Hollywood Vampires İstanbul’u sallayacak
İstanbul Müzik Festivali, unutulmaz konserleriyle sona erdi. 1-17 Haziran tarihleri arasında şehrin farklı yerlerinde müzikseverle buluşan festival, her yaştan müziksevere de ulaşmayı başardı. Yıldız isimleri İstanbul'a getirmeyi başaran festivalde seyirci çeşitliliği de sevindirici bir diğer unsur.
İstanbul Müzik Festivali 17 günlük maratonun ardından sona erdi. 51. yaşını kutlayan festivali, pandeminin yıkıcı koşulları dahil aralıksız bir biçimde 1973 yılından bu yana düzenleniyor. Festival, bu yönüyle de kocaman bir alkışı hak ediyor. Zira yalnız ve güzel ülkemizde işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor malum.
51. İstanbul Müzik Festivali’nin programı artık gelenekselleştiği üzere şubat ayında açıklanacaktı. Ancak hepimizi derinden etkileyen yıkıcı deprem sonrası hayat durunca kaçınılmaz bir şekilde festivalin tanıtım süreci de bundan payını aldı. Program her hangi bir tanıtım toplantısı ve benzeri etkinlik yapılmadan mütevazı bir biçimde duyuruldu. Ancak, program hiç de mütevazı değildi. Bu noktada festival direktörü Efruz Çakırkaya başta olmak üzere Melis Turanlıgil, Gökçe Yılmaz ve tabii tüm İKSV’ye emekleri için teşekkür etmeden geçmek olmaz. Bir teşekkürü de böylesi zor koşullarda festivalin gerçekleşmesi için maddi ve manevi büyük katkı sağlayan festival sponsoru Borusan Holding ve Borusan Sanat’a da sunmak gerek.
İstanbul Müzik Festivali tarihi boyunca pek çok yıldızı ismi ve topluluğu İstanbullularla buluşturdu. Yehudi Menuhin,Herbert von Karajan ve Berlin Filarmoni Orkestrası, Zubin Mehta, Daniel Barenboim, Arvo Part, Martha Argerich, Helene Grimaud, Lang Lang ve daha nice yıldız isim ve topluluğu tarihi boyunca müzikseverlerle buluşturan İstanbul Müzik Festivali bu yıl da İstanbullulara kendilerini ayrıcalıklı hissettirecek isimleri ağırladı.
Festivalin açılışında şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası, dünyaca ünlü genç piyanist Jan Lisiecki’ye eşlik etti. Chopin’in ‘1 nolu Piyano Konçertosu’nu seslendiren Lisiecki’nin performansı festivalin unutulmazları arasına girdi bile. Konser sonrası söyleşi yapma fırsatı bulduğumuz Jan Lisiecki, sıcak tavırları ve bir İstanbul hayranı olarak hafızalarımızda yer etti. 1-17 Haziran tarihleri arasında başta AKM olmak üzere kentin farklı noktalarında müzikseverlerle buluşan festivali 10 Haber olarak günbegün takip etmekten ve siz okurlara sunmaktan da son derece mutluyuz. Bizi mutlu eden bir diğer nokta da festivale katılım.
Beklendiği üzere festivalin hemen hemen tüm konserleri neredeyse kapalı gişeydi. Bu elbette festivalin zaten yıllardır sahip olduğu bir özellik. Ancak esas sevindirici olan nokta festival izleyicisinin profili. Festivali muhtemelen ilk senesinden itibaren takip eden de konser mekânındaydı büyük bir şevkle ilk konser deneyimini yaşamak için gelen de. Tabii konser sonrası ünlü yıldızları görmek için kapılarda bekleyen heyecanlı konservatuvar öğrencilerini de bu listeye dahil etmemiz gerekiyor. Festival, bu gençlerin hayallerini bir üst seviyeye taşımak için de önemli bir ilham kaynağı. Zor şartlar altında eğitiminizi sürdüren birisiniz ve karşınızda rol modelleriniz Barbara Hannigan ya da Anne-Sophie Mutter var.
