Almanya Kupası’nı kıskanmak… Çek bir Lüleburgazspor
Süper Lig yayını için verdikleri teklif kabul edilmeyen Sadettin Saran 'Futbol yayıncı kuruluşa esir halde. Bir dahaki ihaleye çok güçlü hazırlanıyoruz' dedi. Saran 'Nasıl?' sorusuna espriyle yanıt verdi: Katar vatandaşlığına başvurdum!
Fenerbahçe’da başkanlık adaylığını açıklayan iş insanı Sadettin Saran tv100’de gazeteci Candaş Tolga Işık’ın sunduğu Az Önce Konuştum programına katıldı. Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fenerbahçe için planladıklarından beIN Sports’a karşı kaybettiği yayın ihalesine, Ali Koç’tan Aziz Yıldırım’a birçok konuda açıklama yaptı. Saran’ın konuşması özetle şöyle…
2018’de aday olmadım, oyları bölmenin anlamı yoktu: Fenerbahçe başkanlığı benim hayalimdi. Çünkü iyi yapacağıma inanıyorum. O zamanlar istedim, aday olamadım. İki defa ihraç edildim. Bir keresinde o zamanki başkan (Editörün notu: Aziz Yıldırım) ‘Hadi birileri çıksın, hodri meydan’ dedi. Ben de çıkıp ‘Yasağımı kaldır, ben varım’ dedim, olmadım. İnsanlar sanıyor ki bir türlü çıkamıyor. Çıkamadım. 2018’de ilk defa yasal hakkımı kazandım. Bir kere başkan olmak değil iyi başkan olmak önemli. 2018’de aday olmadım, oyları bölmenin anlamı yoktu. Zaten Aziz Yıldırım hezimete uğradı, Ali Bey büyük bir farkla kazandı. Bu sefer de kasım ayında Ali Bey’e gittim. Çok emek verdin, çok yoruldun dedim. Bize büyük haksızlık yapılıyor.
‘Aday olmayacaksan ben varım’ dedim: Bu süreçte de bize düşen sana destek olmak. Ama ‘Aday olmayacaksan ben varım’ dedim. O da ‘Ben de bu işi iyi yapacağına inanıyorum’ dedi. ‘Ben aday olup olmayacağımı bilmiyorum, muhtemelen olmayacağım ama asla asla deme’ dedi. ‘Bize defterleri açar mısın? Çalışmamızı yapalım’ dedim. Sağ olsun açtı. İnanılmaz şeffaf yaklaştı. Ona yapılmayanı o bize yaptı. Ona müthiş bir karalama kampanyası vardı. Ona yapılan karalama kampanyası bugün Ankara ile aramızın açık olmasının sebeplerindendir, başlangıcıdır. Gerçi ona beş senedir yapılıyor, bana 20 senedir yapılıyor. ‘Ben adayım’ diye ortaya çıktığımdan beri yapılıyor. Biliyorsunuz FETÖ projesi dediler sayın başkana, Ankara’ya mektuplar yazıldı.
Türk spor tarihinin en hazır yönetimiyle geliyoruz: Biz, sana destek olmak düşer dedik. O da ‘500 imzayı topla, sana defterleri açayım’ dedi. O kongre sürecinde orada bile yıpratılmaya çalışıldım. Şampiyonluğa gidiyorken bu seçim çalışmaları yanlış. Ali Bey’in şeffaflığı sayesinde Ekim, Kasım ayından beri ciddi şekilde çalışıyoruz. Sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk spor tarihinin en hazır yönetimi ile geliyoruz. Bunu da Ali Bey’in şeffaflığına borçluyuz. Geldiğimiz noktada bir muamma var. Zor da bir süreç. Dünkü mağlubiyetten sonra ‘Hadi çık artık, Ali Başkan’a karşı bile aday olalım’ diyorlar.
