Müze Gazhane'de açılan 'Cumhuriyet Tarihinin Müzikli Panoraması' sergisi bir zaman tüneline sokuyor sizi. Gramofonlar, kasetler, CD'ler... Dijital dönem öncesinin kültürünü ya da her değişimle şekillenen müziğin kültüre yansımasını anlatıyor!
Fikret Kızılok’un kendi parasıyla aldığı ilk gitar karşımızda. Mıh gibi çakılıp kalıyorsunuz! Dillere pelesenk olan kaç Kızılok şarkısı bu gitardan çıktı acaba diye düşünürken buluyor insan kendini. ‘Zaman Zaman’, ‘Yeter Ki’, ‘Oysa Ben’ gibi şarkılar geliyor akla ama belki de daha fazlası…
Kadıköy’de Müze Gazhane’de açılan ‘Cumhuriyet Tarihinin Müzikli Panoraması’ sergisinin en nadide parçalarından biri bu gitar ve düşündürdükleri, aklınıza gelen şarkılar ve dudaklarınızın ucuna gelen bir ıslık. Koca bir tarihin içindeyiz artık.
İşte o tarih içinde artık Derya Bengi ve Murat Meriç kılavuzluğunda yol almaya başlıyoruz. 20. yüzyıl müziğinin adeta müzik arkeologları onlar. Şimdiye kadar bulup çıkardıklarıyla hafızamızı nasıl şenlendirdilerse bu sergide de aynı şeyi yapıyorlar. Cumhuriyet ile hemhal olmuş bir zamana müziğin penceresinden baktırıyorlar.
Müzik, malum sürekli devinen bir dünya… Teknoloji değişir müziğe yansır, dönem değişir müziğe yansır, kültür değişir müziğe yansır. Bengi ve Meriç de işte değişimin izinde müziğin seyrine çıkarıyor bizleri.
Neler ve kimler yok ki sergide? Yaşı 50’lere gelmişler hatırlayacaktır eskiden kasetler el arabasında satılırdı. O günlerde birisi bu el arabasının bir sergi nesnesi olacağını söylese kimse inanmazdı. Ama serginin ana malzemelerinden biri de bir el arabası. İçindeki kasetlerle birlikte…
Ama o günlere gelene kadar ne değişimler yaşadı müzik dünyası. Zamanı başa sarıyor sergi ve anlatmaya başlıyor. Gramofonlar ve plakların yenilik diye sunulduğu zamanlardan alıyor anlatmaya. Sonra bir ritim tutturup kasetlere oradan CD’lere… Her teknolojik ürün tabii kendi kültürünü oluşturur dercesine sergi değişimin popüler kültüre, basına, gündelik hayata yansımasının peşine düşüyor.
Bu koca tarihin içinden geçenler için çok tanıdık ve kendinden bir sürü şey bulacağı, bu tarihin parçası olmayanların ise vay be nereden nereye diyeceği ayrıntılardan başınızı kaldıramayacağız bir sergi karşınızdaki.
Malum dijital zamanların hakimiyetindeyiz. Meemler, gifler, emojiler gırla… Her şeyin her an elimizin altında olduğuna inandırıldık. ‘Cumhuriyet Tarihinin Müzikli Panoraması’ başka bir dünyadan sesleniyor. Analog zamanlardan. Ki o analog zamanlar kendi kültürünü nasıl da emekle ince ince işlemiş her tarafı sergi bunu da gösteriyor.
📍Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler, Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi ikinci süreli sergisi. Türk resminin öncülerinden Şeker Ahmed Paşa’nın parlak sarı ayvaları, Selahattin Teoman’ın her biri kırmızının farklı tondaki meyveleri, Fikret Otyam’ın enginar çiçekleri, soyut çalışmalarıyla bilinen Zeki Faik İzer’in yeşil rengiyle dikkat çeken balıkları, Feyhaman Duran’ın her biri ağız sulandıran meyveleri, Şeref Akdik’in muntazam şekilde dizilmiş incirleri iştah açıcı halleriyle ziyaretçileri bekliyor. Tarladan sofraya uzanan serüveni aralarında Osman Hamdi, Abidin Dino, Selahattin Teoman’ın da bulunduğu 204 eserle anlatan sergi iştah açabilir, baştan uyaralım.
