimsenin çekimser kalmaması, oy kullanmamak gibi bir durum içinde olmamalarıdır. Herkes bu ülkeye olan borcu, sorumluluğu gereği oyunu kullanmalıdır.
– Bu yolsuzlukların soruşturmasını istiyorsak mevcut iktidara değil muhalefete oy vereceğiz. İktidara oy vermek, bu soruşturmalar yapılmasın demektir.
– Bu şuurla, bu amaçla oy kullanmalı ki geçmiş dönem sorgulanabilirsin, araştırabilirsin gerçekten yolsuzluklara karışmış insanlar varsa bunu hesabı sorulabilsin. Yolsuzluk yoksa bu insanlar aklansın.
– Yoksa bu kadar yolsuzluk iddiasından sonra aynı hükümetin aynı görevlerine devam demek, yolsuzluğa devam edin demek olur ki Allah indinde, huzuru mahşerde sorumluluk gerektirir.
Eski Cumhuriyet Savcısı ve 26. Dönem CHP Milletvekili İlhan Cihaner, Ali Yeşildağ’ın, 2007’de Antalya Havalimanı’nın işletmesine ilişkin yapılan ihalede “1 milyar dolar rüşvet alındığı” yönündeki sözlerinin yer aldığı YouTube videosunu değerlendirdi.
KRT yayınında konuşan Cihaner, “Ali Yeşildağ’ın iddiaları somut, ihale komisyonu hakkında derhal soruşturma açılmalı” dedi. Cumhurbaşkanı hakkındaki iddianın mevcut yasalar nedeniyle soruşturulmasının “hayal olduğunu” ancak ihale komisyonu hakkında soruşturma açılması gerektiğini vurgulayan Cihaner, muhalefete “İktidar değiştiğinde bu ifşalar artabilir, hukuki mekanizma gözden geçirilmeli” uyarısında bulundu.
Cihaner şunları söyledi:
“Gündeme gelen iddialar sadece Cumhurbaşkanı ile ilgili değil. Cumhurbaşkanı ile ilgili zor bir soruşturma süreci var şu koşullarda gerçekçi değil. İşte 300 milletvekili teklifte bulunacak, 360 milletvekili ile komisyon kurulacak, komisyon raporu sonunda da 400 milletvekili Yüce Divan’a sevk edecek. Bu yol şu anda gerçekçi değil. Ama çok somut bir iddiadan bahsediliyor. Yer gösteriliyor, şahıs gösteriliyor. Dolayısıyla Cumhuriyet Savcılarının hemen harekete geçmiş olmaları gerekirdi. Çünkü devasa bir kamu zararına yol açan bir ihalede usulsüzlükten bahsediliyor. Ama muhtemeldir ki ve korkarım ki, diğer örneklerinde olduğu gibi bu ihbarı yapan yerine daha doğrusu ihbardaki iddialar yerine ihbarı yapanın peşine düşülecek. Yasaklama kararları çıkarılacak falan.
Burada özellikle muhalefetin önümüzdeki dönem Türkiye’yi yönetmeye niyetlenen muhalefetin bu tarz iddialara dair bir hukuk oluşturmaları gerek. Çünkü anlaşılıyor ki, bu tarz geçiş dönemlerinde birçok benzer olay dile getirilecek. Bu dile getirilenlerin de güvence altına alınması lazım. Bu şu anlama geliyor, doğrudur Türk Ceza Kanunu’nda etkin pişmanlık diye bir mekanizma var, ama 2019 yılında AB bu tarz kamunun içindeki yolsuzluklara dair, bunları ihbar eden kişilere dair bir karar aldı, bu örnek alınabilir. Bu tarz ihbarcıların rahatlıkla içerde bildikleri hukuksuzlukları, usulsüzlükleri kamu otoritelerine soruşturacak birimlere iletmeleri için de mevcut hukuki mekanizma yeterli değil, bunun hayata geçirilmesi lazım.
Hiç özel bir ekibe gerek yok. Yapılması gereken belli ki, Ceza Muhakemesi Kanunu da bunu emrediyor; Cumhuriyet Savcıları için bir çeşit amentü diyebileceğimiz maddesi der ki, Cumhuriyet Savcısı herhangi bir şekilde suç işlendiği izlenimini edinirse, derhal işin hakikatini araştırmak üzere harekete geçmek zorundadır, der. Bu konuda tüm kamu görevlileri de Cumhuriyet Savcılığından gelen taleplere uymak zorunda.
Yapılacak iş hemen o ihalenin belgelerine el konulması, adı geçen kişilerin, örneğin Çelebi Holding ile ilgili somut bir şey var ve bunu doğrulayan video da yayınlandı, görüntü de var. Derhal bunun araştırılması lazım. Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir soruşturma yapılamaz ama burada ihale komisyonu var, talimatı yerine getirdiği söylenen kişiler var, bunların dokunulmazlığı yok, derhal harekete geçilebilir, soruşturulması gerekirdi. Ama henüz böyle bir şey yok.
Benzer iddiaları daha önceden de hem Sedat Peker ve hem Muhammet Yakut, hatta popüler olduğu için bu isimleri veriyoruz birçok gazetecinin ortaya koyduğu inanılmaz yolsuzluk iddiaları var. Hiçbiriyle ilgili soruşturma yapılmadı aksine gazeteciler hakkında davalar açılıyor görüyoruz.”