Yayın ekranında bir yanda kura bir yanda derbi
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç yaptığı basın toplantısında TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi hakkında ağır açıklamalarda bulundu. Koç imza toplama süreci hakkında bilgi verirken Büyükekşi'yi yalanladı.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türk futbol gündemini ağır sözlerle değerlendirdi. Son günlerde gündemi fazlasıyla meşgul TFF Başkanlık seçimi tarihiyle alakalı polemiklere değinen Koç, tarihin imza toplama sürecinde yaşananları anlattı. Koç’un saat 15.00’te başlayan basın toplantısını TRT Spor, A Spor, BeIn Sports yayınlamadı. Koç basın toplantısı esnasında “TRT Spor, A Spor ve beIN Sports konuşmalarımızı yayınlamıyormuş. Çok şükür ki dijital var.” dedi.
Siyasete değinmek zorundayım: Olağanüstü bir kişiyle muhatap oluyoruz. Milyonların maç skorlarına, hafta sonu skorlarına bütün haftasını etkilediği futbol sektörünün nasıl son derece ilginç, garip, kindar, son derece kolay günü anı kurtarmak için yalan söyleyen bir insanın elinde olduğunu anlatmaya çalışacağım. Biz artık bıktık devamlı kendimizi müdafaa etmekten. Riyad’da ihaleyi bize çıkardılar. Yine aynı şeyi yapıyorlar. En son sert cevabı mecburen, istemeyerek, üzülerek vermek zorundayım. Onlar siyaseti karıştırdıkları için siyasete değinmek zorundayım.
En güvenilmez kurum TFF: 18 Temmuz ortada yokken imza toplama süreci başladı. Zaman kazanmak için 18 Temmuz tarihi verildi. Bu tarih ile bazı kulüpler yanlarına çekildi. Ben aday olmayacağım, beni de rencide etmeyin, Avrupa Şampiyonası’na gideyim, aday olmayıp bırakacağım dediği için bazı kulüpler inandı. Bazı kulüpler de neyin ne olduğunu bilmelerine rağmen rekabette kendilerine avantaj sağlayabilmek için nasıl zikzak çizdiklerini anlatmaya çalışacağım. Bu sezon, hiçbir sezonda olmadığı kadar kaotik bir ortam var. Pek çok kriz, skandal oldu. Riyad, hakem tokatlanma olayı, bir takım sahadan çekildi, Süper Kupa, sızan görüntüler, hakemlerin ifadeleri, beklentiyle bilmemneyle karar verenler… Bir sürü şey oldu üst üste. Kendisi hakem dışında sıkıntımız yok diyor ama krizleri yönetemedi. Kriz yönetimi olağanüstü kötü. Yalpalaya yalpalaya gereken cesareti ve iradeyi gösteremediği için kulüpler arasında sıkıntı oluştu. Bugün Türk futbolunda büyük bir güven bunalımı var. Türkiye’deki en güvenilmez kurum Türkiye Futbol Federasyonu, en güvenilmez sektör futbol.
Galatasaray’la garip bir ilişkisi var: TFF Başkanı ile Galatasaray arasında garip bir ilişki var. Hakemlik müessesi yerlebir edildi. Sayın Başkan, aslında hem başkan hem MHK başkanı olarak hareket etmeyi seçti. Niyeti olan çok sıkıntılı müesseseyi düzeltmekti, daha sıkıntılı hale getirdi. Hakemlik yapboz tahtasına döndü. 21 ayda hakemlik müessesinde ne kadar çok format denenip vazgeçildi. Kişilere ve kurumlara özel düzenlemelere gidildi. TFF statüsü madde 3, tarafsız davranmak ve ayrımcılık yapmamak diyor. Bize göre tamamen ters bir yönetim anlayışı var. Bunu anlamamız zaman aldı. Kindar bir başkan var. Sayın Ahmet Nur Çebi ile ilgili girdiği polemikte olayı kişiselleştirdi. Birçok kez arayı bulmaya çalıştım, olmadı. Beşiktaş’a gösterdiği muamele… Amirimiz TFF. Seviyorum sevmiyorumla futbolu yönetemez. Standart içinde muamele göstermesi lazım. Beşiktaş olayında gördük ki kindar biri. Galatasaray ile arasında garip bir ilişki var. Kendilerine söylüyorum. Galatasaray Başkanı ve TFF Başkanı’na ‘Sizin kavganız kayıkçı kavgası’ diyorum.
