Ömer Koç: İkinci yüzyılda da ilim ve fen rehberliğinde çalışmayı sürdüreceğiz
1937'de okul ziyaretinde gördü Atatürk'ü. Çok heyecanlandı. O gün çekilen fotoğraf ders kitaplarına girse de fotoğraftan onun 1999'da haberi oldu. Fotoğrafı görünce de çok heyecanlandı. Fotoğraftaki kız Remziye Tatlı. Her 10 Kasım hüzündü onun için!
Adana’daki İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nde okuyan öğrenciler için olağan bir gündü. Ta ki o anons gelene kadar. Atatürk’ün Adana’ya geleceği haberi veriliyordu anonsta. Okulda herkes heyecanlanmıştı. Herkesin aklında bir soru vardı: Acaba O’nu görebilir miyim? Bir süre sonra gelen ikinci anons okulu bayram yerine çevirmeye yetmişti. Atatürk okullarına gelecekti ve hepsi Ata’yı görecekti. Bütün öğrenciler pencereye üşüştü ve yolunu gözlemeye başladılar.
Üçüncü anons işte bu bekleme anında geldi: Atatürk tarih dersine girecek. 15 yaşındaki Remziye Tatlı heyecandan terlediğini hissetti. Çünkü ikinci dersleri tarihti. Onların sınıfına gelecekti: “Okulumuzun uzun koridorundan yürüdü yanındakilerle birlikte. Sınıfa girdi. Hepimiz ayağa kalktık. Eliyle oturmamızı işaret etti. Bize ‘Oturun geleceğin kültürlü anneleri’ dedi. Oturduk. Ben en önde oturuyordum. Çok şık giyinmişti. Sınıfın içinde ağır adımlarla yürüdü ve tam yanımda durdu, o an içimdeki duyguları anlatmam mümkün değil. Sanki kolu koluma değdi, aynı havayı teneffüs ettik, o mavi büyüleyici gözlerine bakmaktan bir an bile kendimi alamadım.”
İşte o an çekildi yukarıdaki fotoğraf. Remziye Tatlı yaşadıklarını beynine işledi ve hiç unutmadı, ama bu fotoğraftan da çok uzun yıllar haberi olmadı. 19 Kasım 1937’de çekilen bu fotoğraf ders kitaplarına girdi, takvimlerde yer aldı. Remziye Tatlı da okuldan mezun olduktan sonra bir süre terzilik yaptı ve evlenip yuva kurdu. Atatürk’ün dediği gibi kültürlü bir anne oldu. Adana’da yaşadı. Bu tarihi anı çocuklarına, sonra da torunlarına anlattı.
1937’deki fotoğrafı Remziye Tatlı ilk defa 1999’da, hem de Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde görev yapan bir polis memurunun odasındaki takvimde gördü: ”Arkadaşımın kızı polis memurunun odasında asılı takvimdeki fotoğrafı görmüş. ‘Fotoğraftaki kız sana çok benziyor’ dedi. Ben de hastaneye gittim. Baktım fotoğraftaki benim, o an sanki heyecandan ölecektim.”
1937’de çekilen fotoğraftaki kız çocuğu artık biliniyordu. 2000’li yıllarda da bu fotoğrafın hikayesini anlattı Remziye Tatlı. Fotoğrafta bulunan diğer iki arkadaşının yaşamını yitirdiğini böylece öğrendik. Zaten sınıfları 37 kişilikmiş. “O sınıftan yaşayan iki kişi kaldık” demişti.
10 Kasım 1938’de Atatürk yaşamını yitirdiğinde 16 yaşında bir kız çocuğu olarak günlerce ağladı Remziye Tatlı. Sadece o mu, tüm Türkiye: “Gözlerimle görmesem inanmazdım. Adana’da insanlar ellerinde mendillerle bir hafta boyunca hıçkırıklarla ağladı” diyerek anlatacaktı o günlere ilişkin tanıklığını.
‘Cumhuriyet abla’ olarak anılan Remziye Tatlı ailesi için kültürel bir mirastı. 2014’te torunu Mete Kenanoğlu’nun bir sürprizi vardı ona. Okuduğu okuldaki 29 Ekim kutlamalarında Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıracaktı. Onur konuğu olarak Remziye Hanım törene çağrılmıştı. Geldi, torununun ve arkadaşlarının gösterisini izledi. Atatürk’ü görmüş, sesini duymuş biri olarak çok etkilendi gösteriden: “Bu çocukların böyle cumhuriyete sahip çıkması beni çok mutlu ediyor. Sizleri böyle gördüm ya artık ölsem de gam yemem.”
Remziye Tatlı 2020 yılında yaşamını yitirdi. Cumhuriyet ve Atatürk sevgisinin bayrağını ailesine devredip gitti. Ama her 10 Kasım onun için büyük bir hüzündü. Tatlı “O’nun ölüm yıldönümünde sanki yeni ölmüş gibi hüzünleniyorum. Ama elimden bir şey gelmiyor. Keşke Atatürk ölmeseydi. Onu çok arıyorum. Bence onu Türkiye olarak çok arıyoruz” demişti.
100 yıl önce 100 yıl sonra: O hâlâ bizimle