Resmi açıklama geldi: İrfan Can Eğribayat 2027’ye kadar Fenerbahçe’de
Türk futbolunda yasadışı bahisten hakemlerin içindeki yapılanmaya kadar birçok iddia ortada duruyor. 'Her şey yolundaymış gibi' davranan TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin taktiği artık işe yaramıyor.
Bu sezona flaş transferler yaparak giren Fenerbahçe ve Galatasaray ligin ilk 12 hafta sonunda topladıkları 31 puanla ligin zirvesinde. Geçen sezondan beri iki takım arasında demeç savaşı yaşanıyor. Fenerbahçe de Galatasaray da adalet istediklerini söylüyor, geçen sezondan beri TFF içindeki bazı kişileri tarafgir davranmakma suçluyorlar. Galatasaray geçen sezon eski Merkez Hakem Kurulu Başkanı Lale Orta ile uğraştı. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Lale Orta’nın selefi Ahmet İbanoğlu ile mahkemelik oldu.
Fenerbahçe dün yaptığı açıklamada (linkte) tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu’nun istifasını istedi. Galatasaray ise İbanoğlu’na ‘karakteri zayıf, omurgasız’ diyen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a verilen 45 günlük cezayı (linkte) eleştirdi. İki açıklama da makul görünüyor. Ancak Fenerbahçe bu açıklamayı geçen yıl Lale Orta için yapsa; Galatasaray da Erden Timur ‘Bu ligi bitirtlmeyiz’ dediği için 21 gün ceza aldığında bu sözleri dile getirse samimiyet testinden geçerdi. Sonuçta kulüplerin kendi işine geldiği gibi davranması normal deyip onları geçelim.
Burada top tarafsız davranması gereken TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye geliyor. ‘Çürümüş bir şeyler var Türk futbolunda’ (linkte) yazımda son günlerde dile getirilen iddiaları toplamış ve bu Mehmet Büyükekşi’nin sorulardan kaçamayacağını söylemiştim. Nitekim, TFF Başkanı önce basın toplantısı yapacağını açıkladı, toplantıda da futbol tabiriyle topu çevirip zaman kazandı. 48 saat sonra yazılı açıklama yapacağını duyurdu.
TFF’nin uzun süre düşünüp taşındığı, her kelimesi için belli ki saatler geçirilen kendilerince ‘kaya’ gibi sağlam açıklaması (linkte) çok geçmeden ufalanmaya başladı. Önce TFF’nin eski başkanlarından Servet Yardımcı’dan afili bir yalanlama geldi (linkte). Yardımcı’ya göre eski MHK Başkanı Serdar Tatlı’nın mektubu için kimse onu aramamıştı. Bunun üzerine Sabah gazetesine açıklamada bulunan Büyükekşi, Servet Yardımcı ile görüşüldüğünü, ancak TFF’nin resmi bir başvuruda bulunmadığını söyledi. Üstüne basa basa ‘mektubun içeriğini bilmediğini’ vurguladı. (linkte)
TFF Başkanı, ısrarla soru(n)ları görmezden gelmeye çalışıyor. Bu gerek verilen cezalarda gerekse iddialara karşı alınan tutumda görülüyor. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, yine dün yaptığı açıklamada “Hakemlerimizi eleştirmek ile onları suçlamak, onlara hakaret etmek iki ayrı konu. Delilin varsa o başka mesele. Zan üzerine bu kadar hırpalanmayı hak etmiyorlar” dedi.
Şayet Ali Koç’un dediği gibi halen faal olan üç hakem için eski MHK Başkanı Serdar Tatlı’nın kullandığı iddia edilen ‘Kesinlikle maç verilmemeli’ ifadesi varsa bunun üstüne düşmek kimin işi. Mehmet Büyükekşi’nin ‘Bizden önceki dönemde olmuş’ demesi onu kurtarır mı? 100 yaşını kutlayan TFF’de de devamlılık esas değil mi? Servet Yardımcı ile konuştuğunu dosta duyuran Mehmet Büyükekşi’nin Tatlı’nın mektubunun içeriğini sormaması normal mi? Bu mektup ortaya çıkınca ismi geçen hakemlerin şimdiye kadar yönettiği bütün maçlara şüpheyle bakılmayacak mı? Küme düşen, şampiyonluğu kaybeden kulüpler yargı yoluna giderse ne olacak? Sorular sorular… Akla şu geliyor… Serdar Tatlı bu kadar ulaşılmaz bir kişi mi? Çağırırsınız TFF’ye. Mektubunda yazdıklarını sorarsınız. Gerekirse soruşturma başlatırsınız. Üstünü örtmeye kalktıkça bu konu her maç sonunda gündeme gelecek.
