Yastık altındaki 300 milyar dolarlık altın yine iştah kabartıyor
Ortada büyük bir sorun olduğu aşikar ve uzun yıllar bizi de uğraştıracağı gün gibi ortada. Et üretiminde sorunun çözülmesi için süt hayvancılığından başlayarak bileşenler arasında bir senkronizasyonun sağlanması görevi Tarım Bakanlığı'na düşüyor.
Türkiye’de kırmızı et fiyatları son bir yılda yüzde 85 oranında artarak tüketicilerin alım gücünü aşan bir seviyeye ulaştı. Bu durum hem üreticiler hem de tüketiciler arasında büyük tartışma konusu oldu. Haftalık kırmızı et kesim fiyatlarını açıklayan Ulusal Kırmızı Et Konseyi “Ramazan Ayı Öncesi Kırmızı Et Sektöründe Durum Değerlendirmesi” raporunu paylaşarak sektörün karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna sundu. Bu raporda dile getirilen kırmızı et fiyatlarının yüksekliğinin nedenleri, etkileri ve çözüm yollarına hep birlikte bakalım.
Rapora göre kırmızı et fiyatlarında son bir yıldaki yüzde 85 artış, gıda enflasyonu ile uyumlu bir seyir izledi. Üretim maliyetleri de aynı oranda arttı. Bir kilo et için yapılan üretim maliyeti 319 lira iken piyasa fiyatı 325 lira oldu. Bu da besicilerin bu işten büyük bir kar sağlamadıklarını gösteriyor. Dolayısıyla kırmızı et fiyatlarının yüksekliğinin fiyatların gerçek değerinden sapması ile değil, vatandaşların alım gücünün düşmesi ile ilgili olduğu ifade ediliyor.
Kırmızı et fiyatlarının yüksekliği hem üreticiler hem de tüketiciler açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade edilen rapora göre tüketiciler et fiyatlarının yüksekliği nedeniyle et tüketimini azaltmak zorunda kalıyor. Bu da hem sağlıklı beslenme hem de gıda güvenliği açısından riskler taşıyor. Üreticiler ise tüketici talebinin azalması nedeniyle satışlarını düşürüyor. Ayrıca tüketimin azalması nedeniyle besiciden alınan karkas et ile kasap reyonlarına ulaşan et fiyatları arasında fiyat makası da açılıyor. Bu da sektördeki paydaşlar arasında dengenin bozulmasına yol açıyor.
Canlı hayvan fiyatlarında artışa değinilen raporda “Geçen yıl genç erkek bir sığırın fiyatının son bir yılda yüzde 95 artmasına rağmen satış fiyatları yüzde 85 artarak üretim maliyetinin altında kalmıştır” deniyor. Kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi ve sektörün devamlılığı açısından bir dizi çözüm önerisi sunuluyor. Bunlar şöyle sıralanabilir:
-Besi materyali sığır fiyatlarının düşürülmesine yönelik acil eylem planının açıklanması. Bu plan Et ve Süt Kurumu tarafından 2024 yılında ithal edilecek sığır sayısı, besicilerin kurulu kapasitesi, hayvan tedarikinin lojistik süreci gibi konuları kapsamalıdır.
-Konsey tarafından acil eylem planı istenmesini, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından açıklanan “Hayvancılık Yol Haritası”nda yer alan çözümlerin yeterli görülmediği şeklinde anlıyorum.
-Besi hayvanı materyalinin çoğaltılması için dişi hayvanların erkek etçi sığır sperması ile tohumlanması. Bu sayede hayvan sayısının artırılarak ithalatın azaltılabileceği ve et üretiminin yurt içinden sağlanabileceği.
-Doğum aralığının kısaltılması, mera imkanları iyi olan bölgelerde anaç sürülerin büyütülmesi ve korunması, buzağı kayıplarının azaltılması, sağlık tedbirlerinin alınması ve eğitimlerin yaygınlaştırılması gibi üretim verimliliğini artıracak tedbirlerin alınması.
-Besilik ithalatı konusunda anlık aç-kapa mantığıyla hareket edilmesine bir son verilmesi. Besicilerin hayvan işletmesine ne kadar hayvan alabilecekleri, tedarik edebilecekleri konusunda önceden bilgilendirilmesi. Böylece besiciler yem stoklarını ucuz fiyat sezonunda güçlendirebilir ve maliyetlerini düşürebilir.
Sonuç olarak, kırmızı et sektöründe fiyatlar neden artıyor sorusunun cevabı, sektördeki birçok faktörün bir arada değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu faktörler arasında besi materyali fiyatları, üretim maliyetleri, satış fiyatları, tüketicinin alım gücüne bağlı talebi, sektördeki rekabet gibi unsurlar bulunuyor. Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin bu raporla sektörün karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koymaya çalıştığını görüyorum. Ancak bu raporun Tarım ve Orman Bakanı’nın açıkladığı rapordan 12 gün sonra açıklanması bakanlığın sektörün temsilcileri ile yeterince görüşmediğini veya hiç görüşmediğini ortaya çıkarıyor.
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Karakuş’un verdiği bir röportajda et fiyatlarındaki artışın yem fiyatlarından kaynaklanmadığı ifade ediliyor. Yem fiyatlarındaki artışın 2023 yılında ortalama yüzde 35 olduğu ve asıl sorunun hayvan envanterindeki düşüş olduğu vurgulanıyor.
Dönüp dolaşıyor iş yine hayvan sayısına geliyor. Bu sorunun çözümü için ilk olarak gerçek hayvan sayısının tespit edilmesi lazım. Hayvan sayısı tespitinden sonra onu besleyecek doğal ve ucuz yem kaynağı olan meraların ıslah edilerek süt ve besi hayvancılığına tahsis edilmesi gerekiyor.
Ortada büyük bir sorun olduğu aşikar ve uzun yıllar bizi de uğraştıracağı gün gibi ortada. Et üretiminde sorunun çözülmesi için süt hayvancılığından başlayarak bileşenler arasında bir senkronizasyonun sağlanması görevi Tarım ve Orman Bakanlığı’na düşüyor.
Çözülür mü peki? Bakanlık kendi yarattığı sorunun çözümünü ithalatta gördüğüne göre biz daha bunun üzerine çok konuşur ve yazarız gibi görünüyor.
20 Kasım 2024 - TÜSEDAD ve USK verileri çatışıyor: Çiğ sütte kimin hesabı doğru?
17 Kasım 2024 - Mütevazı sofraların vazgeçilmezi tavuk ve yumurta artık lüks mü olacak?
15 Kasım 2024 - Süt üreticileri deli para kazanıyor (!)
13 Kasım 2024 - Ekim ayında yağış azaldı, tarımsal üretim için tehlike çanları çalıyor