İstanbul Müzik Festivali tarihine geçecek performanslardan birine imza atan Barbara Hannigan, artık yarıladığımız 2023’ün de en özel anılarından biri olarak hafızalarımızda yer etti. Konsere gelemeyenlerin gerçekten çok şey kaçırdığı bir performansa imza atan dünyaca ünlü soprano Barbara Hannigan hem söyledi hem de Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı yönetti. açıkçası sahnedeki herhangi bir müzisyenden biri olmayı dilerdim. İstanbul’da ilk kez konser veren Hannigan, aurası ve coşkusuyla hem orkestrayı hem de biz dinleyicileri tam manasıyla büyüledi. O unutulmaz geceye dair detayları merak edenler 10 Haber’deki bu yazıyı okuyabilir.
Bol yıldızlı festivalin bir diğer unutulmaz ismi Alman keman virtüözü Anne-Sophie Mutter’di. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü de alan Mutter, 60. yaşını kutlamak için çıktığı turnede AKM’yi dolduran binlerce müziksevere unutulmaz bir gece yaşattı. Üstelik yanında yine gençlere hem ilham hem de güzel bir örnek olacak kendi vakfında yetişen müzisyenlerden kurulu Mutter’s Virtuosi topluluğuyla birlikte.
13 Haziran akşamı AKM’de gerçekleşen konserde dakikalarca ayakta alkışlanan Mutter, kendisinden dinlemeyi çok sevdiğimiz Vivaldi’nin ‘Dört Mevsimi’nden ‘Yaz’ı seslendirdi. Mutter, kemancılar için bir virtüözite alameti olan parçada neden “kemanın kraliçesi” olduğunu hayran bakışlar içerisindeki seyircilere gösterdi. Özellikle konservatuvar öğrencilerinin konser çıkışı Anne-Sophie Mutter’e gösterdiği yoğun ilgi de görülmeye değerdi.
Vivaldi dendiğinde akla gelen bir diğer isim olan İsrailli mandolin üstadı Avi Avital de 51. İstanbul Müzik Festivali kapsamında kentteydi. Rahmi M. Koç Müzesi’nde Brooklyn Riders ile birlikte sahne alan ECHO ödüllü Avital ile de bir söyleşi yapma fırsatımız olmuştu. İstanbul’a hem konser vermek hem de gezmek için defalarca geldiğini hatırlatna Avital, kariyerinde yapılacaklar listesinde yer alan İstanbul Müzik Festivali’nde çalma maddesine de bir işaret koymanın mutluluğunu yaşadı.
Türk müziğini ilham kaynaklarından biri olarak nitelendiren Avi Avital’in Haliç kıyısında gün batımında gerçekleşen performansı elbette yılın unutulmazlarından biriydi. İstanbul Müzik Festivali’ne büyük bir önem veren ve yıllardır da özel projeleriyle katılım gösteren Fazıl Say geleneğini 2023’te de bozmadı. Kadın şairlerin şiirlerinden oluşan ‘Dünya Anne’ adlı projesinin prömiyerini 51. İstanbul Müzik Festivali’nde gerçekleştiren Fazıl Say, Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda bir yaz gecesi sefası yaşattı. Yeri gelmişken hatırlatmakta fayda var. ‘Dünya Anne’ projesi festivalde iki farklı gece iki farklı mekânda sahnelenecekti. Serinin AKM ayağı Serenad Bağcan’ın yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle 5 Temmuz’a ertelendi.
Velhasıl, deprem felaketinin hem şehirlerde hem de yüreklerde yarattığı yıkım, döviz kurundaki artış ve daha pek çok olumsuzluğun gölgesinde 51. İstanbul Müzik Festivali, damaklarda çok tatlı bir tat bırakarak sona erdi. Henüz daha yeni bitmiş olsa da 52. İstanbul Müzik Festivali’nde yer alacak isimler için şimdiden heyecanlanmaya ve güzel performanslar ümit etmeye başladık bile. İstanbul’u güzel kılan bu güzel festival, daim olsun.