BluTV’nin yeni dizisi ‘Magarsus’tan haber var: Kurak Ailesi ile tanışma tarihimiz belli oldu
Escobar'ın en çok korktuğu insan Griselda'nın hikayesi başlı başına bir dizi artık. New Yorklular Hong Kong'a göç ederse nasıl bir gurbetçilik yaşar, 'Expats' anlatıyor. BluTV'de zamana takılı kalan bir ikili var karşımızda...
Dizinin ilk bölümünün açılış sahnesinde ekrana yansıyan Pablo Esconar’ın sözleri bize ne izlemek üzere olduğumuzu en güzel şekilde anlatıyor. Şöyle diyor Escobar: “Hayatım boyunca korktuğum tek erkek Griselda adında bir kadındı.”
Dizinin yapımcıları aynı zamanda Pablo Escobar’ın hayatını anlatan fenomen dizi ‘Narcos’un da yapımcıları. Aslında Griselda Blanco bir süre Escobar için çalışmış. Escobar’la arasında romantik bir ilişiki yaşandığına dair söylentiler bile var fakat yapımcılar Griselda’yı Escobar’dan ayrı tutup sadece onun hikayesini anlatmayı tercih etmişler, çok da iyi yapmışlar.
Başrol olan Griselda Blanco karakterine ‘Modern Family’nin Gloria’sı Sofia Vergara hayat veriyor. Komedi türünde kendisini çoktan kanıtlamış olan Vergara, bu rolüyle drama oyunculuğunun hakkını da ziyadesiyle verebildiğini gösteriyor. Griselda Blanco, Pablo Escobar gibi gerçek bir karakter. Gerçi dizi için gerçekler biraz eğilip bükülmüş, romantize edilmiş ve yaldızlanmış ama izleyici kendisini diziye kaptırdıktan sonra bu durum onu pek de rahatsız etmiyor, bunu dizinin reytinglerinden de anlayabiliyoruz.
Griselda Blanco Kolombiyalı bir uyuşturucu kaçakçısı. Blanco, Kolombiya’dan Miami, New York ve Kaliforniya’ya uzanan hattın uyuşturucu ticareti tarihinde önemli bir rol üstlenmiş.
1970’lerin ortalarında Blanco ve ikinci eşi Alberto Bravo Queens, New York’ta uyuşturucu ticaretini sürdürürlerken Griselda kocasını öldürüp üç çocuğu ile birlikte Miami’ye taşınıyor ve burada kendi kartelini kuruyor. Dizi hem Griselda ve onun için çalışan kadınlar hem de onların peşindeki kadın dedektif üzerinden 80’li yıllardaki cinsiyet eşitsizliğine ve erkek egemen bir toplumda kadın olmanın zorluklarına da değiniyor.
Griselda’nın çocuk oyuncuları dahil tüm oyunculukları standart üstü. Dizi ilk bölümden itibaren sizi içine alıyor ve asla düşmeyen temposu, renkli karakterleri, heyecan dolu hikayesi ile son bölüme kadar sürükleyip götürüyor. Ekranın önünden kalkamayacağınız, bir nefeste izlenecek bir dizi istiyorsanız eğer Griselda’yı kaçırmayın.
* ‘Narcos’, ‘Ozark’ ve ‘Breaking Bad’ gibi dizileri sevdiyseniz eğer ‘Griselda’yı beğenebilirsiniz.
Online İngilizce-Türkçe sözlüğü Tureng expat kelimesini Türkçeye gurbetçi olarak çevirmiş. Yabancı bir ülkede yaşayan kişileri anlatan bu sözcüğe karşılık gurbetçi kadar yakışan, yerli yerine oturan başka bir sözcük var mıdır bilemiyorum. ‘Expats’ dizisi New York’ta peyzaj mimari olarak çalışan Margaret’ın (Nicole Kidman) kocasının işi dolayısıyla ailesiyle beraber Hong Kong’a taşınması ve burada yaşadığı korkunç trajedi etrafında şekilleniyor.
