Andrew Scott’ın ‘Vanya’sı: Gösteriş yapmadan çarpıyor!
Hakan Gerçek’e 25. Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ödülü getiren ‘III. Richard: Niçin Yaptım’, karakteri çağdaş bir konuşma sunumunda karşımıza çıkarıyor. III. Richard soruyor: Hanginizin eli temiz ki beni yargılıyorsunuz?
Omzuna yerleştirdiği, yer yer arkasından sürüklediği kamburu, altında tekerlekli sandalyesi, ayaklandığında, eğik vücuduyla attığı öfkeli adımlar ve suratında duruma göre dolaştırdığı hınzır, sinsi, hüzünlü ya da hırslı ifadelerle karşımızdaki adam III. Richard…
Bundan 500 küsur sene önce, 32 sene yaşamış, tahta yürümek için yapmadığı katakulli, öldürmediği aile (genç yeğenleri dahil) ve kraliyet üyesi handiyse kalmamış, savaş meydanındaki ölümünün ardından da İngiltere tarihindeki ‘Güller Savaşı’nın nihayete ermesine vesile olmuş tarihi kişilik.
Shakespeare’in üzerine yazdığı oyunla birlikte klişe tabirle ölümsüzleşen bu ‘kötülük timsali’ adamın ‘insani’ hallerini de anlayıp göstermeye çalışan çok sayıda sahne ve sinema uyarlaması var sanat tarihinde. Richard’ın sanıldığı ve anlatıldığı gibi fiziken kambur ve mizacen de canavarın teki olmadığını iddia eden söylemler de mevcut. Hatta İngiltere’de Richard’ı Sevenler Cemiyeti bile var… Dahası da var: 2012 yazında, İngiltere’nin Leicester kentinde bir otoparkın altında bulunan iskeletin; bu, hem tarihi hem kurmaca karaktere ait olduğu ortaya çıkmıştı. III. Richard, Bosworth Muharebesi’nde öldükten 527 sonra dünyaya dönmüştü adeta!
Prömiyerini geçen sene İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapan Tiyatro Gerçek yapımı ‘III. Richard: Niçin Yaptım’ın fikri, bu tarihi keşif üzerine kurulmuş. Kerem Kurdoğlu, William Shakespeare’in ‘III. Richard’ metnini kendi zihninden geçirerek ortaya yeni bir III. Richard oyunu çıkarmış.
Oyunun isminde dediği gibi; Richard, bütün yaptıklarının ‘nedenini, nasılını’ anlatıyor. Bunu da Mehmet Birkiye’nin yönetiminde, yeni nesil konferans sunumları formunda yapıyor. Şu meşhur TEDx konuşmaları kıvamında bir ‘Talk’ bu. Sahnenin hemen sağındaki ışıklı TALK yazısı bize ‘aslında bir konferansta’ olduğumuzu sürekli anımsatıyor.
Sahneye arkasından sürüklenen, ayağına bağlı kamburu ve zırhı andıran kostümüyle gelen Richard da zaten seyirciye “gelin size kendimden bahsedeyim” diyor. Arkasında bir projeksiyon perdesi, elinde işaret çubuğuyla hazır. Yani Richard, Richard’ı ve ‘icraatlerini’ sunacak. Eh, hep iş insanlarının, influencer’ların, start up’çıların başarı öykülerini dinleyecek değiliz ya!
Sunumu sinirli bir III. Richard olarak sahneye gelen Hakan Gerçek yapıyor. Bildiğimiz Shakespeare metni ‘III. Richard’ın kurnazlıklar, manipülasyonlar ve katliamlarla dolu kısa yaşam öyküsünü sahnede takip etmek seyirci açısından kolay değildir. Tiyatro Gerçek öyküyü yepyeni bir formda, başka bir oyun olarak sunuyor ama tüm yükü sırtına alan oyuncunun işi yine zor. Seyircinin de… Açıkçası olay ve karakterler arası ilişki akışını (ya da kısaca entrikalar zincirini) takip etmesi zor bir metin bu. Ama Hakan Gerçek müthiş bir sakinlik ve durulukla sırtlanmış rolü. Seyirci –ben öyle yaptım- bir süre sonra kendini hanedanın içindeki karmaşık yapıyı takip etmek yerine Gerçek’in beden ve yüz ifadelerine yansıyan hesapçı tavra, kafasından geçen türlü oyuna verirse, kafası çok karıştırmayacaktır.
