Arafta Düet: Hesaplaşma
10 filmlik vizyon haftası adeta korku ve gerilim filmlerine teslim olmuş durumda. 'Tarikat', köpek balıklarını düşmanlaştıran 'Yem', 'Acımasız' öne çıkan yapımlar. Ama sinema sevgisini önceleyenler için tavsiyemiz 'Şafak Sökerken'.
‘Aç Kalpler / Hungry Hearts’ filminin üzerinden 10 yıl geçti belki hatırlayan olabilir. İşte bu filmin yönetmeni İtalyan Saverio Costanzo’nun son filmi ‘Şafak Sökerken’. Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan, şubat ayında da İtalya’da gösterime giren yapım biraz gecikmeli olarak nihayet Türkiye’ye geldi.
Sinemanın sinemaya baktığı filmlerden ‘Şafak Sökerken’. İtalya’nın 1950’li ve 60’lı yıllarda en önemli film mekanlarından Cinecittà Stüdyoları’nı mesken tutuyor. Karşımızda nişanlanmak üzere olan Napolili genç bir kadın, Mimosa var. Roma’da Cinecittà Stüdyoları’nda çekilecek bir film için seçmelere çağrılıyor ve serüven başlıyor. Ama bu serüven Mimosa’nın hayatını değiştirecek türden bir macera…
Lily James, Willem Dafoe ve Joe Keery’nin rol aldığı film, 50’li 60’lı yılların özellikle İtalyan sinemasını ya da sinemanın insan hayatını değiştirme öykülerini sevenler için iyi bir seçenek.
Ah be Spielberg sen ne yaptın ‘Jaws’la… Köpek balıklarını nasıl da korku figürü haline getirdin. ‘Jaws’ sonrası, bir film denizde geçiyorsa ve bir gerilim yaratılıcaksa saldırsın köpek balığı olsun bitsin. Yönetmenler bu huylarından vazgeçmiyor. Zavallı köpek balıkları da potansiyel katil olarak sularda süzülüyor!
Hayley Easton Street’in yönettiği ‘Yem’ de bu kafada bir film. Bu sefer Karayip Adaları’na giden bir grup gencin yaşadıklarını izliyoruz. En mutlu anlarında tabii ki köpek balığı saldıracaktır. Sonrasını tahmin etmek güç değil! İlgilisi için fragman yukarıda…
Kamera arkasında Ridley Scott’ın kızı Jordan Scott var, film İngiliz yazar Nicholas Hogg’un 2015’te yayımlanan ‘Tokyo’ romanından uyarlama, başrolde Eric Bana, Sadie Sink oynuyor… Yani ‘Tarikat’ın cazibesi güçlü…
Kitabın adı ‘Tokyo’ olsa da film Berlin’i mesken tutuyor. Eşinden yeni ayrılmış Ben Monroe (Eric Bana) Berlin’deki toplu intihar vakasını araştırmak için şehre gelir. 16 yaşındaki kızı da yolunu bu şehre düşürür ama Ben işine o kadar yoğunlaşmıştır ki, metroda tanıştığı bir gencin kızını bir tarikatın içine çektiğini fark edemez. Ama bir baba kızından asla vazgeçmez. Ben Monroe da kızını tarikatın elinden kurtarmak için çabalayacaktır. ‘Tarikat’ iddialı ama iddiasını pek karşılayamayan bir yapım. Polisiye gibi duruyor ama mistik aksiyona göz kırpıyor ve türünü pek bulamıyor. Lakin inanç sömürüsünün evrenselliğine dikkat çekmesi açısından ilginç bir yapım.
Dermot Mulroney’i ‘En İyi Arkadaşım Evleniyor’, ‘Kiralık Sevgili’ gibi romantik filmlerden hatırlarsınız. Lakin ‘Acımasız’da o romantik kişiliğini bir kenara bırakıyor ve genç kızları kaçırıp satan uluslararası bir suç organizasyonunun karşısına dikiliyor. O tek başına ve karşısında da vicdanını yitirmiş bir çete. Ama Dermot Mulroney vurdu mu deviriyor. Art Camacho’nun yönettiği film, B sınıfı aksiyon ve intikam filmlerinin izinden giden bir yapım. Ama intikam alma duygusu birinci sınıf! Dermot Mulroney sanki hepimiz için dövüyor o vicdansız çete üyelerini.
Yönetmen William Brent Bell korku gerilim filmlerine hakimiyetiyle bilinen bir sinemacı. ‘Son Ayin’de de bu hakimiyetini ziyadesiyle gösteriyor. Bir kayıp çocuk vakası gibi başlayan film mistikleşiyor ve bir yerel tarikatın kurban verme hikayesine dönüşüyor. Tabii ki kaybolan çocuğun annesinin evladından vazgeçmeye de hiç niyeti yok.
BUNLAR DA VAR!
5 Kasım 2024 - Trump mı kazanacak yoksa Harris mi? Sinemacılar sonuçları açıklıyor!
4 Kasım 2024 - ‘Yandaki Oda’ Oscar’da karşınıza çıkarsa şaşırmayın!
1 Kasım 2024 - Beyazperdede altına hücum!
29 Ekim 2024 - Cumhuriyet bu: Çobanlığa mahkum edilen çocuklara bilim insanı olma fırsatı verdi