Seçimi Arjantin yaptı, Brezilya karıştı
Bu nasıl soru demeyin. Arjantin'in yeni lideri saçlarını Avanak Ajan Austin Powers gibi kestiren ve kendisini anarko-kapitalist (serbest piyasa lehine devleti ortadan kaldırmayı amaçlayan) olarak tanımlayan Javier Milei, bir tantrik seks uzmanı.
Javier Milei’nin sosyal medya hesaplarında yaklaşık 7 milyon takipçi var. Uluslararası medya kendisini Arjantin’in Donald Trump’ı olarak adlandırıyor.
Milei, eskiden tantrik seks (Doğu felsefelerine dayanan, nihai amacın orgazm değil, süreçten zevk almak olduğu yavaş, meditatif bir cinsel ilişki biçimi) eğitmeni olduğunu ve boşalmadan tam üç ay geçirebildiğini gururla söylüyor.
Böyle bir uzmanlık beklemesek de (yoksa beklesek mi), çağdaş siyasette parti özellikleri dışında adayların ya da liderlerin kişilikleri büyük önem taşıyor. Farkına varmadan politikacıların fikirlerinden ziyade görünüşleri, karizmaları, hayat tarzları oy potansiyelimizi etkiliyor. Seçmenler istikrarlı , dışa dönük, iddialı , daha dikkatli, vicdanlı ve açık , daha dürüst liderler istiyor.
Oy verdiğiniz seçim adayını neden seçtiğinizi sorarlarsa muhtemelen adayın politika duruşuna katıldığınızı, partisini desteklediğinizi belirtiyorsunuz. Bunların hepsi tamamen kabul edilebilir yanıtlar. Aklınıza gelmeyecek tek neden bu kişiye yakışıklı olduğu için oy vermiş olmanız:) Oysa araştırmalar iyi görünümlü politikacıları tercih ettiğimizi söylüyor.
Bu tercih kıstasları yeni değil. Kont Baldassare Castiglione’nin, 1528’de yayınlanan ‘The Book of the Courtier’ adlı eserinde, ideal Rönesans dönemi siyasetçisinin fiziksel yetenek, tevazu ve hoş fizik gibi çeşitli nitelikleri olması gerektiği belirtiliyor. Özellikle soğukkanlı bir zihne, iyi bir sese (güzel, zarif ve cesur sözlerle), uygun duruş ve jestlere sahip olmasının öneminden bahsediliyor.
Aradan yüzyıllar geçiyor. 26 eylül 1960 akşamı John F. Kennedy ve Nixon CBS televizyonunda ABD tarihinde ilk başkan adayları tartışması için bir araya geldiklerinde tartışma iki ayrı seviyede ilerliyor: Adayların söylediği sözler değerlendirildiğinde Nixon kesinlikle yerini koruyor. Ancak sözel olmayan seviyede, bir tarafta dinlenmiş, bronz, formda Kennedy diğer yanda bitkin, zayıflamış, ateşli, soluk benizli Nixon arasında Kennedy’nin daha zeki, denetimli ve sağlam görüntüsü ile kesin zafer kazandığı bir sonuç görünüyor.
Altı hafta sonra seçimlerde Nixon kıl payı kaybediyor. Daha da ilginç olan, tartışmayı radyodan dinleyenler için Nixon’un sesi Kennedy’nin tiz sesi ve Boston-Harvard aksanına kıyasla daha üstün ikna kabiliyeti, buyurganlık ve kararlılık telkin ediyor. Belki de bu nedenle Donald Trump kendisini tombul göstereceğini düşündüğü için Washington Post fotoğrafçısından portresini geniş açı kullanarak çekmemesini talep ediyor ya da Hillary Clinton kampanyasının iki saç şekillendirme seansı için 2500 dolar harcayarak bunu “medya prodüksiyon giderleri olarak adlandırıyor.
Ancak hikaye burada bitmiyor. Araştırmalar seçmenlerin seks skandallarına karışan çekici politikacıları affettiğini gösteriyor. Seçmenler genel olarak yalnızca en çekici adaya oy vermekle kalmayıp, aynı zamanda daha iyi görünen adayları affetmeye de daha istekli.
Peki ya Donald Trump:) Yeterince düşünürseniz, dünyanın her yerinde sandıkta çok başarılı olmuş çok sayıda çekici olmayan politikacıyı aklınıza getirebiliyorsunuz. Araştırmalar bunun da açıklamasını yapıyor.
Seçmenlerin adayların ideolojileri ve parti politikaları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları halinde oylarını bu bilgilere dayanarak verme eğiliminde. Öte yandan seçmenlerin çok az bilgisi varsa, o zaman daha iyi görünen aday seçimi kazanıyor. Sorun şu ki, araştırmalar dünyanın her yerindeki seçmenlerin siyaset hakkında giderek daha az bilgi sahibi hale geldiğini gösteriyor.
MIT siyaset bilimci Chappell Lawson’a göre, güvenilirlik konusunda fiziksel değerlendirmelerine güvenen kişilerin siyaset hakkında daha az bilgisi olan ancak çok fazla televizyon izleyen kişiler olduğu ortaya çıkıyor.
Başka bir deyişle aday çekiciliğinin ve karizmasının yakın gelecekte seçim sonuçlarını giderek daha fazla belirleyeceğini beklemeliyiz. Bizim seçimler yaklaşırken bunu bir düşünün. Karizmatik adaylar, fotoğraflarda geniş açıdan kaçınanlar ve kuaförlerini iyi seçenler çok daha avantajlı.
Kılıçdaroğlu 13 seçim kaybetti. İlk kampanyasında Gandi’den yola çıkarak kendine “sakin güç”dedirtmişti, son seçimde iş “dedemiz Kılıçdaroğlu”na kadar vardı. Araştırmalara göre daha karizmatik, genç ve yakışıklılık imajı veren bir kimlik seçseydi belki de kazanan o olacaktı! Seks koçluğunu hiç konu bile etmiyorum o mutfaktan bir seks koçu çıkacağına kimse inanmazdı…