Merkez Bankası bu yıl için gerçekçi, gelecek yıl için iyimser, enflasyon tahminleri arttı
Amacın çok güzel diye Merkez Bankası Başkanı'nın babasına bankada oda verilmesine, personele talimat yağdırmasına izin verir misin? Kant’ın etik felsefesine göre veremezsin, 'Amaca giden her yol mübah' anlayışına göre elbette verebilirsin.
Konumuz Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ve babasıyla ilgili iddialar, ama izninizle Kant’tan başlayacağım. Kant Avrupa’da kapitalizm ve aydınlanmanın etik anlayışını kuran düşünürdü. Daha önce etik ilkeler dine referansla belirlenirken kapitalizm ve aydınlanmayla birlikte akıl öne çıkmıştı. Kant akla dayalı etik anlayışın öncüsüydü. “Kapitalizmin ahlak anlayışını Kant yazdı” demek belki biraz abartı olur ama çok yanlış olmaz.
Neyse, Kant’ın düşünce tarihindeki yeri beni aşar. Konumuz açısından Kant’ın temel ilkelerinden biri önemli: “İnsanlığı kendinde ve başkalarında araç olarak değil de her zaman amaç olarak görecek şekilde davran.”
Güzel Türkçemizde Kant’ın ilkesinin tam tersini söyleyen bir söz var: “Amaca giden her yol mübahtır.” Kant diyor ki “Amaca ulaşmak için her yol mübah değildir. Amacın ne kadar kutsal, ne kadar yüce olursa olsun insanlığı araç olarak kullanamazsın.”
Kant’ın bir başka ilkesi de şöyle der: Başkalarının da yapmasını istediğin şeyi yap. (Tam olarak şöyle: “Öyle davran ki davranışın temelindeki ilke tüm insanlar için geçerli evrensel ilke veya yasa olsun.”)
Bütün bunların Hafize Gaye Erkan olayıyla ilgisi ne? Az sabır…
Kant’ın kesin biçimde karşı çıktığı “Amaca giden her yol mübahtır” ilkesine geri dönelim. Bu ilkenin Türkiye’de solculardan İslamcılara, liberallerden tarikatlara kadar toplumun çok geniş kesimlerinde kabul gördüğünü söylemek yanlış olmaz.
Diyelim ki, devleti ele geçirmek, dini esaslara dayalı bir yönetim kurmak isteyen bir tarikat liderisin. Amaca giden yolda sahte deliller uydurabilir, yalana, sahteciliğe başvurarak generallere kumpas kurabilir misin? Kant’ın etik felsefesine göre yapamazsın, “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışına göre elbette yapabilirsin.
Veya diyelim ki, askeri vesayeti bitirmek, devleti “sivilleştirmek” istiyorsun. Amacın çok yüce diye amaca giden yolda demokrasiye karşı olduğunu bildiğin, karşı olmak ne kelime, askeri vesayetin yerine geçtiğinde demokrasinin canına okuyacak insanlarla işbirliği yapabilir misin? Kant’ın etik felsefesine göre yapamazsın, “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışına göre yapabilirsin.
Veya diyelim ki, devrim yapmak istiyorsun, baskıya, zulme son verecek, insanlığı kurtaracaksın. Amacın çok yüce diye amaca giden yolda sağa sola bomba atabilir, insan öldürebilir misin? Kant’ın etik felsefesine göre yapamazsın, “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışına göre yapabilirsin.
Diyelim ki, memleketin canına okuduğunu düşündüğün iktidar partisine seçimlerde mağlubiyet yaşatmak istiyorsun. Amaca giden yolda hırsızları, yolsuzluk davası sanıklarını veya hatta mahkumlarını aday yapabilir misin? Kant’ın etik felsefesine göre yapamazsın, amaca giden her yol mübahtır anlayışına göre yapabilirsin.
Ya da diyelim ki, enflasyonu düşürmek istiyorsun. Bunun için de Merkez Bankası’nın başında iyi eğitim almış ve sıkı para politikası izleyecek birine ihtiyacın var. Amacın çok güzel diye Merkez Bankası Başkanı’nın babasına bankada oda verilmesine, onun personele talimat yağdırmasına, tokat atmasına, makam aracıyla, korumayla gidip gelmesine izin verir misin? Kant’ın etik felsefesine göre veremezsin, “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışına göre elbette verebilirsin. Bunu da “Türkiye’nin risk primi düştü mü, düştü. Yabancı yatırımcılar Türkiye’yi radarına aldı mı, aldı. Babasına oda verilmiş, personele talimat yağdırıyormuş… O kadar kusur kadı kızında da olur!” diye açıklarsın.
Belki haklısın. Mesele şu ki “Amaca giden her yol mübahtır” anlayışıyla bir ülkede ne demokrasi kurulabilir ne rasyonel bir ekonomi.
Etiğin kadının başörtülü olup olmadığından ve erkeğin alkol içip içmediğinden ibaret görüldüğü bir ülkede bunları yazmanın bir anlamı var mıydı bilmiyorum ama 85 milyonluk ülkede benim gibi düşünen üç-beş kişi vardır herhalde…