Oyunu bir ‘konuşma sunumu’ gibi kurgularken projeksiyon perdesine yansıtılan karakter çizimleri, soyağaçları, savaş planları ya da Richard’ın bilgisayarındaki ‘yapılacaklar listesi’ türü detaylar rejiyi belirgin şekilde güçlendirmiş. Oyuna ayrı bir espri katmanı eklemiş. Bu ‘oyuncaklı’ tercih en çok da başarılı çizimleriyle kalacak aklımda.
“Elde etmek istediği şey için her şeyi yapabilen, hedefine ulaşmak için her yolu mubah gören acımasızlığın saf temsilcisi! Shakespeare tarafından mükemmelleştirilmiş bir ibret abidesi!” diyor kendisi için III. Richard. Bir yerde de soruyor: “Kim ayıplayabilir ki beni? O tacı ele geçirmiş kim var ki, elleri hiç kana bulaşmamış?” III. Richard belli ki bu sunumu bize ‘kanlı icraatlarını’ kendi ağzından anlatmak için değil, 500 küsur yıl önce yaptıklarını mazur göstermek için de değil, asıl şunun için yapıyor: Onu dinleyen bizlerin de, onun ruhunu ele geçiren kötülüğe ve hırsa sandığımız kadar uzak olmadığımızı göstermek için… Gerek Mehmet Birkiye’nin reji tercihlerinde gerek Hakan Gerçek’in abartıya kaçmayan, Richard’ı sakince ama yoğun bir oyunculukla aktaran yorumunda ve tabii en çok da Kerem Kurdoğlu’nun yazdıklarında bu duygu çok net.
Hakan Gerçek’e 25. Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ödülü getiren oyun, güncel siyaset gündeminden TV ekranlarına sıçrayan aile, akraba kavgalarına pek çok yere çaktırmadan temas ediyor.
III. Richard: Niçin Yaptım Tiyatro Gerçek
Yazan: Kerem Kurdoğlu
Yöneten: Mehmet Birkiye
Oyuncu: Hakan Gerçek
Süre: 80 dakika
Ne zaman, nerede: 18 Aralık Pazartesi, 20.30’da Alan Kadıköy’de.
Bilet fiyatları: 280 TL.
Ermeni aydın, yazar, kadın hakları savunucusu Zabel Yesayan’ın hayatında bir gezinti. Aysel Yıldırım ve Duygu Dalyanoğlu tarafından kaleme alınmış oyunda ‘mücadele’nin Zabel’in zihninde daha küçücük bir çocukken filizlenen bir yaşam biçimi olduğunu görüyor, Zabel’in anıları onu Sovyetler’deki hücresinde ziyaret ettikçe bu inatçı ve cesur kadının hayatını öğreniyoruz. 8 Aralık Cuma, 20.30’da Sahne Pulchérie’de.
Çağdaş yazarlardan Şirin Gürbüz’ün kaleminden bir 12 Eylül öyküsü. İki kızkardeşin askeri darbe gölgesinde yaşadığı travmaları, çatışmaları ve aileleriyle ilişkilerini ele alan oyun Emre Koyuncuoğlu yönetiminde sahneleniyor. 8 Aralık Cuma, 20.30’da Müze Gazhane’de.
Aksel Bonfil’in yazıp yönettiği oyun travmalar ve ironi arasında salınan bir aile öyküsü. Genç oğul, kötü bir haberi paylaşmak üzere Datça’da bir çiftlik evinde kalan babasına gider, ona destek olmak üzere yanında gelen kız arkadaşıyla birlikte… Levent Can, Erdem Kaynarca ve Hande Doğandemir’in performanslarıyla dramatik ve aynı zamanda komik bir aile olma çabası… 8 Aralık Cuma, 20.30’da Baba Sahne’de.
22 Kasım 2024 - Festival bitti şimdi sezon zamanı
17 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Dünya başımıza çöküyor kurtaran yok mu!
14 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Gölgelerin gücü adına, ‘Macbeth’ uykuya yatırdı
10 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Haberler kötü olsa da haberciler iyi