Türkler yurtdışındaki yatırımlarının yüzde 45’ini gayrimenkule yapıyor
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin öngörülebilirliğin artmasına paralel olarak Türkiye'nin yabancı yatırımcının radarına girdiğini belirterek, 'Yeni yatırımlarda yenilebilir enerji olabilir, yine e-ticarette devamı gelebilir' dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin, Türkiye’de öngörülebilirliğin artmasına paralel olarak tekrar yabancı yatırımcının radarına girildiğini belirterek, “Türkiye’nin kendisini yurt dışına daha iyi entegre etme ve uluslararası arenada daha etkin bir şekilde kendini anlatma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.
DEİK-TAİK Dijital Çalışma Grubu’nun hayata geçirdiği GO! GLOBAL Türkiye Summit İstanbul’da girişimcilik ekosistemini bir araya getirdi. Zirvede konuşan Özyeğin, Türkiye ekonomisinde Orta Vadeli Program’a (OVP) paralel hem para hem de mali politika adımları uygulandıkça, öngörülebilirliğin arttığını söyledi. Bu öngörülebilirliğin artmasıyla birlikte yabancı yatırımcıların hem doğrudan direkt sermayeye hem de girişimcilere bakış açısında olumlu bir ivme yakalandığına değinen Özyeğin, verilen her bir teşvikin ayrı öneme sahip olduğunu vurguladı. Yabancı yatırımcılar için en büyük teşvikin öngörülebilirlik olduğunu ifade eden Özyeğin şöyle devam etti:
“Atılan önemli adımların sonuç verdiğini ve meyvelerini vermeye başladığını görüyoruz. Ülkemizin CDS risk primi seviyesi 800’lerden 250’lere kadar düştü ve daha da düşecek. Bunun yanı sıra Merkez Bankası rezervlerimiz, kendimizi rahat hissettiğimiz seviyelere tekrar yükseldi. Ayrıca Türkiye, bu yıl dünyada üç uluslararası derecelendirme kuruluşundan not artışı alan tek ülke oldu. Tüm bunlar çok değerli. Bugün çok net bir şekilde görüyoruz ki hem doğrudan yabancı sermaye hem de girişimcilik ekosistemi için kritik olan risk sermayesi fonları Türkiye’yi yeniden radarına aldı.”
Türkiye’nin risk primi 700-800 seviyelerindeyken bu etkinliğin altı ay bile sürse organize edilemeyeceğini dile getiren Özyeğin, “Türkiye şu anda öngörülebilirliğin artmasına paralel tekrar yabancı yatırımcının radarına girdi. Bu sayede biz bu etkinliği 1,5 ayda organize edebildik. Türkiye öngörülebilirlik sonucunu aldığı OVP ile yatırım yapılabilir ülke olabilme noktasında önemli yol alıyor. Belki 12 ayda, belki 18 ayda uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir ülke konumuna geleceğiz bence. Bu yolculuk oldukça yolunda gidiyor. Hem bugüne kadar gelmemiş firmalar hem de Türkiye’de yıllardır olup Türkiye’deki yatırımlarını artırmayı planlayan yabancı sermayenin Türkiye’ye ilgisinin arttığını düşünüyorum” dedi.
Özyeğin, zirve kapsamında dünyanın en büyük 50 risk sermayesi fonundan 25’ini girişimcilerle bir araya getirdiklerini söyledi. Türkiye’de 1980’lerden beri yatırım yapan yabancı girişimcileri özellikle panellerde konuşmacı olarak seçtiklerini belirten Özyeğin, yeni yatırımcıların, Türkiye’yi bu deneyimli girişimcilerden dinleyip onlardan öğrenmelerini istediklerini vurguladı. Özyeğin, Go! Global Türkiye Zirvesi etkinliğinin ilk defa düzenlendiğini ve büyük ilgi gördüğünü dile getirerek, şunları söyledi:
“Bu etkinliği bugün yapıyor olmak çok değerli çünkü ilgi çok yoğun. Bugün bir kez daha Türkiye’nin anlatılmaya aç olduğunu gördük. Bu yatırımcı kitlesini 1,5 ayda bu zirveye getiriyor olmamız, Türkiye’ye davet edilmeye ne kadar açık olduğunu gösteriyor. Bu anlamda, Türkiye’nin kendisini yurt dışına daha iyi entegre etme ve uluslararası arenada daha etkin bir şekilde kendini anlatma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. New York’ta bir ay kadar önce yapılan toplantılarda da yoğun bir ilgi ile karşılaştık. İki ayrı yatırım bankasıyla dört toplantı yaptık ve her biri yoğun katılımla gerçekleşti. Bu da gösteriyor ki, davet edildiğimizde bizi dinlemeye açık bir kitle var. Önemli olan, bu kitleye Türkiye’deki OVP’nin başarıyla sürdüğünü, teşvik ve yatırım fırsatlarını doğru bir şekilde aktarmaktır.”
Türkiye’nin büyüme noktasında büyük bir potansiyeli olduğunu söyleyen Özyeğin, ülkenin sahip olduğu genç nüfusa vurgu yaptı. Birçok sektörde yaratıcı girişimcilerin olduğundan bahseden Özyeğin, “Türkiye gerçekten dayanıklı bir özel sektöre sahip. Çok inişli çıkışlı dönemlerden geçmiş bir özel sektör olduğu için zorluklarla ve belirsizliklerle başa çıkma konusunda özel bir yetkinliğimiz var. Batılı ülkelere göre daha dayanıklıyız. Belirsizlikle başa çıkma gücümüz yüksek. Bunu öngörülebilir bir ekonomiyle birleştirdiğimizde çok güçlü bir yatırım potansiyeline sahip olduğumuzu düşünüyorum” dedi. Özyeğin, geçen hafta gerçekleşen, 1 milyar doların üzerindeki e-ticaret yatırımının büyük önem taşıdığını belirtti. Bu yatırımın, Türkiye’de öngörülebilirliğin artmasıyla birlikte gerçekleştiğini vurgulayan Özyeğin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dünyada ön planda olan sektörlerin Türkiye’de de ön planda olacağına inanıyorum. Yenilebilir enerji olabilir, yine e-ticarette devamı gelebilir. Yapay zekayı daha yoğun kullanan alanlar gibi öne çıkacak sektörlerde bugünden belli meyveler alacağımıza inanıyorum. Değerli yatırım fırsatlarının olacağına inanıyorum.”