Voleybol ülkesi olduğumuzun resmidir!

Süper Lig’de Ankaragücü ile Fenerbahçe maçının 90. dakikası. İstanbul’un sarı lacivertli ekibi deplasmanda 1-0 önde. Maçın en heyecanlı anlarında birçok taraftar sahaya değil kenardaki ya da telefonlarındaki ekrana bakıyor. Melissa Vargas’in sayısıyla Türkiye, Sırbistan’ı 3-2 yenip Avrupa şampiyonu olduğu an hem Ankaragücü hem Fenerbahçe taraftarı aynı anda tek ses olarak bağırmaya başlıyor: Türkiye…

Beşiktaş Stadı’nda dev ekrandan voleybol maçı gösterildi.

Sadece bu karşılaşma değil Beşiktaş -Sivasspor maçının 85. dakikasında bir anons yapılıyor. Türkiye – Sırbistan finalinin canlı yayın ile stadyumdaki ekrandan yayınlanacağı duyuruluyor. Herkese Türk bayrağı dağıtılıyor. Futbol maçına gelenler voleybol takımını takip edip destek veriyor.Birçok kentte dev ekranlar kuruluyor. Binlerce kişi hep birlikte zaferi seyrediyor.

Nuri Bilge Ceylan ve kedisi voleybol maçını büyük bir heyecanla izliyor.

Türkiye uzun süredir akla gelen her konuda bir bölünmüşlük içinde… Siyasette, sporda, sanatta… Uzun süredir bir konuda birleşmeyen ülke bu kez Filenin Sultanları için birkaç aykırı ses hariç tek yürek oluyor. Melissa Vargas’la birlikte yükselip, smaç vuruyor, Zehra Güneş’le blok yapıyor, Gizem Örge ile savunmadan top çıkarıyor. Spor sevgisini kamuoyuna pek yansıtmayan yönetmen Nuri Bilge Ceylan kedisiyle beraber ekran karşısına geçiyor. Kendi tarzına uymasa bile bir aksiyon filmine benzeyen maçı ilgiyle takip ediyor.

Dünya basını da bunu konuşuyor: Eşi benzeri görülmemiş bir zafer

Kadın voleybolcular tıpkı kendilerinden önceki nesil gibi geleceğe rol model oluyor. Türkiye, artık bir voleybol ülkesi. Fenerbahçe, Vakıfbank, Eczacıbaşı kadın voleybol takımları dünyanın en iyileri arasında. Onlar birbiriyle oynarken tribünlerde boş bir koltuk bulunmuyor. Aileler akın akın bu sporu seyretmeye salona gidiyor. Basketbolu çoktan geçen voleybol futbolun tahtını tehdit ediyor. Reklamda denildiği gibi ‘Biz voleybol ülkesiyiz’ söyleminin altı doluyor.

Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, yıllarca önce atılan adımların devamını getiriyor. Bütün baskılara rağmen başta Ebrar Karakurt olmak üzere bütün voleybolculara sahip çıkıyor. Milliler takım olmanın ne demek olduğunu dosta düşmana gösteriyor. Şunu da belirtelim. Bu tesadüfi bir başarı değil. Altyapıda milli kadın voleybol takımları finaller oynuyor. Gelecekte ablalarının gösterdiği başarıyı tekrar yaşatmak için hazırlanıyor.

Sultanlar’ın uçağı bayram havasında indi ama hikayemiz bitmedi: Yeni hedef Paris

Peki ya basketbol!

Burada durup düşünmesi gereken kişi Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu. 2003’te Avrupa şampiyonluğunu son maçta kaybeden kadın voleybolcular gibi Hidayet Türkoğlu’nun içinde bulunduğu 12 Dev Adam 2000’lerin başında ilham kaynağıydı. Yıllar içinde miras eridi. Hem voleybolda hem basketbolda kulüpler çok başarılı. Ama iş milli takıma geldiğinde 12 Dev Adam ne Dünya Kupası’nda boy gösterdi ne Paris Olimpiyatları elemelerine katıldı. Elemelere gitmek için tek ciddi rakibi olan Hırvatistan’a üstelik İstanbul’da boyun eğdi. Bir zamanlar futboldan sonra gelen basketbol hızla irtifa kaybediyor. Voleybol ne kadar başarılıysa basketbol bir o kadar baş aşağı gidiyor. Sonuçta Türkiye basketbol değil voleybol ülkesi oluyor. Halbuki iki dalın da yükselmesi mümkün. Ama iş federasyonların başındaki yöneticilerde bitiyor.