Emre Belözoğlu: Galatasaray’ı çalıştırmak gibi bir niyetim yok
Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı Konya’da kuvvetle muhtemel bitti. Oynamayınca olmuyor işte. Ortadan bir oyun yoktu. Karşılığı bu oldu. Şimdi fatura çıkacak. İsmail Kartal da Ali Koç da bunun hesabını verecek. Bu kadronun hak ettiği bu değil.
Olmayınca olmuyor diyebilirsiniz. Ama olacak gibi de durmadı ki hiç. Fenerbahçe’nin kaderi bu. En azından birkaç yıldır. Buralara getiriyor. Sonra mecali kalmıyor. Çünkü yeterince iyi örgütlenmiyor bir türlü. Bunun faturası kime çıkacak? Hepimiz biliyoruz değil mi?
İlk yarıyı boş verin. İkinci yarıdan başlayalım biz. Hatta son yarım saate bakalım isterseniz. Yabancı değilsiniz canım, son 15’e bakalım, ayağınız alışsın… Neden? Çünkü iki takımın toplam gol beklentisi çok uzun süre 1’i geçemedi. Neden? Çünkü neredeyse ağır çekim akan bir oyun vardı sahada. Sanki 80’lerden bir sekans izliyorduk. Doldur boşalt temel taktik. Kapan kapanabildiğin kadar. Neden? Çünkü Mert Hakan bir 45 dakikayı heba etti ve devamında akışkanlık sağlanamadı.
Ne tanırım ne bilirim Mert Hakan’ı. Ama size şunu sormak isterim: İyi Fenerbahçeli olmak ilk 11 oynamaya yeter mi? Takımın neredeyse tüm düzeninin aksamasından bahsediyoruz. Soralım gene, neden? Çünkü kapanan defansa karşı çok çaresiz Fenerbahçe. Oyun bir türlü açılmıyor… Çalışılmış duran top da yok. Neredeyse hiçbir şey yok! Uzaktan şut yok! Set yok!..
Sahada ne vardı peki? Kadim dönemlerden kalma yapay bir baskı, gol atmaya asla niyetlenmemiş bir ev sahibi, böyle amansız bir kapanma karşısında çaresiz bir Fenerbahçe! Yetmedi sakatlanan sakatlanana. Bu kadarı normal mi peki? Ondan da hiç emin değilim. O yüzden bu maç aslında 15 dakika falan oynandı.
Konyaspor’a kalsa o da oynanmazdı aslında. Ev sahibi, haklı da olarak, oyunu soğutma üzerine kurmuştu stratejisini. Tıpkı Galatasaray maçındaki Sivasspor gibi. Hatta onlardan da daha geride kaldılar. Ama ne oldu? Bir kez geldiler akıllıca. Neredeyse golü de buluyorlardı. Olmadı. Ofsayta takıldı. Bu maçta gol kolay olacak gibi de durmuyordu.
0-0’lık sonuç sonuna kadar hak edilmişti. Oynamadı Fenerbahçe. Kapandı Konyaspor. Ve bu skor normaldi. Kaçanlara vah vah gereksiz. Kendini avutmak bu. Galibiyete yetecek oyun yoksa gol de gelmiyor işte.
Gelelim şimdi yoruma. İsmail Kartal gerçeği artık duvara vurdu sanırım. Bu maçı kazanamamak hiçbir şey değilse bile bir teknik beceriksizliktir. Yakaladıklarımızı atsak kazanırdık diye düşünüyor olabilir. Ama bunu yutar mı kimse emin değilim? Gol beklentisi 2, gol olur hissi 0 (yazıyla sıfır). Ne organizasyon var ne acil durum senaryosu. Üç forvet var sahada, ama en önemli asistçi kenara alınmış. Olacak şey değil bunlar. Alınan onca puana rağmen büyük bir basiretsizlik bu.
Bir de şu var tabii. Bülent Değerli nefis bir tespit yapmış sosyal medyada: “Her sezonun bir anından itibaren Fenerbahçe saha içi odağını kaybedip saha dışı ile kavgasına kilitleniyor. Buna mecbur edilmesi, buna itilmesinden bağımsız, rakibi hiç o kavgalarla gerilimle falan enerji kaybetmeden sakin kafa saha içinde kayıpsız ilerler hale geliyor.”
O yüzden İsmail Kartal yetmiyor. Asıl hesabı vermesi gerekenler başka. Ali Koç önce bu tabloyu açıklamalı. Sanırım İsmail Kartal’dan kötü bir o var.