Galatasaray’ın vazgeçilmez günah keçisi: Kerem Aktürkoğlu
O kadar çeşitli bir yetenek havuzu var ki, kötü oynasa da tek dokunuşla gol bulabiliyor Fenerbahçe. Dün iyi oynamadılar. Ama rakibi çalışmışlardı. Alanya’nın paslı oyun inadı işlerine yaradı. Bir de Tadiç vardı. Ligin en iyi incecilerinden…
Bakmayın skora. Hâlâ iyi değil Fenerbahçe. Sadece onlar değil, rakip de aksıyor onlarla oynarken. O yüzden maçlar da tutuk geçiyor. Daha doğrusu kopuk kopuk. Pasajlar halinde çağlıyor, sonra bölüm bölüm aksıyorlar. Yetenek paleti o kadar geniş ki, oyun zora girdiğinde de biri çıkıyor ve maçı koparıyor. Dün Tadiç sahnedeydi. Ajax günlerinden kalma bir gece yaşattı. Bu ülkede oynayan en iyi incecilerden biri o.
Maça bakarsak. Sezon başı olmasının iyimserliği sanırım. Her takımın bir hususiyeti var gibi gözüküyor. O yüzden de karşılaşmalar zevkli değilse de ilgi çekici oluyor. Dün akşam tabii ki başrol Fenerbahçe’ydi. Daha ilk yarıdan 12 şut bulan, en azından ilk 45 dakika topyekûn hücum yapan bir takım, hele maçı da kazandıysa tabii ki öne çıkar. Ama Alanyaspor’dan bahsetmek istiyorum ben. Çünkü garip bir tarzları var. İnsan ister istemez özel alaka gösteriyor.
Hükmü baştan vereyim. Asla iyi oynamadı Alanyaspor. Ama geriden pasla çıkmakta inatçıydı. Hücuma dönüşmese bile bu pas yapma itikadından vazgeçmedi. Fatih Tekke’nin iki senedir oynatmak istediği oyun bu. Ama böyle bir rakibe karşı, hiç taviz vermeden kaleden oyun kurmaya devam etmek, üstelik sürekli top kaybı yapmasına rağmen vazgeçmemek gerçekten ilgi çekiciydi. İkinci devrenin ilk 15 dakikasında nasıl bir planlarını olduğunu nihayet anladık. İlk yarıyı tek golle yenik kapatmış olmanın özgüveniyle daha önde ördüler oyunu. Fakat o da bir yere kadar taşıdı onları. Bu kadar sınırlı bir setle daha fazlasını yapmaları zordu.
Daha ilginç olan ise Mourinho’nun bunu öngörmesi ve pres oyununu ilk defa bu kadar uzun süreli olarak tercih etmesiydi. Golü bulana dek üçüncü bölgede topa basmaktan vazgeçmedi Fenerbahçe. Neredeyse 45 dakika sürdü bu. Bayağı da verim aldılar. İnsan şuna şaşırıyor. Jose Mourinho belli ki uzun uzun izlemiş Alanyaspor’u. Ona göre de bir ayar vermiş takıma. Bu kariyerde olan birisi için inanılmaz bir iş disiplini bu. Takdire şayan.
Başta söylediğimi sonda tekrar edeyim. Aslında iyi bir maç olmadı. Yine. Fenerbahçe takımdan bir türlü tam verim vermiyor. Hâlâ. Oyun oturmamış durumda. Henüz. Saint-Maximin çok tek tabanca. Defansif katkısı da çok sınırlı. Onun yüzünden Tadiç de ters kanatta sıkışıyor. Yedekte İrfan Can gibi bir kalite varken bu daha da sırıtıyor. Ama deniyor Portekizli teknik adam. Skorlar izin verdikçe sorun yok. Zamanı da var.
Önümüz milli maç arası. Bu dönemde yeni transfer(ler)le birlikte iki hafta sonra başka bir düzenek görebiliriz. Merak etmeye devam.