Halkbank ve Fenerbahçe üzdü, Arkas sevindirdi
Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa ettiğini açıklayan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç takımını ligden çekmek için olağanüstü kongre topluyor. Kongre çekilmeye karar verirse Fenerbahçe alt lige düşecek ayrıca Avrupa'da büyük yıkım yaşanacak.
Trabzonspor maçından sonra futbolcuları saldırıya uğrayan Fenerbahçe’den Türkiye Futbol Federasyonu ve siyasete çok sert tavır geldi. Akşam saatlerinde internet sitesinden yönetim kurulunun futbol A takımının Süper Lig’den çekilmesi dahil alınacak aksiyonların değerlendirmek için 2 Nisan’da genel kurulu toplama kararı aldığı duyuruldu. Eğer çoğunluk sağlanamazsa genel kurul 9 Nisan’da yapılacak (Açıklamanın tam metni linkte). Ardından Fenerbahçe Başkanı Ali Koç kulüp televizyonuna çıkarak açıklamalarda bulundu. Koç özetle şöyle konuştu…
Kin ve nefret hiçbir zaman bu kadar yükselmedi: Yaşananlar Türk sporu için utançtır. Fenerbahçe ve Trabzonspor’un arasında bir problem yok. Bu iki kulübü kafa kafaya getirmeye, şiddet ve nefret tohumu ekmeye 13-14 yıldır çok emek verenler var. İki takım arasında tansiyon ne kadar yüksek olursa olsun hiçbir zaman bu kadar kin ve nefret tohumları ekilmedi. Kardeşi kardeşi kırdıran 3 Temmuz’un sebebi olan terör örgütü iki kulübü getirmek istediği çatışma seviyesini belki de başka bir evreye ulaştırdı. 2014’te yaşanan kurşunlama olayı da bunların ürünüdür. Bu sadece iki camiaya değil tüm ülkeye zarar veren konulardır.
Maçtan sonra futbol konuşuyorsak yanlış yerdeyiz: Trabzonspor’la yönetimsel bir sorun yokken sahada futbolcuların yaşananlara rağmen iyi niyetle mücadelesini sürdürdüğü ortamda bunların yaşanması akıl tutulmasıdır. Hem kendimize hem Trabzonspor’a, hem Türk futboluna geçmiş olsun diyoruz. Üzülerek öğrendim ki Trabzon tarafında yaşanan gerginlikleri Fenerbahçeli futbolculara bağlayacakları duyumları alıyoruz. İnşallah böyle bir yanlış içine girmezler. İnanıyorum ki onlar da üzgün. Hiçbir yönetim bunların yaşanmasını arzu etmez. Trabzon’da yönetimler üzerinde bayağı baskı var. Onlar bu işi nasıl ele alacak göreceğiz. Maçtan sonra futbol konuşuyorsak yanlış yerdeyiz.
Mağdur Fenerbahçeli futbolcular: Dün gecenin mağduru Fenerbahçe’dir. Linçten, saldırıdan kendini koruyan Fenerbahçeli sporculardır, aileleridir, bir avuç güvenlik görevlisidir. Allah onlardan razı olsun. Buna ek olarak Trabzon’daki turuncu yelekli güvenlik görevlileri de çok büyük çaba sarf etti. En büyük mağdur ise Fenerbahçe taraftarı oldu.
Yapılanlar tamamıyla organizeydi: Futbol üstünden topluma bir şey mi yapılıyor bilmiyorum. Yapılanlar tamamıyla organizeydi. Bir futbolcu linç edilseydi ne diyecektik? Birine bir şey olsaydı ne olacaktı? Şiddetin her türlüsünü normalleştirmeye çalışan bir ülke haline geldik. Yazıklar olsun ya! İsmail Hoca’nın başına buz tutması tahrik edici diye köşe yazısı yazanlar var.
Hakem çekinmiş olabilir: Rakibimizin siyasi gücü malum, çekinmiş olabilirler. Meşale geliyor sahaya. Hakem görüyor, maçı devam ettiriyor ve faul veriyor. Peşinden gol oluyor. Ya 3-2 olsaydı ne olacaktı? Bir şampiyonluğumuz daha zorbalıkla elimizden mi alınacaktı? Belki yaşadığı travmadan dolayı psikolojisi yeterli değildi diyenler var ama şunu söyleyeyim; ülkemizin içinde bulunduğu durumda hiçbir hakem o maçı iptal edemezdi (Editörün notu: Halil Umut Meler Ankaragücü- Rizespor maçından sonra saldırıya uğramıştı). TFF’nin müdahale edip bu maç devam edemez demesi gerekirdi.