Mustafa Taviloğlu’nun 903 sanatçının 2400’ün üzerindeki eserlerinden oluşan koleksiyonu herkese açık! Tek bir müzeye sığmayan koleksiyon, bir süredir yedi farklı mekanda sergileniyor. Rotanızı Artİstanbul Feshane, Galeri Eyüpsultan, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul Sanat Müzesi, İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, Mecidiyeköy Likör Fabrikası ve Müze Gazhane’ye kırın Taviloğlu’nun zengin koleksiyonuna sızın deriz. Girişlerin ücretsiz olduğunu da hatırlatalım. Bir hatırlatma da sergiler 15 Aralık’ta sona erecekti. Gördüğü yoğun ilgi üzerine 15 Mart’a uzatıldı.
📍Sosyalizme Tercüme, Salt Galata: Yugoslavya’da Türkçe konuşan topluluğun az bilinen tarihini gündeme getiren ‘Sosyalizme Tercüme’ sergisi kapılarını açtı. Sergi, Kosova ve Makedonya odağında Yugoslavya’da Türkçe konuşan topluluğun az bilinen tarihini ele alıyor. Çok uluslu bir toplumsal bağlamda sosyalist ideolojinin, Yugoslavya’da Türk kimliğinin inşasına ve dönüşümüne etkisini irdeliyor. Sergi, 3 Şubat 2025 tarihlerinde Salt Galata’da görülebilir.
Ara Güler’in henüz 18 yaşındayken kaleme aldığı ‘İstanbul’da Sabah’ yazısından ilham alan ve şehrin geceden gündüze dönüşümünü gözler önüne seren İstanbul Uyanıyor sergisi kapılarını açtı. Ara Güler’in Beyoğlu Güler Apartmanı’ndaki karanlık odasında ürettiği baskılar, kendisine ait fotoğraf makineleri, agrandizör ve diğer karanlık oda ekipmanlarıyla birlikte arşivden efemeranın sergilendiği seçkisi Sultanahmet, Eminönü, Haliç, Galata, Taksim, Polonezköy, Paşabahçe, Ayvansaray ve Arnavutköy’e kadar uzanan İstanbul’a geniş bir bakış sunuyor. Sergideki fotoğrafların yarısı ise Ara Güler arşivinden ilk kez izleyici karşısına çıkıyor. Sergi, 4 Mayıs’a kadar Pazartesi günleri hariç Salı-Cumartesi 10.00-18.00, Pazar günleri ise 12.00-18.00 saatlerinde Yapı Kredi bomontiada’da ziyaretçilerini bekliyor.
📍Georg Baselitz: Son On Yıl / Sabancı Müzesi: İddialı bir başka sergiyle devam edelim. Sabancı Müzesi sezonu Alman ressam, heykeltıraş Georg Baselitz ile karşılayacak. Kendisi Alman sanatına büyük etkisi olan bir isim. 1960’larda figüratif, etkileyici resimleriyle tanınır hale gelen Baselitz 1980’den bu yana uluslararası sanat dünyasında önemli bir isim haline geldi. Sanatçının çalışmaları da doğrudan ülkesinden ilham alıyor. Almanya tarihine özgü çalışmalarında Nazi döneminden kalan sıkıntıları, yıkıntılar, asiler, çobanlar, ağaçlar ve savaş gazileriyle resimlerine taşıyan Baselitz’in son 10 yılda ürettiği eserler 2 Şubat’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde.
📍 Chiharu Shiota, Dünyalar Arasında, İstanbul Modern: Japon sanatçı Chiharu Shiota hafıza ve varoluş temalarını işlediği Dünyalar Arasında sergisiyle İstanbul Modern’de. Sanatçının hafızanın peşinde koştuğu ve kırmızı ipliklerle kurduğu dünya 20 Nisan 2025 tarihine kadar ziyarete açık. Daha fazla bilgi isteyenler buyursun.
Osmanlı’nın son döneminde İstanbul’da yaşamış fotoğrafçı Elisa Zonaro’nun hikayesi, Zeytinburnu Belediyesi Kazlıçeşme Sanat’ta açılan sergiyle gün yüzüne çıkıyor. Zonaro’nun objektifinden dönemin İstanbul’unu anlatan fotoğraflar 31 Ocak’a dek açık.
📍Tasarımcının Notu / Salt Beyoğlu: Türkiye’de grafik tasarımın gelişimi nasıldı, hangi yolları aştık merak edenleri Salt Beyoğlu’na alalım. Türkiye’de grafik tasarımın gelişimini kitap ve kültür yayıncılığı üzerinden ele alan ‘Tasarımcının Notu’ 11 Eylül’den itibaren Salt Beyoğlu’nda olacak. Yazar ve editör Eda Sezgin tarafından programlanan sergi, 2 Şubat 2025 tarihine kadar Salt Beyoğlu’nda. Biz de sergiyi ziyaret etmiştik.