Bu başarısızlığı sadece Ali Bey’e bağlamak da haksızlık olur: 10 senedir Fenerbahçe şampiyon olamıyor. Futbolda başarı var demek yalan olur. Ama bu başarısızlığı sadece Ali Bey’e bağlamak da haksızlık olur. Bugün sınırdan geçen bir teröristin İstanbul’da hangi lokantaya girdiğini bile bilenlerin bizim Rize deplasmanından sonra otobüsümüzü kurşunlayanların failini bulamaması inanılır gibi değil. Gelelim Trabzon maçına. Dünyanın neresinde sahanın ortasında meşale varken maç devam eder? Orada kesilip üç puanı almamız, 3-0 gelmemiz lazımdı. Bırak istifayı, bir geçmiş olsun bile yok. Gelelim dünkü maça… (Editörün notu: Sivasspor- Fenerbahçe) Penaltı, penaltı mıydı? Kesinlikle değil. Ben sporcuyum, objektif adamım. Öyle komplo teorilerine girmem. Ama burada Fenerbahçe’ye müthiş bir haksızlık var. O yüzden aday olmak için aday olmam. Fark yaratacaksam aday olurum. Ailemden, sevdiklerimden hiçbiri aday olmamı istemiyor. Orası çok yıpratıcı bir yer. O koltuğa da bir şey almaktan ziyade bir şey vermeye gelenler önemli.
Aziz Yıldırım’a gönderme: Dış güçler deyip duruyoruz değil mi? Bağışıklık sistemin güçlü olmazsa mikroplar çok rahat girer. Bir kere bizim bağışıklık sistemimizde sorun var. Aday olabilirsek birlik beraberlik adı altında aday olacağız. Belaltı vurmayla benim işim olmaz. Bunlar kötü niyetli insanların yaptığıdır. Bu karalama zaten sadece bir yerden geliyor. Böyle bir ortamda, herkes oraya saldırırken, dün de puan kaybetmişken ben de diğerleri gibi mi olayım? Akbabalık mı yapayım? ‘Ben bu kulübün bekçisiyim’ (Editörün notu: Aziz Yıldırım) deyip 2 Nisan’daki kongreye sağa sola telefon açıp ‘Katılmayın’ diyenlerden, bu zihniyetten kurtulmamız lazım. Sivas’ta puan kaybetmemize sevinen zihniyet varken, dış güçlerin elini güçlendiriyoruz.
Popülizm iş ahlakını bozar: Ben akbaba olmak istemiyorum. Popülizm mi yapayım? Popülizm iş ahlakını bozar. Ben ‘Güzel bir fırsat çıktı, adayım’ nasıl diyeceğim? Ali Koç, Sadettin Saran önemli değil. Önemli olan Fenerbahçe. Bu işte elimden geleni yaparım, olursa olur olmazsa olmaz. Her hayalimizi de gerçekleştireceğiz diye bir şey yok. Ben küçükken hayalimin peşinden koşsaydım bugün kovboydum.
Bu işi çok iyi yapacağımıza inanıyorum: Başarıyı neyle ölçersin? Ona ulaşmak için nelerden vazgeçtiğinle ölçersin. Ben burada aday olmak için her türlü yolu deneyen biri değilim. Bu işi çok iyi yapacağımıza inanıyorum. Kendi yönetimimde açık açık ‘Ben başkan olmak istiyorum’ diyenler var. Ben bunlara müsaade ediyorum, hoşuma gidiyor. Bizim zamanımızda öyle değildi. Ben bir çıktım, ileride aday olacağım dedim. O zamanki çok büyük bir ağabeyimiz gelip ‘Oğlum böyle şey söylenir mi?’ dedi. Ne olacak, bu bizim hayalimiz. Ben kimsenin arkasından iş çevirmiyorum ki. Benim şirketlerimde de böyle. Benim fikrimi değiştirebilecek insanlar istiyorum etrafımda. Ne kadar güçlüsün, en zayıf halkan kadar güçlüsün. Dolayısıyla bir iyi bir yönetim oluşturduk. Geceli gündüzlü çalışıyoruz. Aramızda elenenler oldu. Birlik beraberlik oluştu. Ben aday olamasam da Ali Bey’e dedim, benim yönetimimde iyi insanlar var.