İbanoğlu’na açıklama yayınlatıyorlar: Sayın Ahmet İbanoğlu’na şahsıma dava açması için telkinde bulundu ve izin verdi. Fenerbahçe – Karagümrük maçından sonra çarpıcı bir olay oldu. Bir pazar günüydü. Fenerbahçe lehine, Karagümrük aleyhine net bir hakem hatası oldu. Malum camia da biliyorsunuz bu işleri çok iyi kullanıyor, yaygara kopardı, benzer şeyler kendi maçlarında olmasına rağmen. 27 Kasım Pazar günü sayın başkan TFF’ye hışımla, sinirle federasyona giriyor. Girişte ‘Beni camiamla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar’ diyorlar şiddetle. Birçok insanın önünde bir açıklama yazdırıyor Sayın Medine hanıma. Başkanın ağzından. İbanoğlu’na okeyletip açıklamayı yayınlıyorlar. Hangi futbol takımının şampiyonluk adayı olur, Avrupa adayı olur, düşme düşmeme yarışında olur, hangi takıma yapılan bir hakem hatasından sonra MHK başkanı açıklama yapmıştır. Soruyorum Beşiktaş, Trabzonspor, Galatasaray, başka kulüp hatırlıyor musunuz? Teşkilat üstündeki etkiyi düşünebiliyor musunuz? Bir TFF başkanı, eşit rekabet sağlaması gereken adam öfkeyle bağırıyor, ‘Camiamla karşı karşıya getireceksiniz’ diyor. Başkan diyorlar ‘3-4 maç ceza veririz’ diyorlar. MHK Başkanı’na ‘omurgasız’ derken bunu kastetmiştim, yazıyı yazdırıyor, ‘Tamam mı Ahmet’ diyor, imzasını attırıyor.
Böl parçala ve yönet taktiği…: Kesinlikle aday olmayacağım demişti, şimdi mayısta bakacağız diyor. Bunun ne taktikleri olduğunu biliyorsunuz. Talihsiz olaydan önce TFF’deydik. 6-7 yönetici vardı. Devre arasında MHK’yi değiştireceğini, hakemlerin yüzde 40’ını değiştireceğini, talimat değiştireceğini anlattı. Bir yumruk olayı oldu. Bizim başkan 180 derece değişti. Riyad olayı malumunuz. Bir sürü başkan bana şike teklif edildi dedi. Onları soruşturdu mu, soruşturmadı mı? Bahis iddiaları diz boyu. Trabzonspor – Fenerbahçe maçından sonra etki altında kaldı. Fenerbahçeli futbolculara ağır cezalar verdirmek için raporlar değişti ama yapamadı, cesaret edemedi. Bizim futbolculara 4’er 5’er maç ceza verilecekti. Böl parçala ve yönet yönetim anlayışıyla kulüpler arasına nifak tohumu ekti. İmza sürecinde de görüyorsunuz, Kulüpler Birliği’ni bölmeye çalışıyor. Kulüpler dik durursa bölemez ama bazı kulüpler zikzak çizdiği için başarılı oldu.
Ankara’ya şikayet edildik: Riyad’da kendi başarısızlığını örtbas edebilmek için bizleri Ankara’ya şikayet etti. Riyad’da tuttu ya, sayın Cumhurbaşkanımıza kadar kandırdılar. O tuttuğu için bugün de aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Riyad’da kendi beceriksizliğini üstünü kapatmak için Ankara’ya bizi şikayet etmişti. Bugün de koltuğunu korumak için aynı sürece girdi…
25 günü Dursun Özbek sayesinde cebine koydu: Başta Galatasaray ve Trabzonspor da dahil buna, imza vereceklerini söylüyorlar. Pazartesi lafı geçiyor, pazartesi geç diyenler de var. 5 Nisan’da dört takım daha sürece dahil oluyor, bunlardan biri Fenerbahçe. Süper Kupa’yla ilgili TFF’den bize zehir zemberek bir yazı geldi. Biz de ‘Yeter’ dedik ve katıldık. Sonrasında Beşiktaş da katıldı. Beşiktaş da suçlanıyor ya. Bu işin farkına varan Büyükekşi, dayanamayacağını anlayıp Şanlıurfa’da zaman kazanmak için bir açıklama yaptı. Hala yönetim kurulu kararı var mı yok mu bilmiyoruz. Bu açıklama gelince, orada da Dursun Özbek ile istişare yapıyorlar. Derhal seçime gidelim diyen Dursun Özbek ne olacak 15-20 günden noktasına geliyor. İmza vereceğinden üçü, 18 Temmuz hedefimize ulaştık, imzaya gerek yok diyorlar. 18 Temmuz’da yeni bir TFF seçileceğini düşünerek bunu söylüyorlar. Şimdi de öz güven tavan yapmış, 60 günden önce yapılamaz seçim diyor. 25 günü Dursun Özbek sayesinde cebe koydu ya, o zaman 18 Temmuz’da yaparız diyor. Yönetim kurulu kararıyla bunu haziran başına getirebilir.