En büyük sorumlu federasyon: Maç başladı, aşama aşama olaylar büyüdü. Hakemin hiçbir şey yapmaması, yaptırım uygulamaması tribünleri cesaretlendirdi. Tribünler de netice almaya başladı. Bu maçın devam etmesi olacak iş değil. UEFA’da yapsa lisansı iptal ettirilir. Denizli’deki maçta da iptal edilmeliydi. Su savaşları dediğimiz Sami Yen’deki maçta da edilmeliydi. Trabzonspor maçında da edilmeliydi. Ülkemizin içinde bulunduğu futbol ortamında değil Halil Umut Meler, kim olursa olsun iptal edemezdi maçı. Rakibimizin gücünü biliyorsunuz, siyasi ve bürokrasi gücünü. Çekinmiş olabilirler ama bu maçın iptal edilmemesinde en büyük sorumlu federasyondur.
Stadyumda polis yoktu: Stadyumda polis yoktu. Stadyuma girerken arama yoktu. Benim stadımda hiç meşale yok çünkü arama sorumluluğunu gösteriyorum, yurt dışında bu sorumluluk gösterilmiyorsa neden suçlu benim? Bunu geçen hafta UEFA Başkanı’na konuşurken söylemiştim.
Kulüpler Birliği Vakfı’ndan istifa ettim: 2 Nisan’da olağanüstü genel kurula gidiyoruz. Kendi bağımızı kendimiz kesmemiz lazım çünkü bu olaylar devam edecek. Cumhurbaşkanı’nın müdahil olmasıyla birlikte bakanlarımız da müdahil oldu ve bizi güvende hissettirdiler. Ancak yerel otoritelerin bunu sağlaması gerekirdi bu seviyede müdahale yapılmadan. Kulüpler Birliği Vakfı’ndan istifa ettim.
Gerekirse bir alt lige düşmeyi kabul edeceğiz: Biz kendi ülkemizde bu muameleyi görmeyi kabul etmeyeceğiz. Gerekirse bir alt lige düşmeyi kabul edeceğiz. Herkes aklını başına alsın. Bu kadarı yeter! Siz bize bu ülkenin dışlanmış kulübü gibi muamele yaparsanız eğer, bunu devlet için de TFF için de medya için de söylüyorum, biz kendi geleceğimizi kendimiz belirlemek zorunda kalırız.
İnsan biraz utanır, Riyad krizi gibi olacak: Fenerbahçeliler tahrik etti denmeye çalışılıyor. İnsan biraz utanır ya. Bu işin nereye gideceğini ben biliyorum. Riyad krizinden farkı olmayacak. Fenerbahçe’ye bu muameleyi yapmak isteyenler işi nereden nereye getirdiklerini düşünsünler.
Bu ligde Fenerbahçe’ye yer yok: ‘Üçüncü golden önce faul vardı’ tartışmaları yapılıyor. Hakem kuralları doğru uygulasa 3-0 hükmen galip gelecektik. Bütün maç boyunca taciz edeceksiniz, kalecimiz yerdeyken boynu kanayacak. Biz bu çocukların psikolojisini nasıl toplayacağız? 2014’te toplayamadık. Bu ligde Fenerbahçe’ye yer yok. Biz dürüstçe mücadele vermeye çalışıyoruz.
Ne ceza verecekseniz verin: Futbolculara ceza olayı diyorlar… Josef de Souza olayıyla karşılaştırıyorlar. Ne ceza verecekseniz verin! 3 Temmuz’u başlatan örgüt iki kulübü birbirine çarptırmak için tavan yaptı belki de emellerine ulaşmak amacıyla.
TFF’ye müsaade edenler aynaya baksın: Herkes aklını başına alsın. Linç tehlikesine rağmen oyunu oynatanlar aynaya baksın. TFF’ye müsaade edenler de aynaya baksın. Biz genel kurulda Fenerbahçe’nin nereye gideceğine karar vereceğiz. Bu iş böyle gitmeyecek.