Ankara ile ilişkiler kötü başladı. İçimizdekiler yüzünden: Futbolda başarı var demek yanlış olur ama müthiş dış etkenler var. Genel olarak baktığınız zaman, yapılanlar, şeffaflık, voleybol, basketbol, dünya spor kulübü olarak baktığında bir başarı var. Futbolda yok maalesef. Bunun sebepleri biraz önce dediğim gibi. Ankara ile ilişkiler kötü başladı. İçimizdekiler yüzünden. Bu süreç iyi yönetilmedi. Onun düzeltilmesi lazım. Düzeltilmeyecek şeyler değil. Fenerbahçe neden şampiyon olamıyor? Bunun çok sebebi var. İstenmiyor bizim şampiyon olmamız. (Fenerbahçe’nin üzerinde oyunlar oynanıldığını düşünüyor musunuz? sorusu üzerine)Evet, kesinlikle. Dünkü penaltı, penaltı değildi. Biraz önce anlattım. Trabzon olayı şaka gibi.
Ali Koç aday olursa onun yönetimine girmem: (Ali Koç aday olursa onun yönetimine girer misiniz, sorusu üzerine) Girmem. Her yiğidin farklı yoğurt yiyişi var. Ben Ali Bey’in iyi bir insan olduğunu düşünüyorum. Tarzlarımız çok ayrı. Kendisine de söyledim. Biz geçinemeyiz. Kötü anlamda söylemiyorum. Çok farklıyız. Ama ona çok iyi, çok başarılı olacak, iyi Fenerbahçeli insanlar tavsiye edeceğim. Geriye dönüp baktığımda olur da kazanamazsam, aday olamazsam iyi Fenerbahçeliler kazandırdım Fenerbahçe’ye.
Yönetimin elini zayıflatmak istemiyorum: (Fenerbahçe ligden çekilmeli miydi, sorusu üzerine) Burada oturup yönetimi eleştirmek çok kolay. Ama mertçe bir hareket olmaz. Yönetimin elini zayıflatmak istemiyorum, bu konularda yorum yapmak istemiyorum.
Ande Conte iddiasına yorum yok: (Teknik direktör Andre Conte ile anlaştığınız doğru mu, İsmail Kartal ile çalışır mısınız, sorusu üzerine) Bu konularda yorum yapmak, oyuncuların ve hocanın emeğine saygısızlık olur. Biz çalışıyoruz. Projelerimizi hazırladık. Maddi kaynak sağlamaya çalışıyoruz. Önceliğimiz ailemiz, ondan sonra işi gücü bıraktık Fenerbahçe. Gece gündüz çalışıyoruz. Burada da fark yaratacağımıza inanıyoruz. Türk spor tarihinin en hazır ekibiyle geliyoruz. Kampanyamız hazır ama bir türlü ortaya çıkamıyoruz. Arkadaşlarımız için de rahatsız edici bir durum. Ama çok genel anlamda, birlik beraberlik çerçevesinde bir an önce şampiyon yapmak. Bu proje değil tabii. Çok proje var. Yapılması gereken en önemli şeylerden biri Ankara ile aramızın daha iyi hale getirilmesi. Hala şampiyonluk şansımız var. Beş hafta var, çok şey değişebilir. Bu seçim sürecine çıkmamaya çalışıyorum. Bizim için, ekip için çok zor. İnşallah Ali Bey bir an önce kararını verir. Çünkü biz de çok zorlanıyoruz. Ama herhalde o noktaya geldik, yakında açıklayacak inşallah.
Gaza gelmeden, akbabalık yapmadan hareket ediyoruz: (‘3 Temmuz’da Fenerbahçe’nin yanında olmadığınız iddia ediliyor’ denmesi üzerine) Amerikalıların bir atasözü var. Ölü bir köpek tekmelenmez diye. Meyve veren ağaç taşlanır tarzı bir şey. 20 senedir bir sataşma var. Bunların hepsi tek bir kaynaktan. Bize çok büyük bir teveccüh oluştu. O 500 imzayı 48 saat içinde topladık. Gaza gelmeden, akbabalık yapmadan hareket ediyoruz. Karalama olmasa ben üzülürdüm. Moğolların çok güzel bir atasözü var. Bir kurdun arkasından 100 tane köpek havlamıyorsa o kurt kurt değildir. Dolayısıyla bunlar normal, benim de hoşuma gidiyor.
