Ebru Ceylan, Cannes’da Altın Palmiye’yi verecek jüride
77. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi ABD'li yönetmen Sean Baker'in 'Anora' filmi kazandı. Terrence Malick'ten 13 yıl sonra ilk kez ABD'li bir yönetmenin filmi ödülü almış oldu. Baker ödülünü seks işçilerine adadı.
77. Cannes Film Festivali dün gece düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. 10Haber’de her gün nabzını tuttuğumuz festivalde Altın Palmiye’yi bu yıl ‘Anora’ filmi kazandı. Bir dansçı ile Rus oligarkın oğlunun fırtınalı aşkını konu edinen filmle ABD yapımı bir film 13 yıl sonra ödüle lâyık görüldü. ‘Anora‘, Sean Baker’ın ‘The Florida Project’ ve ‘Red Rocket’ın ardından Cannes’da gösterime giren üçüncü filmi olma özelliği de taşıyor. Gecenin en özel anlarından biri, Baker’ın ödülünü Francis Ford Coppola’nın elinden alması oldu. Sahnede bir konuşma yapan Sean Baker, ödülü geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki tüm seks işçilerine adadığını belirtti.
Sean Baker’ın, değişen izleyici alışkanlıkları hakkında da söyleyecek sözleri vardı: “Bazı teknoloji şirketleri öyle düşünmemizi istese de, dünyaya evde telefonunuzda gezinirken, e-postalarınızı kontrol ederken ve dikkatinizi yarı yarıya verirken film izlemenin doğru bir yol olmadığını hatırlatmak gerekiyor. Bir sinema salonunda başkalarıyla birlikte film izlemek en büyük toplumsal deneyimlerden biridir. Kahkahayı, üzüntüyü, öfkeyi, korkuyu paylaşırız ve umarım arkadaşlarımızla ve yabancılarla bir katarsis yaşarız. Bu yüzden sinemanın geleceğinin başladığı yerde olduğunu söylüyorum: Sinema salonunda.”
Yıllardır merakla beklenen ‘Megalopolis’ filmi Cannes’da dünya prömiyerini yapan Coppola sahnede bir ödül daha verdi. Coppola, festivalin Onur Ödülü’nü “öz kardeşim” dediği George Lucas’a takdim etti. Camille Cottin’in sunuculuğunu yaptığı 2024 Cannes Film Festivali’nin ödül töreninde Greta Gerwig, İspanyol yönetmen Juan Antonio Bayona, yönetmen ve senarist Ebru Ceylan, İtalyan oyuncu Pierfrancesco Favino, Amerikalı oyuncu Lily Gladstone, Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda, Lübnanlı oyuncu-yönetmen Nadine Labaki ve Fransız yıldızlar Eva Green ve Omar Sy’dan oluşan çjüriye başkanlık etti.
Payal Kapadia’nın, 30 yıldır yarışma için seçilen ilk Hint filmi ‘All We Imagine as Light’, festivalin en önemli ikinci ödülü Grand Prix’yi aldı. 30 yıl önce Shaji Karun’un ‘Swaham’ı 1994’te Altın Palmiye için ‘Ucuz Roman / Pulp Fiction’a karşı yarışmıştı. ‘All We Imagine as Light’ın ödül alması o tarihten bu yana Hint sinemasının Cannes’daki en büyük gösterisi oldu. Film, farklı yaş ve sınıflardan üç Mumbaili kadın arasındaki ilişkilere odaklanıyor.
Tüm dünyada bir süredir yapay zekâ ana gündem maddelerinden biri Chat GPT. Hâl böyle olunca Cannes Film Festivali de bu tartışmaların dışında kalamazdı. Fransız oyuncu Camille Cottin, ödül sunuşu yapan aktör Laurent Laffite’e espiri bir dille konuşmasının yapay zekâ yardımıyla yazıp yazmadığını sordu. Kahkahaların ardından En İyi Senaryo Ödülü, Fransız filmi ‘The Substance’e gitti. Fransız yönetmen Coralie Fargeat’in filminde Demi Moore, eski Hollywood güzelini ve Margaret Qualley de zamanını paylaşmayı kabul ettiği daha genç, daha mükemmel görsel ikizini canlandırıyor.
Gelelim En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne. Meksika yapımı ‘Emilia Perez’ pek de alışkın olmadığımız bir şekilde topluca ödüllendirildi. Jüri Özel Ödülü’nü de kazanan filmin kadın oyuncuları Adriana Paz Zoe Saldaña, Selena Gomez ve Karla Sofía Gascón En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü. En iyi erkek oyuncu ödülü, Yorgos Lanthimos’un sürrealist hicvi ‘Kinds of Kindness’ta itaatkâr bir işadamı, kederli bir polis memuru ve biseksüel bir tarikat üyesi olmak üzere üç rolü birden canlandıran Jesse Plemons’a gitti.
Hayatını riske atıp filmini çeken ve sırf bu yüzden hapis cezasına çarptırılan Mohammed Rasoulof, Cannes’da en çok konuşulan isimlerdendi. İran’da hapis cezasının yanında kırbaç cezasına da çarptırılan yönetmen bir süre önce ülkesini terk etmişti. Canı pahasına filmi ‘Kutsal İncirin Tohumu’ festivalde gösteren İranlı yönetmene Jüri Özel Ödülü verildi.