Asıl azınlık sizsiniz: 1 Mayıs’ta bir açıklama yapmış, olacak iş değil. Skandal bir açıklama. Bu açıklamaya ve hafta içinde yaptığı açıklamalara göre Türk futbolunda ortam toz pembe. ‘2 yılda bir tane yanlış işimi söyleyin dedim, söyleyemediler’ diyor. Nasıl oluyor da bu iş Fenerbahçeli Ali Koç’un üstüne yapışıyor? İmza sürecini anlattım. Biz ne işin başındayız, ne lideriyiz. Kulüp başkanları ‘Sen olmasan çoktan yollamışlardı’ diyorlar. Biz nasıl bu işin bayraktarlığını yaptığımızı anlayamadık. Biz imzamızı verdik. Biz bunlar yüzünden Süper Kupamızı çöpe attık, sahaya çıkmadık. Türkiye Kupası’na da çıkmayacağız. Bizim imza vermememiz riyakarlık olur. Azınlık, çoğunluğa tahakküm edemez diyor. Biz azınlığız, 3-5 kulüp diyor ve aşağılıyor. Belgeleri ben toplamıyorum, ben Ecmel başkana inanırım. 136 tane noter tasdikli ihtarname var. Burada 10 küsür Süper Lig kulübü var, onlarca alt lig ekibi var. Tüm siyasi desteğe rağmen, size verilen omza rağmen, başka adayların önü kesilip sizin tek aday yapılmanıza rağmen bu kadar az oy aldınız.
İki telefonunda da bylock çıkan adam…: Sayın başkan kaç tane kulüp var biliyor musunuz size arkanızdan sövüp, mecburen başkan olarak sizi tanıyor. Söz konusu milli değerler ise bize laf edecek en son kişi sizsiniz! İki telefonunda da bylock çıkan adam bize vatan millet dersi veremez! Bu ülkeyi de anlamıyorum artık! Bu örgütün kenarından köşesinden geçenlerin futbolun içinde yer almaması lazım. Adam mı kalmadı bu ülkede? Bu FETÖ unsuru hala futbolun içerisinde. Daha fazla o günlere dönme adımları atılmaktadır.
Belediyeler, imza veren kulüplere baskı yapıyor: Riyad’daki olaylarda Sayın Cumhurbaşkanı’nı da kandırdılar. Dursun Özbek olsam ‘Riyad’da ben de vardım, neden benden bahsedilmiyor?’ derim. Belediyelere talimat gidiyor. Belediyeler, imza veren kulüplere baskı yapıyor. Para sözü, vaadi veriyor. Kendisi aradığında da ‘Size Ali Koç mu baskı yapıyor?’ diyor. ‘Bu bir seçim değil, beni buraya kimin getirdiğini biliyor musunuz? Bana yapılan ona yapılır’ diyor. ‘CHP belediyeleri düğmeye bastı reisi yıkmaya çalışıyorlar’ diyor. Bazı kulüplere de şey diyorlarmış, bu Başkan gidecek bir şekilde de Ali Koç göndertti denmesin diye böle uzuyor. Bir de Volkan Can var, o siyaset yapmıyor. ‘İmza vermeyen takımların maçlarına atanan hakemlere daha titizlikle bakılıyor’ diye kulüplerle görüşüyor. Ne demek bu? Milli Takım için bir sponsorluk anlaşması yapılıyor, paranın bir kısmı alınıyor ve kulüplere dağıtılıyor. Yalansa, yalanlasınlar.