Ben hiçbir zaman Fenerbahçe’nin şike yaptığına inanmadım: 3 Temmuz’da bu dedikleri cümleyi açayım. Ben üniversitelere konuşmaya gidiyorum. Bu kumpas sürecinde de liselere bile hiç hayır demedim. Zonguldak Üniversitesi’ne gittim. Galatasaraylı olduğunu hatırladığım genç bir çocuk -o zaman tabii daha kimse neyin ne olduğunu bilmiyor- ‘Ya başkan, devletin savcısı, devletin polisi, her şey ortada, tapeler ortada, şike var’ dedi. Ben de şu minvalde konuştum. ‘Güzel kardeşim eğer şike varsa bunu sadece Fenerbahçe’ye mal edemezsiniz. Varsa herkes yapmıştır’ dedim. Şimdi sayın Aziz Yıldırım da buna benzer bir konuşma yaptı. Dedi ki ‘Eğer şike yaptıysam ben bunu Fenerbahçe için yaptım, kendim için yapmadım’ dedi. Kötü niyetliler istese onu alırlar. Zaten Galatasaraylılar kullanıyorlar o cümleyi. Bizde de Fenerbahçeliler bana karşı kullanıyor. Ben hiçbir zaman Fenerbahçe’nin şike yaptığına inanmadım.
Fenerbahçe’yi 3 Temmuz’da savunan avukatları bizimle beraber: O tarihte Hürriyet’te röportajım var. ‘Fenerbahçe şike yapmamıştır’ demişim. Yine o tarihte, 2 defa beni haksız yere kulüpten ihraç etmiş, haysiyetimle uğraşmış Aziz Bey hapse girdiğinde Acer Bey’i aradım. ‘Acer abi’ dedim, ‘Bana büyük haksızlık yaptı ama bu kadarını hak etmiyordu. Ben senin emrindeyim’ dedim. Allah’tan yanında da Uğur Dündar varmış. O da birkaç gün sonra haberini yaptı. Yani bunlar laf değil, belgeli. Beni ‘Neredeydin’ diye eleştiriyorlar. Ben haksız yere ihraç edilirken siz neredeydiniz? Tek suçum aday olmak istemekti. Bunlara inananlar ya yarım akıllı ya da inanmak isteyenler. Ben Hulusi Belgü’den rica ettim, ben gidemiyorum, ihraç edilmişim. Sağ olsun Hulusi Belgü de bana bu camiada ilk ‘Başkan’ diyendir. Rica ettim, ‘Ben 10 senelik locayı peşin ödeyeceğim + 2 tane şube boks ve yüzmeye talibim’ dedim. Başka biri yapmış mı bunu? Çıktı orada okudu, cevap bile gelmedi. Biz eğer seçilirsek, Fenerbahçe’yi 3 Temmuz’da savunan avukatları da bizimle beraber. Yine aynı şekilde devam edeceğiz.
Yargı süreci sonlandı, haklı bulundum: (Vladimir Beschastnykh transferinde yolsuzluk iddiası hakkında…) İki defa ihraç edildim. Birinde ihraç edilip geri döndüm, sonra bununla geldiler bana. Bu dava dokuz sene filan sürdü. Bu kadar atıp tutanlar, korkan insanlar korktukları şeyler üzerinden saldırırlar. Bu kadar atıp tutuyorlar, bir tane belge sunamadılar. Savcılığa neden gitmediler? Niye sadece dedikodularla hareket ediyorlar? Elimizde belgeler var diyorlar, sunsaydınız kardeşim o zaman. Kazansaydınız davayı, kazanamadılar. Yargı süreci sonlandı, haklı bulundum. 2018’de aday hakkımı aldım.
