Fenerbahçe hükmen galibiyet istedi!
Fenerbahçe, Başakşehir karşısında aldığı 2-0'lık galibiyetle 9 sene sonra ilk kupasını kazandı. Başkan Ali Koç, 2018 yılında göreve geldikten sonra ilk kez kupa kazanmanın sevinci yaşadı.
Tarihler 3 Haziran 2018’i gösterdiğinde Fenerbahçe için milat niteliğinde bir değişim yaşandı. 20 senedir süren Aziz Yıldırım dönemi sona erdi ve başkanlığa Ali Koç geldi. Bu değişim, 4 senedir kupa hasreti çeken Fenerbahçe’nin, birçok çalkantıya sahne olan son yıllardaki sürüncemelerden kurtuluş değişimi olarak görüldü. Ali Koç, şeffaf ve Avrupai bir modeli kulübe kazandıracakları, uzun vadede başarılı olacakları bir sistem vaadiyle başa geldi. İlk aşamada başarı beklenmemesi ve sabredilmesi gerektiğini vurgulayarak göreve başlayan Koç, birkaç sene içinde karşısında durulması güç bir Fenerbahçe hayal ettirdi.
Koç, futbol şubesinde sportif işlerden sorumlu olması için daha önce Liverpool ve Tottenham gibi takımlarda çalışmış Damien Comolli ile anlaştı. Bu hareket, 2015’te Guiliano Terraneo ile anlaşan Aziz Yıldırım’ın attığı adımın benzeri olarak görüldü. Comolli döneminde yapılan transferlerden beklenen alınamadı ve Fransız 3 ay sonra olaylı şekilde kulüpten gönderildi. Comolli’nin takımın başına getirdiği Philippe Cocu’nun ömrü de çok uzun olmadı. Hollandalı, kulüp tarihinin en kötü başlangıçlarından birinin ardından yılbaşını göremedi.
Koç, seçim hazırlıkları kapsamında gerçekleştirdiği etkinliklerden birinde takımı şampiyon yapan son teknik direktör Ersun Yanal’la alakalı gelen soruya “Siz benim hayal ettiğim Fenerbahçe’yi anlamamışsınız” şeklinde yanıt verdi. Koç Holding’in başındaki isim, çok farklı ekonomik refah ve büyük başarılar vadediyor, Fenerbahçe taraftarı heyecanlanıyordu. Ancak 2018-19 sezonunun ikinci yarısı başlarken Ersun Yanal’la anlaşıldı. Hamle, kafalarda soru işareti doğurdu. Takım, bir süre küme düşme hattının yakınında geçirdiği sezonu 6. bitirdi.
Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu TV8 ekranlarındaki WinWin kampanyasıyla Fenerbahçe taraftarına kampanyaya katılmaları halinde çeşitli ödüller vadediliyor ve maddi destek isteniyordu. Taraftara şampiyonluk sözleri veriliyor ve başarı vazgeçilmez parola olarak servis ediliyordu. 2019-20 sezonu başında maddi sıkıntılar transfer yapılmasına izin vermiyordu. TFF’nin açıkladığı limitler Fenerbahçe’nin bilhassa savunma mevkisinde sorun yaşamasına neden oldu.
Her şeye rağmen sezonun ikinci yarısına iyi başlayan Kanarya, sakatlıkların artması sonucu ritim kaybetti. Pandemiden önce 23 Şubat 2020 tarihinde Galatasaray’a karşı 20 senedir süren Kadıköy serisi son buldu. Hem Ersun Yanal hem de Ali Koç’a olan tepkiler had safhaya çıktı.
Pandemi dönüşünde hocasıyla yollarını ayıran takım hedefsizdi. Trabzon’a karşı iç sahada 23 senedir süren yenilmezlik serisi Türkiye Kupası’nda son buldu. Bir sezon daha kupasız geçti. Ertesi sezona Erol Bulut yönetiminde, Emre Belözoğlu’nun sportif direktörlüğünde başlandı. Süper Lig’in tecrübeli birçok oyuncusu kadroya katıldı. “Alo ben Emre abin” sloganı sosyal medyayı salladı. Fenerbahçe, Ali Koç döneminde ilk kez bir sezona belki de bu kadar umutlu başladı.
Ancak Erol Bulut futbolu güven vermiyordu. Taraftar mutsuzdu. Beşiktaş’a karşı devam eden Kadıköy’deki 15 senelik yenilmezlik serisi de sona erdi. Devre arasına gelindiğinde transferde kesenin ağzı daha da açıldı. İrfan Can Kahveci, transfer savaşı sonunda Galatasaray’ın elinden alındı. Maliyet en az 7 milyon Euro olarak görünüyordu. Asıl bomba Mesut Özil transferiyle patladı. Mesut’un uçağının gelişini aynı anda 300 binden fazla kişi takip etti. Ancak bu transferler takım içindeki kimyaya olumlu yansımadı. Erol Bulut, 30. haftada kovulurken Fenerbahçe lider Beşiktaş’ın gerisindeydi. Emre Belözoğlu, tıpkı 2010-11 sezonu başında Aykut Kocaman’ın yaptığı gibi sportif direktörlük koltuğundan indi ve ilk teknik direktörlük deneyimini yaşadı. Fenerbahçe 8 maç üst üste iyi sonuç aldı. Beşiktaş 39. haftada evinde kaybederken Fenerbahçe de Sivas’a yenildi. Şampiyonluk yine kupanın kulbundan tutulmuşken son hafta öncesi elden kaçtı.
