Bursaspor’dan İsmail Yüksek’e 100 bin TL teşekkürü
Karagümrük genel görünümüyle Fenerbahçe'yi zorlayacak bir takım hüviyetinde değildi. Kadıköy ekibi mücadeleyi üç puan ve maç fazlasıyla ‘Liderlik’ koltuğuna oturarak tamamladı.
Hafta için Konferans Ligi çeyrek final ilk randevusunda Olympiakos karşısında hafızası sonradan yerine gelen ve 3-0 geriye düştükten sonra orta sahanın aksayan iki ismi Krunic ve Zajc’ın kulübeye çekilmesinin ardından oyuna dahil olan Fred ve İsmail’in çıtayı yükseltmesi sonucu 3-2’lik bir skorla tur şansını Kadıköy’e taşıyan Fenerbahçe, dün asıl zorlu yürüyüşünü sürdürdüğü parkurda, Süper Lig arenasındaydı. Bitime yedi maç kala rakip düşme potasındaki Karagümrük’tü. 29’uncu haftada Trabzonspor karşısında alınan yenilgi sonrası Şota Arvaladze’nin istifasıyla kulübenin Gürcü teknik direktörün faal futbolculuk dönemindeki eski takım arkadaşı Tolunay Kafkas’a emanet edildiği Kırmızı-Siyahlılar’da bu kan değişikliğinin de pek işe yaradığı söylenemezdi. Lakin dün kâğıt üzerinde tam bir ‘Yukarıdakiler-Aşağıdakiler’ maçı oynandı Olimpiyat Stadı’nda ve bu yüzden bu randevunun heyecan grafiği en azından kâğıt üzerinde yükseklerde seyrediyordu.
İsmail Kartal kendi ısrarıyla takıma dahil edildiğinden olsa gerek arkasında durduğunu göstermek adına yine ‘İlk 11’de Rade Krunic’i yer vererek başlanan mücadelenin ilk yarısı Fenerbahçe’nin bu sezonki heba (uzatmaları katmadan klasik tanımlamasıyla söylüyorum) 45 dakikalarından biriydi. Üstüne üstlük karşılaşmanın bu bölümündeki en önemli fırsatı harcayan isim de Bosnalı orta sahaydı. Krunic’in kaleci Sirugu’nun üstüne nişanladığı yüzde yüzlük gol fırsatının ardından Güven Yalçın da “Bu da benden olsun” dedi ve laubali bir şekilde karşı karşıya pozisyonda Livakovic’i geçemedi. Peşi sıra Can Keleş kontra bir topta attığı enfes bir şutla şans ararken devreye Hırvat eldiven girdi ve klas bir kurtarışla kalesini gol kapadı. Lakin onun bu çabası yetmedi, ilk yarı biterken Can Keleş’in attığı gol ev sahibi konumundaki Karagümrük’ün soyunma odasına önde gitmesini sağladı.
Sarı-Lacivertliler gerideydi ama ikinci yarı çıkıp aradıkları golleri bulacakları o kadar aşikârdı ki. Bireysel çıkışlara bağlı, gücü ve kapasitesi belli bir takım vardı karşılarında ve bir-iki yetenekli oyuncunun göstereceği performansla ayakta kalmaya çabalıyorlardı. Zaten takımın puan cetvelindeki yeri her şeyi anlatıyordu. Disiplinden uzak, lakayt isimler de cabası… Nihayetinde Edin Dzeko’nun klas vuruşu, defansa çarpıp emeklilik dönemini Süper Lig’de geçiren Sirugu’ya yanılttı ve Kanarya devrenin hemen başında beraberliği yakaladı. Ardından da İsmail Kartal’ın yine hatasını anlayıp kulübeye oturttuğu Krunic’in yerine sahne alan Batshuayi’nin penaltıdan kazandırdığı golle de öne geçti.
Galatasaray’la oynayan kupa maçında tam bir halı saha futbolcusu olduğunu gösteren ama o mücadeleyi bir gol + bir asistle tamamladığı için övgüler alan Ryan Mendes’in Fred’e yönelik adeta rakibini sakatlamak istercesine yaptığı müdahale haklı olarak kırmızıyla cezalandırıldı ve hali mecali olmayan Karagümrük geride götürdüğü maçta 10 kişi kaldı. Burada küçük bir parantez açayım, bu tür gamsız, takım oyunundan uzak, futbol ahlakı problemli oyuncuları bulmakta ne kadar da mahiriz. Hoş, muhtemelen Süleyman Hurma geçmişte Kayserispor döneminde birlikte çalıştığı bir oyuncu olarak tekrar yollarını kesiştirmiş görünüyor ama Yeşil Burunlu futbolcunun genel olarak pek de verimli olduğunu söyleyemeyiz. Öte yandan Karagümrük’ün gücü zaten Fenerbahçe’ye yetmez ama düşmeye aday takımını 10 kişi bırakmak için bu denli lakaytlık, arkadaşlarına yönelik emek hırsızlığını ben anlamıyorum… Keza tekmesi yerine tam otursa Fred’i de birkaç haftalığına revire gönderebilirdi. Maç başından beri agresif davranan ve sarısı bulunan Valentin Eysseric de penaltı almak için ceza alanı içinde kendisi yere atınca takımının kırmızı gören ikinci ismi oldu. Yine Galatasaray’la oynanan kupa maçıyla hafızalarda yer edinen devasa forvet Markao’nun uzatmalardaki kafa vuruşu Livakovic tarafından bertaraf edilirken Fenerbahçe, Süper Lig tarihinde ilk kez karşılaştığı Kasım 1959’da aldığı mağlubiyetin ardından oynanan 14 maçta 10 galibiyet ve dört beraberlik elde ettiği rakibini bir kez daha üzmüş oldu.
Karagümrük genel görünümüyle zaten Sarı-Lacivertlileri zorlayacak bir takım hüviyetinde değildi ama düşmemeye oynamaları belki farklı bir görüntü sunabilirdi lakin onu da başaramadılar. Böylelikle Kadıköy ekibi mücadeleyi üç puan ve maç fazlasıyla ‘Liderlik’ koltuğuna oturarak tamamladı. İsmail Kartal’ın karnesi açısından da yine, yeni bir Krunic ısrarı ve bu ısrarın istenilen sonuçları vermeyeceğinin anlaşıldığı bir mücadele oldu. Öte yandan Livakovic’e de dün özel bir alkış gerekiyordu sanırım, kritik kurtarışlarıyla takımı ayakta tuttu ve rakibin az ama öz kontralarını etkisiz kıldı.
Ama sonuçta lig cephesi kayıpsız geçildi, şimdi sıra hafta içi Avrupa mesaisinde. Umarız turu geçer ve yarı final biletini cebine koyar; şimdiden başarı dileklerimizle.
Bu arada hakem kararları ilgi alanım dışıdır ama bir futbolsever olarak gözlemimi aktarayım; dünkü maçın Portekizli VAR hakeminin iki kritik kararının (penaltı ve penaltı değil) da doğru olduğu kanaatindeyim… Bir de Tolunay Kafkas dünkü skorla birlikte bu sezon Süper Lig’de iki farklı takımın (Ankaragücü ve Karagümrük) başında Fenerbahçe’ye yenilmiş oldu.