TFF’nin meşhur her soruya yanıt verdiği açıklamasına ikinci yalanlama doğru karar verdiği halde cezalandırıldığını iddia ederek hakemliği bırakan Kemal Yılmaz’dan geldi. (linkte) Yılmaz dün bir açıklama yaparak TFF’nin iki ay sonra emekli olacaktı iddiasını yalanladı. TFF’nin ‘o maçtaki bütün hakemler cezalandırıldı’ demesine tepki gösterdiğini söyledi. Yılmaz’ın en önemli ifşası ‘doğru karar’ verdiğini söylemelerine karşın MHK üyelerinin ‘niye karışıyorsun’ şeklindeki sözlerini dile getirmesiydi. Hakemliği bırakırken kullandığı ‘Özgür, tarafsız ve adil karar verme süreçlerini engelleyici veya zorlaştırıcı bir yaklaşım’ dediği bu sözlerdi.
Mehmet Büyükekşi, burada da tavır almaktan kaçındı. Mesleğinin bitmesine 2.5 yıl varken istifa eden bir hakemi dinlemedi bile… Hakemlikte her şey güllük gülistanlıkmış gibi davrandı. Her düdük çalışında sorun daha da büyüyecek gibi gözüküyor. Maalesef mızrak çuvala sığmıyor. İddialar görmezden gelindikçe olay sahadan çıkıp milli güvenlik meselesine doğru gidiyor.
Mesela Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak dahil herkesin hemfikir olduğu Fenerbahçeli Jayden Oostorwolde’nin boğazına sarılan Adana Demirsporlu Rodrigues’in neden kırmızı kart görmediği kamuoyunu tatmin edecek şekilde açıklanmalı. Yayıncı kuruluşta hakem yorumcusu Deniz Çoban’ın deyimiyle ‘Türk hakemliğinin kara gecesi’ aydınlanmalı. Sadece MHK Başkanı’nın değil TFF Başkanı’nın da VAR kayıtlarını dinleme yetkisi bulunuyor. Gerekirse Büyükekşi kendi dinlemeli, hatalı UEFA’nın gözdesi de olsa Halil Umut Meler de olsa, VAR’daki Suat Arslanboğa da olsa cezasını almalı. Keza hakemi uyarmayan yardımcı ve dördüncü hakeme de hatalıysa fatura kesilmeli. Aynı şekilde Karagümrük – Sivasspor maçında rakibine kafa atan Güven Yalçın’ın nasıl sahada tutulduğu açıklanmalı. Bu kadar bariz hatalarda kasıt olup olmadığını öğrenmek toplumun hakkı. Aynı geçen yıl Sivasspor – Galatasaray karşılaşmasında açıklanan ve tarihe ‘ofsaytımsı’ olarak geçen pozisyondaki gibi.
Mehmet Büyükekşi’nin bir başka sözü de Suudi Arabistan’da yapılacağını belirttiği Galatasaray ve Fenerbahçe arasında yapılacak Süper Kupa maçıyla ilgiliydi. TFF Başkanı, kendilerine karşılaşmanın Türkiye’de yapılması için iki kulüpten başvuru gelmediğini belirterek üzerindeki tepkiyi azaltacağını düşündü. Bu söz ağzından çıktıktan hemen sonra sarı kırmızılılardan başvuru geldi. Büyükekşi, sorumluluk almaktan kaçtıkça ateşli top onu buluyor.
30 Ekim 2024 - El Clasico’da ‘centilmenler’ İstanbul derbisinde ‘ergenler’
16 Ekim 2024 - Futbol Federasyonu’nda bu kez de Lale Cander krizi… İşte krizin perde arkası
11 Ekim 2024 - Maraton asla maraton değil: Ekrem İmamoğlu etkisi
24 Eylül 2024 - Budapeşte’nin gösterdikleri: Türk satrancı hamle bekliyor