Beşiktaş ve Bailly’nin yolları ayrıldı
İki sezondur önce Fred'i yazıyor, sonra kalan 10 kişiyi belirliyor Fenerbahçe. Dünkü rahat galibiyetin ilk nedeni o, diğeri gününde olmayan kaleci Gökhan’dı. Biri en iyi günündeydi belki de, diğeri de en kötü. 0-5’lik skor işte böyle ortaya çıktı.
Tamam Fred’i anlatacağım uzun uzun. Bu maçın yazısı onun hakkını vermeden yazılmaz. Fenerliler Fred dönünce ‘yaba daba du’ diye bağırsa yeri. Taş Devri’ndeki Fred Çakmaktaş’In kulakları çınlasın. Ama başka bir yerden başlasak olur mu? Olmadık bir yerden…
Dünkü maçı izlemekten keyif aldınız değil mi? Tempo yüksek, mücadele kaliteli, oyun akışkan. Özellikle ilk yarı iki takım da gol peşinde. Nedenini düşündünüz mü? Fenerbahçe’nin iyi oyunu mu yarattı bunu? Şu ana kadarki en iyi oyunuydu evet. Ama yeter mi? Fred’in harika golleri miydi olay sadece?
İşte bu noktada devreye girmeli İlhan Palut ve Çaykur Rizespor. Geçen seneki kadroyu korumanın en büyük transfer olduğunu düşünen, ekstra bir oyuncu yerine stadın zemininin düzeltilmesini talep eden İlhan Palut, dün ağır bir yenilgi aldı. Bu yüzden asacak mıyız şimdi onu? Oynatmak istediği (ama dün hiç oynatamadığı) oyunun ipuçlarına hiç bakmayacaksınız değil mi? Devre biterken denkti oyun. Nasıl oldu da 5-0 oldu, izleyenler de oynayanlar da anlamadı.
Geçen seneden hatırlıyoruz. Herkes yeterince iyi oynamazsa bu ligde Fenerbahçe’yi yenmek, onlardan puan almak zor iş. Çok kötü gününde bir kaleciyle, yedikçe dağılan takım yapısıyla dünkü maçtan sağ çıkmak daha da zordu. İlhan Palut bundan ders çıkaracaktır eminim. Umarım Rizesporlu taraftarlar da…
Şimdi Fred’i övmeye başlayabiliriz. O goller gösterdiği performansın sadece ufak bir bölümü. Yaptığı tabelanın çok ötesinde bir etkisi var. Hani mobilya mağazasından bir dolap alırsınız, evde kendiniz monte etmeye kalkarsınız. Bir vida dışarıda kalır ve dolap bir türlü düzgün durmaz ya… Ya da çocuğunuzla lego oynarken o helikopterin pervanesi bir türlü dönmez ya… Ya da Z Kuşağı’nın anlayacağı dilden söyleyelim, oyunun meta’sını bulur ve her atakta gol atarsınız ya… İşte o eksik parça Fred, oyunun bir tür hilesi. Yerine yerleştiriyorsunuz, bir anda vites değiştiriyor Fenerbahçe. Yanındaki yöresindeki herkes için kalkınma planı uyguluyor Brezilyalı. Solcu Başkan Lula bile ülkesinde bu kadar şeyi değiştirmedi. Biraz abartmak istiyorum izninizle. İki sezon daha böyle oynasın, Alex’in pabucunu dama atar. O derece büyüleyici. Nasıl ki Arjantin Rodrigo de Paul gibi bir oyuncuyu adeta Messi’nin saha içi muhafızı gibi oynattı. Birilerinin de Sarı-Lacivertlilerde bu görevi alması an meselesi. Sakatlanmadığı sürece bu takımın ana arteri o.
🎯 Fred'den ceza sahası dışından harikulade gol! #ÇRSvFB pic.twitter.com/Okrj6yCEPM
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) August 25, 2024
Galibiyet sadece ona bağlanamaz tabii. Dedim ama emin de değilim bak. Acaba bağlanabilir mi? Bunu sonra tartışırız. Fakat şunu biliyoruz: Futbol bir takım oyunu. Ama en çok da teknik direktör oyunu. Mourinho’nun, Rizespor’u çok iyi çalıştığı belli. Maç önü röportajda İlhan Palut’u boşa övmemiş Portekizli. Bayağı çalışmışlar belli ki. Önde pres, ani bindirmeler, geçiş oyunları… Tamam bunlar standart şablonda var ama sanki üzerine sıkı bir Rize filtresi de uygulanmış gibiydi.
Tabii bir de Rizespor kalecisi Gökhan faktörünü de unutmamak lazım. Kendi seyircisinin iki gol yedikten sonra yuhalaması halt etmektir, o ayrı. Hiçbir oyuncu bu şekilde geri kazanılmaz. Ama o goller de yenmez be Gökhan. Hadi ilkinde topun ivmesi değişti. Fakat ikincisinde ayak biraz dışarı çıksa kurtarırdı onu. Üçüncüsü en zoruydu. Ama çıkarsa çıkarırdı. Sonrasında da film koptu zaten. İyi gününde değildi belli ki. Daha fenası böyle bir taraftar kültüründe daha kötü günleri de olacak gibi. Bu krizi ancak İlhan Palut toparlar. Tabii onu paketlemeye kalkmazlarsa. Tırnak kadar rasyonellik taşıyan kimse bunu yapmaz. Ama insan bu coğrafyada her şeyi bekliyor.
Sezonun şu ana kadarki en iyi maçını oynadı dedik Sarı-Lacivertliler için. Kadroya baktığınızda bunu neredeyse geçen seneki 11’le yaptıklarını görmüşsünüzdür. İsmail Kartal’ın sürekli kazanan takımının Saint Maximin olan varyantıydı oyun. Tadiç sağda, Saint Maximin solda. Gerisi aynı tas aynı hamam. Bu da bir mesaj aslında. Yeni transferler bir kadro zenginliği mi, yoksa takımı bir üst seviyeye ‘upgrade’ mi edecekler? Şimdilik ilki gibi duruyor. Bakalım zaman ne gösterecek?
21 Aralık 2024 - Fenerbahçe için gidiyor gitmekte olan
16 Aralık 2024 - Kadıköy’de yağmur, ter ve gözyaşıyla gelen üç puan
12 Aralık 2024 - Fenerbahçe’ye Mourinho değil Freud lazım
8 Aralık 2024 - Bir derbi klasiği: Kalite değil mücadele kazandı
29 Kasım 2024 - Tel tel dökülüyor Beşiktaş, sahada da masada da…