Ladikli mamutlarını artık herkes görecek
12 bin yıl önce Amerika'yı yeni keşfeden ilk insanların ne yediğini hiç merak etmiş miydiniz? Yeni bir araştırmaya göre favori akşam yemekleri mamut etiydi. Öyle ki bu dev memelilerin yok oluşunda insanların aşırı avlanmasının payı büyük olabilir.
Mamutlar, mastodonlar, develer, ulu kurtlar, fil büyüklüğünde tembel hayvanlar, ayılar kadar büyük kunduzlar… Kuzey Amerika milyonlarca yıl bu devcileyin hayvanlara yuva oldu. Ama yaklaşık 12 bin yıl önce Pleistosen Dönemi’nin sonunda bu canlıların çoğu yok oldu. Bilim insanları bu yok oluşun nedenleri üstünde uzun uzun düşündü. Şimdi Montana’da o dönemler yaşamış küçük bir çocuğun kemiklerini analiz eden bilim insanları ilk Amerikalıların mamutları ve diğer dev memelileri avladığını gösteren işaretlere rastladı.
Paleontologlar Kuzey Amerika’nın megafaunasının yok olmasından yıllarca iklimi sorumlu tuttu. Çünkü bu türlerin yok oluşu gezegenin hızla ısındığı son buzul çağının sonuna denk geliyordu. Büyük memelilerin çoğunun bu duruma ayak uyduramaması normaldi. Ama 1960’larda Amerikalı yerbilimci Paul Martin bu teze meydan okudu. Son buzul çağı milyonlarca yıl süren ısınma ve soğuma döngüsünün bir parçasıydı. Neden bu canlılar önceki ısınma dönemlerinde hayatta kalmıştı da bu dönem başaramamıştı?
Martin bu farkın insanlardan kaynaklandığına inanıyordu. O dönemde araştırmacılar ilk insanların Asya’dan Bering üstünden Kuzey Amerika’ya nasıl yayıldığını daha yeni yeni öğreniyordu. Kuzey Amerika’daki en eski arkeolojik kalıntıların buzul çağının sonuna ait olduğunu keşfetmişlerdi. Yani insanların gelişiyle dev memelilerin yok oluşu çakışıyordu.
Martin buzullar çekilirken insanların Kuzey Amerika’ya geldiğini ve kıtanın büyük hayvanlarını avlamaya başladığını öne sürdü. Büyük memeliler insanlarla daha önce hiç karşılaşmamıştı, dolayısıyla savunmasız yakalanmışlardı. “Aşırı avlanma tezi” ilgi gördü. Hatta bazı araştırmacılar Kuzey Amerika’da dev memelileri avlayan aynı insanların Güney Amerika’ya ulaştığında da benzer bir yok oluşa neden olduğunu savundu.
Ancak bazı bilim insanları bu fikre şüpheyle yaklaştı. Arkeolojik alanlarda insanların dev memelileri öldürüp yediğini gösteren kesin bir kanıt yoktu. Aksine ilk Amerikalılar küçük memelileri, balık ve bitkileri yiyormuş gibiydi. Bazıları da ilk Amerikalıların kullandığı mızrakların mamut derisini delecek kadar güçlü olmadığını iddia ediyordu.
Ama şimdi Science Advances’de yayınlanan çalışmanın yazarları tartışmaya farklı yaklaştı. İlk Amerikalıların beslenme biçimini incelemek için kemiklerinin kimyasal yapısına baktılar. Vücuttaki atomlar birbirinin aynı değil. Mesela karbon atomlarının küçük bir kısmı fazladan atomaltı parçacıklara sahip. Bu da onları normalden daha ağır hale getiriyor.
Karbonun ağır ve hafif hali bitkilerdeki kimyasal reaksiyonlardan farklı davranıyor. Aynı şey nitrojen için de geçerli. Sonuç olarak bitkilerin kendilerine özgü izotopik imzası var. Bitkilerle beslenen hayvan ve bu hayvanları yiyen avcıların da kendilerine ait imzası oluyor işte. Bilim insanları da bu bilgiden hareketle araştırmalarını yürüttü.
Bu şekilde Montana’daki Clovis bölgesinde keşfedilen 12 bin 800 yıllık kafatasındaki izotopik imzayı belirlemeye çalıştılar. Kafatası, Anzick olarak bilinen bir çocuğa ait. Araştırmacılar çocuğun besinlerinin üçte ikisinin anne sütünden geldiğini, geri kalan üçte birlik kısmın da katı gıdalardan, özellikle de etten geldiğini tespit etti. Annesinin beslenme şekliyse tamamen etten oluşuyordu.
Ailenin ne tür hayvanlar yediğini belirlemek isteyen bilim insanları çevrede yaşayan büyük küçük memelilerin izotoplarını inceledi. Anzick’in yediğinin mamut eti olduğu sonucuna vardılar. Mamuttan sonra en çok yediği et de geyik ve bizon etiydi. Küçük memeliler ise beslenmesinin olsa olsa yüzde dördünü oluşturuyordu.
Çalışmaya yönelik bazı şüpheler de yok değil. Mesela Anzick ailesi belki de geriye hiç fosil bırakmamış küçük memelilerle beslenmişti. Dahası tek bir kafatasına bakarak tüm bir kıtanın beslenme şekliyle ilgili sonuç çıkarılabilir mi? Görünüşe göre bu alandaki tartışmalar bir süre daha devam edecek.