Fenerbahçe’ye haciz konusu: (Fenerbahçe Kulübü’ne haciz gönderdiniz mi, sorusu üzerine) Şimdi sen arkadaşlarınla, memleketten annen ve babanla Beşiktaş’ın bir yurtdışı maçına gidip kombine bilet aldın. Güzel bir yemek yedin ve maça geldin stada. Senin kulübünün başkanı haber gönderdi, ‘Almıyorum’ dedi. Sen de dedin ki ‘Nasıl almıyorsun ya, al benim biletlerim bu’ Arkadaşlar diyor ki ‘Kusura bakmayın başkanın kişisel hırsları kulübün önünde geliyor, almıyor’… ‘Ne yaparsan yap, mahkemeye gidersen git’ dediler. Ne yaparsın, gider misin, hakkını arar mısın? Sene 1997-1998, o zaman Galatasaray’ın yayın hakları, ön eleme, hazırlık, jübile ve reklam hakları 3,5 milyon dolar. Galatasaray pazarlık yaptı. Aynı içerik, aynı sene 10 milyon dolar verdim ben Fenerbahçe’ye. 5 milyon dolar peşin, 5 milyon dolar da teminat mektubu. Beni arayıp ‘Teminat mektubunu kırdırabilir miyiz?’ diye sordular. ‘Kırdırabilirsiniz’ dedim. Bir sene sonra şampiyon oldu Fenerbahçe. Ondan biraz sonra halka açıldı Fenerbahçe. Yüzde 5’i 10 milyon dolar’a geliyordu. Öyle bir paradan bahsediyoruz.
Kişisel hırsları Fenerbahçe’nin önüne geçti: Arkadaşlarım stada geliyor, ön eleme maçı, yurt dışında araçlarımız geliyor, canlı yayın çekilecek vs. ‘Almıyoruz sizi içeri’ diyor. Burası muz cumhuriyeti mi? Kişisel hırsları Fenerbahçe’nin önüne geçti. ‘Git kardeşim hakkını mahkemede ara’ diyorlar. ‘Yapmayın bu bizim hakkımız. Bizim cezai şartımız var, bu sinyali yurt dışına gönderemezsek şudur budur…’ ‘Ne halin varsa gör’ dediler. Ben iş adamıyım. Popülizm iş ahlakını bozar. Çalışanlarıma, işime sahip çıkmam lazım. Biz de gerekeni yaptık. Mahkeme ‘Ben bir hakem atayacağım, Fenerbahçe Kulübü bir hakem atayacak, siz de bir tane atayacaksınız’ dedi. Fenerbahçe Kulübü’nün atadığı hakem dahil olmak üzere üç hakem de bizi haklı buldu. Ne oldu? 1 milyon 755 bin dolar ekstra cezai şart ve bir de faiz koydu. Ben o paraya dokunmam dedim, almadım. Kulübe haciz getiren eski yöneticiler atıp tutuyor ya, sor bakalım hangisi 1 milyon 755 bin dolar bağışlamış? Sonra ne oldu? Mahkemeyi kazandık. O zaman güzel bir CEO’ları vardı, geldi. Hemen anlaştık. Bizde para yok dedi. Bize loca verin, bize reklam hakları verin dedim, para istemiyoruz. Reklam haklarını bile ötelediler. Sonra Ali Bey geldi. Ali Bey de dedi ki biraz daha indirim yapalım, biraz daha öteleyelim. Biz alacağımızın yüzde 6’sını aldık. Külliyen zarar ettik. Yani haciz olayı da bu.
TFF’de de değişim kesinlikle şart: (TFF ile ilgili görüşünüz ne? Seçim Avrupa Şampiyonası sonrasına mı ertelenmeli? sorusu üzerine) Bir ay fark edecek. Kesinlikle ve kesinlikle bir değişim şart.