Expat kelimesinin karşılığı olarak gurbetçiyi seçtik ama Hong Kong’daki gurbetçiler bizim Almancılara hiç benzemiyorlar. ‘Expats’ta iş dünyasının en tepesine gelmiş en zengin ve en güçlü gurbetçileri izliyoruz. Zaten yaşadıkları ultra lüks rezidansın adı da Peak yani zirve. Dizi bu zirvede yaşayan zenginlerle onlar için çalışanların hayatı üzerinden bir sosyal sınıf incelemesine girişip kapitalizm eleştirisi de yapıyor fakat ‘Expats’ın ana derdi yas, acı ve pişmanlık.
Kadın yazar Janice Y.K. Lee’nin tüm dünyada çok satan 2016 tarihli romanı ‘The Expatriates’den uyarlanan ‘Expats’ın senaristi ve yönetmeni de yine kadın, ‘Elvada / The Farewel’ filminden hatırlayacağınız Lulu Wang. Ayrıca, üç ana rol oyuncusunun da kadın olduğunu göz önünde bulundurursak eğer dizinin kadın gözüyle anlatılmış bir kadın draması olduğunu söyleyebiliriz.
‘Expats’, 2014 yılında Hong Kong’da yaşayan ve hayatları iç içe geçmiş üç kadının, Margaret, Hillary (Sarayu Blue) ve Mercy’nin (Ji-young Yoo) hayatına odaklanıyor. Son zamanlarda sürekli olarak zengin ve mutsuz kadın olarak izlediğimiz Nicole Kidman yine zengin ve yine mutsuz, bu sefer çok da haklı bir sebebi var. Margaret’ın Peak rezidansında yaşarken tanıştığı ve arkadaş olduğu komşusu Hillary de kendisi gibi zengin ve mutsuz. Hillary’nin derdiyse bitmek üzere olan evliliğini kurtarma çabaları. İyi bir eğitimi olmasına rağmen garsonluk yaparak geçinen Mercy’nin ruh sancıları ise büyük bir pişmanlıkla yaşamaya çalışmasından kaynaklanıyor.
Çok yavaş gelişen, ağır anlatımlı bir drama olan ‘Expats’, zenginliğin insanları mutsuzluktan muaf kılmadığını, nihayetinde yaşamımızın yaptığımız seçimlerlerden ve onların sonuçlarından oluştuğunu anlatıyor. Diziyi Amazon Prime’da izleyebilirsiniz.
* ‘The Lost Flowers of Alice Hart’, ‘Big Little Lies’, ‘Tiny Beautiful Things’ gibi dizileri sevdiyseniz eğer ‘Expats’ı beğenebilirsiniz.
Hayatta en sevdiğim filmlerden birisi ‘Bugün Asla Dündü / Groundhog Day’dir. Hiç durmadan aynı günü yaşayan huysuz Phil Connors’ın sonsuzlukla başa çıkma yöntemlerini sanırım sonsuza dek izleyebilirim. Aslında zamanda döngüsünde takılı kalmayı anlatan her şey ilgimi çeker. Netflix’in Natasha Lyonne’li ‘Russian Doll’ dizisini de defalarca izledim. Yine aynı konuyu anlatan “Happy Death Day” film serilerini de gösterime girdiği gün izlemiştim.
Dolayısıyla zaman döngüsüne takılıp kalan bir ikiliyi anlatan ‘Yarın Yokmuş Gibi / Palm Springs’ filminin BluTv’ye eklendiğini görünce çok sevindim. Bu kez aynı günü hiç durmadan yaşayan tek bir kişi değil, bir düğün için bir araya gelen gelinin ablası Sarah (Christin Milioti) ve gelinin en yakın kız arkadaşının sevgilisi Nyles (Andy Samberg) birlikte zaman döngüsünde takılı kalıyorlar. Defalarca işlenmiş bir konu olmasına rağmen film konuya taze bir bakış açısı getiriyor. Başrol oyuncularının birbirini tutan kimyası da bu romantik komedinin çok keyifli bir seyirlik olmasına katkıda bulunuyor. Eğlenceli ve iyi işlenmiş bir romantik komedi izlemek isterseniz eğer BluTv’deki ‘Yarın Yokmuş Gibi’yi kaçırmayın.