Dünya Ticaret Örgütü Başekonomisti Ralph Ossa jeopolitik gerilimler nedeniyle enerji arzında kesintiye yönelik risklerin dünya ticaretindeki toparlanmayı engelleyebilecek belirsizlikleri artırdığını belirterek 'Bu nedenle küresel ticarette büyüme beklentisini yüzde 3'ten yüzde 0.8'e düşürdük' dedi.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Başekonomisti Ralph Ossa, jeopolitik gerilimler nedeniyle enerji arzında kesinti yaşanmasına yönelik risklerin dünya ticaretindeki toparlanmayı engelleyebilecek belirsizlikleri artırdığını bildirdi.
Yüksek enerji fiyatları, artan enflasyon, sıkılaşan para politikası ve Çin ekonomisinde salgından sonra toparlanmanın beklentinin altında kalması nedeniyle küresel ticaretteki büyümenin bu yıl keskin bir şekilde yavaşladığını ifade eden Ossa, bu faktörlere bağlı olarak küresel ticarete ilişkin büyüme öngörülerini düşürdüklerini kaydetti.
Ossa küresel ekonomik büyümedeki yavaşlamanın ithalat dahil tüm ürünlere olan talebi azalttığına dikkati çekerek “Geçen yıl enflasyon birçok ülkede 1980’lerden beri görülmeyen seviyelere çıktı. Yüksek enflasyon karşısında, faiz oranlarını uzun yıllar sıfır seviyesinde tutan merkez bankaları para politikasını sıkılaştırmaya başladı. Sıkı para politikası, küresel ticarette 2022’nin son çeyreğinde başlayan düşüşün önemli faktörlerinden biri oldu” diye konuştu.
Yüksek faiz oranlarının şirketlerin yatırım harcamalarını kısmasına ve hane halkının kısa vadede tüketimini azaltmasına yol açtığını aktaran Ossa, “Bu da daha zayıf ithalat ve ihracat talebi demek. Ekonomistler, ekonomi yavaşladıkça ticaretteki büyümenin daha da zayıfladığını gözlemliyor. Bu nedenle WTO olarak, şu anda küresel ticarette bu yıl yüzde 0,8 büyüme öngörüyoruz. Geçen yıl bu oran yüzde 3 olmuştu” dedi.
Ossa, küresel ticaretin 2008-2009’daki mali krizden beri küresel ekonomiyle aynı oranda, ortalama yüzde 2,7 büyüdüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bu ilişkiyi sürdürmek için ticaretin 2023’te beklentinin altında büyüme göstermesinin ardından, 2024’te küresel ekonomiden daha hızlı büyümesi gerekecek. Dünyada enflasyonun yavaş bir şekilde gerilediğini dikkate aldığımızda, 2024’te küresel ekonomideki büyümenin yüzde 2,5 ve ticaretteki büyümenin de yüzde 3,3’e yükselmesini bekliyoruz. Eğer, faiz oranlarındaki artışla enflasyonun hızla düşürülmesi sağlanırsa, merkez bankaları da faiz oranlarında daha kısa süre içinde düşürme yoluna gidebilir. Bu da küresel ekonomi ve ticaretin büyümesini sağlar. Son veriler enflasyonun yavaş bir şekilde gerilediğini gösteriyor. Bu yavaşlama, yumuşak iniş ve daha erken bir toparlanmanın işaretlerini veriyor.”
Öte yandan, ABD ve euro bölgesinde yılın üçüncü çeyreğine ilişkin enflasyon verilerindeki gerilemenin endişelerin bir kısmını giderse de bazı gelişmekte olan ülkelerde enflasyonda yeniden artış eğilimi görüldüğüne işaret eden Ossa, Çin ekonomisindeki beklenenden keskin yavaşlamanın da küresel ticaretteki büyüme için risk oluşturduğunu söyledi.
Ossa, enerji fiyatlarının ticaretteki büyümede önemli bir faktör oluşturduğunu belirterek “Eğer tedarikte kesintiler meydana gelirse, enerji fiyatları yeniden artabilir ki bu da bazı ithalatçı ülkelerde resesyonu tetikleyebilir. Orta Doğu’da son dönemde gerilimin artması, yarattığı insani felaketin yanı sıra enerji arzında böyle bir aksama ihtimalini artırıyor. Çatışma bölgesel olarak nispeten sınırlı kalsa da hali hazırda ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilecek ve dünya ticaretinin toparlanmasını engelleyebilecek belirsizlikleri artırdı” değerlendirmesini yaptı.
Rusya-Ukrayna Savaşı dahil olmak üzere jeopolitik gerilimlerin arttığını ancak bu gerilimler neticesinde “küreselleşmenin bir yere gitmediğini” ifade eden Ossa, Avrupa ülkelerinin Rus petrol ve gaz arzına erişimi kaybettikten sonra birçok diğer ülkeden enerji ithal edebildiğini anımsattı. Ossa, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Jeopolitik gerilimlere bağlı olarak ticaret modelleri değişiyor ama buna deglobalizasyon demezdim. WTO olarak, ticaretin bölgesel siyasi çizgilere göre yeniden şekillendiğine ilişkin işaretleri gözlemliyoruz. Bazı ülkeler siyasi açıdan benzer düşüncelere sahip ortaklarla daha fazla ticaret yapmaya başladı. Bu, jeopolitik gerilimleri yansıtsa da aynı zamanda salgın öncesi ticaret modellerine geri dönüşe de işaret ediyor olabilir. Bu açıdan, ticaretin küreselleşmeden geniş çaplı şekilde uzaklaştığına ilişkin kanıtlar hâlâ oldukça sınırlı.”
Özellikle gıda gibi temel ihtiyaçların ticaretinde tüm ticaret kanallarının açık tutulması gerektiğinin altını çizen Ossa, Etiyopya gibi ülkelerin savaştan önce buğday tedarikinin büyük kısmını Rusya ve Ukrayna’dan sağladıklarını anımsatarak şunları söyledi:
“Ancak ticaret yoluyla bu ülkeler alternatif tedarikçilere ve ikame ürünlere ulaşabildiler. Ticaret kısıtlarını en az seviyede tutarak, ticarete konu ürünler en çok ihtiyaç duyulan bölgelere ulaştırılabilir. Bu her zaman akılda tutulması gereken bir durum.”