Türk futbolu yayıncı kuruluşun esiri olmuş vaziyette: (Naklen yayın ihalesi gündem oldu. BeIN Sports ile beraber teklif verdiniz. Size bir haksızlık yapıldı mı, sorusu üzerine) Bir kere Türk futbolu yayıncı kuruluşun esiri olmuş vaziyette. Yayıncı kuruluş ‘Bunun ederi 50 milyon dolar’ diyor. Biz ihaleye giriyoruz, 65 milyon dolar veriyor. Daha önce de daha yüksek rakamlar vardı. Federasyon Başkanı daha önce bir teminat mektubunu iade etti. Kur farkı dediler, ağladılar, Türk halkını yeteri kadar ciddiye almadılar. Ama gittiler Messi’ye dünya kadar para verdiler. Böyle bir ortamdayken biz ihaleye bunlarla girdik. Seneliğine 65 milyon dolar verdiler. Biz yarım milyar dolar’dan fazla para verdik, üç seneliğine. Dolayısıyla bunların ihaleleri iptal edilmesine rağmen teminat mektubu yok, tekrar ihaleye çağırıldılar ve seneliğine 180 milyon Euro veriler ve ihaleyi kazandılar. Buruk muyuz, buruğuz ama gururluyuz. Çünkü Türk kulüplerine ekstradan 300 milyon euro girmesini sağladık. İnşallah bizden sonra sözleşmelerde kur farkından dolayı bir takım imtiyazlar sağlanmamıştır. Ama evet, biraz üzüldük. Sağlık olsun, devam ediyoruz. Yine gireceğiz. Orada farklı dengeler var. Ama biz bir dahaki ihaleye çok güçlü hazırlanıyoruz (Nasıl, sorusu üzerine gülerek yanıt verdi). Ben Katar vatandaşlığına başvurdum. Neyse hayırlısı olsun.
Sabır istemiyoruz, Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız: (Seçildiğiniz yıl Fenerbahçe’yi şampiyon yapacak mısınız, sorusu üzerine) Evet. Biz sabır istemiyoruz. Bütün yöneticilerin futboldan anlaması gerekmiyor. Bilmediğini bilmesi gerekiyor. Herkes futbolu çok iyi bildiğini iddia ediyor. Öyle bir şey yok. Burada görev dağılımı yapacağız. Ben etrafımda benden daha akıllı insan bulundurmaktan gocunmam. Biz oralara geleceğiz diye her yol mübah değil bizim için.
Fenerbahçe Türkiye’nin değil dünyanın en büyük spor kulübü: (Nasıl Fenerbahçeli oldunuz, sorusu üzerine) Beş yaşındaydım biri gelip ‘Hangi takımı tutuyorsun?’ diye sordu. Takım filan o zaman pek bilmiyorum. Biri dedi ki ‘Senin baban Fenerli.’ Ben de o zaman Fenerliyim dedim. Bence herkes babasının takımını tutmalı. Fenerbahçe Türkiye’nin değil dünyanın en büyük spor kulübü. Bunu Barcelona Başkanı Laporta ile de konuştuğumuzda o da kabul ediyor Bu kadar olimpiyatlara sporcu veren bir kulüp var mı? Dünyada yok.
Avrupa’da ileri giden bir Fenerbahçe hayal ediyorum: (Fenerbahçe Başkanı olarak hayaliniz nedir, sorusu üzerine) Zico’nun Fenerbahçesi gibi futbol oynayan, Avrupa’da ileri giden bir Fenerbahçe hayal ediyorum. Birlik beraberlik içinde bir Fenerbahçe hayal ediyorum. Aziz yapamadı, Ali Bey de yapamadı, Sadettin de yapamaz diyorlar. Kim yapacak o zaman? Dünyanın en yıpratıcı işi ama bununda düzeltilmesi lazım. Bu federasyonla yaşadığımız büyük sorun bütün futbola zarar veriyor. Yabancılar anlamıyor. Bu çözülmeli. Bunun en önemli çarelerinden biri de mevcut federasyonun gitmesi. Bunun için de Ali Başkan büyük bir mücadele veriyor.