Sezon sonunda fatura Emre Belözoğlu’na kesildi. Uzun süren teknik direktör arayışının ardından temmuz ayı ortasında takımın başına 2015-16 sezonunda olduğu gibi Vitor Pereira geçti. Pereira sezona iyi başladı fakat Trabzonspor deplasmanından 3-1’lik yenilgiyle dönen Fenerbahçe’de gündem hakem hataları oldu. Eline megafon alıp havaalanına giden Başkan Ali Koç, “her şeye rağmen şampiyonluk” mesajını yanından Mesut Özil’le verdi.
Özil, formsuz ve kondisyonsuz halinden ötürü kadroda sürekli kesik yiyordu. Trabzon maçından sonraki tepetaklak düşüşün faturası yine hocaya kesildi. Vitor’un görevine son verildi. Eski dost İsmail Kartal yuvaya döndü. Kartal’ın Fenerbahçe’si kupadan elendi. Büyük eleştiriler, son haftalarda alınan iyi sonuçlarla yerini övgüye bıraktı. Şimdi Ali Koç ve yönetiminin önünde iki yol vardı: Kartal’la devam etmek, yeni bir hocayla yolculuğa çıkmak.
Yönetim ikinci seçeneğe yöneldi. Dünyaca ünlü teknik direktör Jorge Jesus başa geldi. Sezon başındaki durum “O sene bu sene mi?” sorularını sordurdu. Sürekli rotasyona giden geniş kadro, yoğun maç temposunda yoluna sorunsuz devam etti. Ancak araya giren Dünya Kupası ritmi bozdu. Dönüşte liderlik Galatasaray’a kaptırıldı. Trabzon deplasmanında alınan yenilginin ardından Kadıköy’de Galatasaray’a karşı 3-0 kaybedildi. Sezon sonuna kadar, 14 maçlık galibiyet serisi yakalayan Galatasaray’ın arkasından bir kovalamaca başladı. Ancak takım, küme düşme bölgesindeki rakiplerine verdiği puanlarla sarı-kırmızılıları yakalama fırsatını bir türlü değerlendiremedi.
Jesus’un adı önce Brezilya Milli Takımı, ardından sezon sonuna doğru Suudi Arabistan Milli Takımı ile çokça anıldı. Hocanın transferini istediği isimlerin verimsiz olması yönetime eleştirilerin artmasına sebep oldu. Sezon sonuna gelindiğinde elde yalnızca Türkiye Kupası’nda oynanacak final kaldı.
İşte Ali Koç döneminin çok da kısa bir şekilde özetlenemeyecek başarısız 5 yılını böyle anlatmak mümkün. Birçok yol birçok farklı kişi denendi. Fenerbahçe, geçici teknik direktörlerle beraber toplam 11 farklı isme emanet edildi. Bazen yıldız oyuncular alındı, bazen gelecek vadeden isimlere gidildi. Transfer politikasında da bir istikrar sağlanamadı. Sonuç olarak Aziz Yıldırım döneminin son 4 senesi gibi Ali Koç döneminin ilk 5 senesi de sportif açıdan büyük başarısızlığa sahne oldu.
Ancak dün akşam alınan 2-0’lık galibiyetle alınan Türkiye Kupası adeta büyüyü bozdu. Final için İzmir’e gelmelen Koç, kupa maçından önce hafta içi seçime hazır olduklarını ve adayın çıkması durumunda olağanüstü seçimli kongreye gitmeye hazır olduklarını belirtmişti. Açıklamada görev sürelerinin bir seneye düştüğünü ve istikrarın devam etmesi gerektiği de belirtilmişti. Koç, kazanılan bu kupanın ardından şayet rakip çıkmazsa 3 kupa daha kazanma ihtimaliyle görevinin son yılına girecek. Fenerbahçe, tarihindeki 7. Türkiye Kupası zaferiyle beraber Ağustos ayında lig şampiyonu Galatasaray’la Süper Kupa maçı oynama hakkına kavuştu. Bu, 2023-24 sezonu ve gelecek sezonki Türkiye Kupası mücadelesiyle beraber Kanarya, Konferans Ligi’nde başarı kovalayacak.
Kulüp ve kendi yönetimi üzerindeki büyüyü bozan Ali Koç ise 5 senedir uzak kaldığı istikrarı başarı yoluyla yakalamaya çalışacak.