Gerekiyorsa alt lige ineceğiz: Camiamızın aklıselimle davranmasını özellikle rica ediyorum. Biz kendi ülkemizde bu muameleyi görmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz artık gerekiyorsa bir alt lige ineceğiz. Bu kararı alınca bir alt lige düşmek söz konusu. 2 Nisan’da yeterli çoğunluk sağlanmaması halinde 9 Nisan’da olağanüstü genel kurul yapacağız. Kulüp üyelerinin ilk tarihteki toplantıda yeterli çoğunluğu sağlaması gerekiyor.
Alt lige gidersek başkanlığı bırakmıyorum: ‘Üç ay sonra gidiyorsun’ diyen olabilir. Bu kararı alırsak bırakmıyorum. Ligden çekilirsek alt ligde şampiyon yapana kadar takımın başında olurum, şampiyon olunca bırakırım.
Gerçek anlamda yeter diyoruz: Fenerbahçe’nin geleceğini kurtarmak zorundayız. Her gün ölmektense bir gün öleceğiz ama geleceğimizi kurtarmak zorundayız. Bir sene oynar çıkarız biz, ama herkes aklını başına alır artık. Biz gerçek anlamda yeter diyoruz o yeterlerden değil. Kendi geleceğimizi kendimiz belli etmek zorundayız. Bu şantaj, tehdit falan değil.
Fenerbahçe yönetimi eğer genel kuruldan yetki alırsa ligden çekilme talebini TFF’ye iletecek. TFF Yönetim Kurulu’nun talebi reddetmesi büyük bir olasılık. Bu durumda Fenerbahçe maçlara çıkmama kararı alabilir. Futbol Disiplin Talimatı (FDT) 46. maddesine göre TFF tarafından düzenlenen liglere katılmayan kulübe bir alt lige düşürme yaptırımı uygulanıyor. FDT 24. maddeye göre Fenerbahçe bir Süper Lig müsabakasına çıkmazsa ilk ihlalde hükmen yenik sayılıyor ve kulübün üç puanı siliniyor. İhlal ikinci kez gerçekleşirse futbol takımı hükmen mağlup kabul ediliyor ve bir alt lige düşürülüyor. Sezonun geri kalanında bu kulüp ile maçı olan tüm kulüpler maçta hükmen galip sayılıyor.
Bir alt lige düşmesi halinde Fenerbahçe çok ağır mali ve hukuki sonuçlarla karşı karşıya kalacak. Kulübün ana gelir kaynaklarından olan yayın ve sponsorluk gelirleri çok büyük zarar görecek. UEFA müsabakalarından elde edilecek katılım ve başarı ödüllerinden mahrum kalınacak. Sözleşmelerinde takım ‘küme düşerse serbest kalır’ maddesi bulunan futbolcular bonservis geliri kazandırmadan Fenerbahçe’den ayrılabilecek. Futbolcuların maaşlarının ödenmemesi durumunda FIFA’ya gidip serbest kalma olasılığı da bulunuyor.
Fenerbahçe’nin bir alt lige gitmesi durumunda Türk futbolunda da büyük kriz yaşanması söz konusu. Yeni üç yıllık anlaşmaya imza atan yayıncı kuruluş beIN Sports’un sözleşmeyi fesh etme olasılığı var. Ayrıca rekabetin azalması nedeniyle kulüplerin büyük gelir kaybına uğraması söz konusu. Türk futbolu böyle bir durumda uluslararası arenada büyük prestij kaybına uğrayacak. UEFA’nın da siyasi müdahale nedeniyle Türk futboluna müdahale etme olasılığı bulunuyor.
UEFA Konferans Ligi’nin kural kitapçığının 28. maddesinin 3. fıkrası şöyle: Bir kulüp grup aşamasındaki maçlarını tamamlamadan diskalifiye edilirse veya herhangi bir nedenle müsabakadan çekilirse tüm maçlarının sonuçları geçersiz sayılır ve kazandığı puanlar silinir (Talimatın orjinali linkte). Eğer Fenerbahçe Konferans Ligi’nde de oynamazsa bu sene topladığı ülke puanları silinecek. Türkiye bu durumda ülke sıralamasında 13. sıraya düşecek. Şu an dokuzuncu sırada. Bu da şampiyon takımın 2025-2026 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılım hakkı kazandığı anlamına geliyor. Türkiye’ye en çok puan kazandıran takım olan Fenerbahçe’nin puanlarının silinmesi durumunda Türkiye şampiyonu uzun süre eleme maçı oynayarak Şampiyonlar Ligi’ne katılım hakkı kazanmaya çalışacak.