Dursun Özbek’i anlamıyorum: Dursun Özbek’i anlamakta zorlanıyorum. Bu kadar rahat pozisyon değiştirmek.. Sadece bu konuda değil, pek çok konuda! Ancak bu ülkede itibar görür, bu ülkede sorgulanmaz. Benle görüşmek istemişti, öyle olmadığını söyledi. Aracı ‘Siz istemiştiniz’ dedi. Kimse sorgulamadı. Önce 14 Aralık’ta ‘TFF’ye güveniyoruz’ diyor. 24 Aralık’ta ‘Tarihin en kötü başkanı Mehmet Büyükekşi’nin istifa etmesini istiyoruz’ diyor. 1 Nisan’da ‘O koltuklarda oturmak vicdanınıza sığıyor mu?’ açıklaması var. Ben böyle açıklamalar yapsam biri hakkında, suratına bakmam. Urfa’da ‘Seçimi neden önce çeksin, TFF’ye saygı duymak lazım’ diyor. Bu başkan imza kampanyasını ilk başlatanlardan. Rekabette avantaj yaratmak için böyle… Ben böyle zigzag yapsam, her tarafım oynasa utanırım.
Trabzonspor da imza vereceğini söyledi: Urfa’da telefon geliyor, Dursun Özbek iftarda apar topar Mehmet Büyükekşi ile görüşüyor. Ondan yardım isteniyor sanırım ’15-20 gün ne fark eder’ diyor. Sayın Özbek ‘Biz hedefe ulaştık, adam zaten seçim olacağını söylüyor’ diye düşünüyor herhalde. Toplantıda kendilerine sordum, inkar etmiyorlar. Birkaç kulüp daha var 18 Temmuz için sözcü olan. Trabzonspor da enteresan… Başkan’ın ağır açıklamaları var TFF için.. İmza vereceklerini söylediler, sonra ne oldu bilmiyorum. ‘Seçim istiyorduk, hedefimize vardık. Daha geç oluyor ama bu başkan gidiyor’ diyebilir. Sayın Başkan’a soruyorum size söylendiği gibi bu başkan aday mı, değil mi? En ağır ve istikrarlı şeklinde TFF’nin değişmesi gerektiğini söyleyen Trabzonspor’dur. İmza vereceğini söyleyendir. Dursun Bey gibi git gel yaşamamıştır. Trabzonspor’un sözünün arkasında durmadığını söylemiyorum, 18 Temmuz’ndan sonra esneklik sağladılar. Diğer kulüpler 18 Temmuz’a inanmıyor ve samimi bulmuyor.
Sen kimsin milli değerlerden bahsedecek? Ankara’da bize karşı olan iddialar inanmaya müsait bir anlayış var. Altı senedir gidiyoruz anlatıyoruz… Biz bir gidiyorsak, bizle alakalı gidenler on kere gidiyor. Riyad için çağırın, sorun dedik. Onlar da biliyor soruşturulduğunda başka şeylerin çıkacağını. Atatürk görselleri, 100. yıl logoları, Norm Ender’in ‘Parla’ şarkısında taviz veren, milli değerlerden bahsediyor! Sen kimsin milli değerlerden bahsedecek? Neden bizim hakkımızdaki asılsız şeyler Ankara’da büyütülüyor. Devlet ile problemimiz yok ama siyasetin bizle problemi olduğunu hissediyoruz ve görüyoruz.
1959 öncesi şampiyonluklar: 1959 öncesi şampiyonlukların tesciliyle ilgili komisyon kurulacağı söylenmişti ama kurulmadı. Bu iş de bu saatten sonra Büyükekşi ile olmaz. Daha önce ‘Siyasete girersem, suratıma tükürün’ dedim. Bunu bir şekilde Ankara’ya inandırıyorlar. Bizim eski başkanımız ‘Proje’ dedi, bir şeyler söyledi. Bizi devamlı siyasete çekiyorlar. Yakından, uzaktan siyasetle alakam yok! Bu yalanı çıkaranlar, ahirette hesabını verecek. Ankara’da bize karşı olan iddialara inanmaya müsait bir anlayış var. Hakkımızdaki asılsız şeyler Ankara’da büyütülüyor. Devlet ile problemimiz yok ama siyasetin bizle problemi olduğunu hissediyoruz ve görüyoruz.