📍Yeryüzü Halleri/Yapı Kredi Galeri: Yeryüzünde özenle, dikkatli ve nazikçe yaşamanın gerekliliğine inanan Yeryüzü Halleri ekolojiye dayanan eserler üreten, 11 güncel sanatçıyı bir araya getiriyor. İsmini Birhan Keskin’in insan dışı canlıları merkeze alarak yazdığı şiir kitabı ‘Yeryüzü Halleri’nden alan sergide resim, performans, fotoğraf, video, vitray, heykel ve yerleştirme gibi çeşitli disiplinlerden eserler izleyicilerle buluşuyor. Yeryüzü Halleri sergisi, 30 Mart’a kadar Yapı Kredi Galeri’de ziyarete açık.
Ressam Zeynep Güler Özgörüş’ün, günümüzün hızla akan dünyasında, yavaşlamaya ve anda kalmaya bir davet niteliğinde olan Acelen Ne? başlıklı sergisi, Gama Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor. 28 Aralık’a kadar Gama Gallery’de ziyaret edilebilecek sergi, hızın ve koşturmacanın dayatıldığı yaşamda nefes almanın ve anı fark etmenin değerini sorguluyor.
📍Solo Botter: Komet, Casa Botter: Kapsamlı bir restorasyon çalışması sonrası kapılarını ziyaretçilerine açan İstiklal Caddesi’ndeki Casa Botter, çağdaş Türk resminin büyük ismi Komet’in eserlerinden oluşan bir seçkiyi Solo Botter: Komet adlı sergide sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi 12 Ocak’a kadar ücretsiz gezilebilecek. Raimondo D’Aronco imzalı tarihi binada açılan serginin öne çıkan yönü sadece tablolardan değil o tabloları tamamlayan şiirlerle tamamlanması.
📍Hesaplar ve Tesadüfler: Dóra Maurer, Vera Molnár, Gizella Rákóczy – Macaristan Ulusal Bankası Koleksiyonu’ndan Algoritma Sanatı / Pera Müzesi : Pera Müzesi bilgisayarla sanat olur mu; hesap kitap sanatın içine girer mi diyen düşünenlerin fikrini değiştirmeye yönelik bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Bilgisayar sanatının üç öncü ismi Dóra Maurer, Vera Molnár ve Gizella Rákóczy’nin eserleri izleyicilerini bekliyor. 2024 Macar-Türk Kültür Yılı etkinlikleri kapsamındaki sergi üç öncü sanatçının algoritma ve soyutlama ile sanatlarına nasıl yön verdiklerine tanıklık etme fırsatı sunacak. 10Haber kültür sanat ekibinden İhsan Dindar sergiyi ziyaret etmişti.
📍Çölde olduğunu söylemenin anlamı yok / İMALAT-HANE:Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan İMALAT-HANE Burak Kabadayı’nın Çölde olduğunu söylemenin anlamı yok başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Deniz Kırkalı’nın üstlendiği sergi, yansıma ve serap gibi algı yanılmalarını ve bunları fark etmenin sınırlarını sorguluyor. Kabadayı’nın sergi için ürettiği üç yeni video çalışmasının yer aldığı sergi, 11 Ocak’a dek İMALAT-HANE’de görülebilir.
2.5B / YUNT: Murat Germen’in küratörlüğünü üstlendiği 2.5B başlıklı sergi, YUNT’ta. Geçen sene Sultanbeyli’de kapılarını açan YUNT bu kez Tanzer Arığ, Gökçen Ataman Tanyer, Nora Byrne, Gizem Çeşmeci, Nermin Er ve Semih Zeki’nin eserlerini bir araya getiriyor. Sergi, izleyicileri iki boyut ile üç boyutun ara noktasındaki bir temsil yöntemi olan iki buçuk boyut evrenini keşfetmeye davet ediyor. Bu keşif için bugün son gününüz.
📍Arkas Sanat Merkezi, Nejad Devrim & Mübin Orhon: İki İmge Yolcusu: İzmir’in önde gelen sanat merkezlerinden Arkas Sanat Merkezi, yeni sezona Türk resminin iki büyük ismini buluşturan sergiyle merhaba demişti. Yaşamlarının büyük bir bölümünü Paris’te sürdüren Nejad Devrim ve Mübin Orhon’un yapıtlarının yer aldığı sergi, Necmi Sönmez’in küratörlüğünde kapılarını ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Nejad Devrim & Mübin Orhon: İki İmge Yolcusu sergisi, iki ressamın ağırlıklı olarak Paris yıllarında yaptıkları çalışmalara ev sahipliği yapıyor. Sergi 18 Şubat’a kadar açık.